Cildi koruyan ve canlı tutan besinler
Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için besinlerde bulunan karotenoidlerin, özellikle beta karoten ve likopenin oldukça etkili olduğunu söyleyen Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi Sağlıklı Yaşam Yöneticisi Diyetisyen Sibel Mumcu, “Havuç, kayısı, domates, biber, kavun, ıspanak, maydanoz, asma yaprağı, dereotu gibi sebze ve meyveler beta-karoten içerir. Likopenler ise, meyve ve sebzelere pembe-kırmızı rengi veren pigmentlerdir. Domates, karpuz, çilek, greyfurtta bolca bulunur. Domates likopen kaynağıdır; cildin daha güzel görünmesini sağlar. Karpuz da domates gibi likopen içerir; cildin kızarmasını, vücudun susuz kalmasını engeller” dedi.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler cildi güneşin zararlarından korur
Brokoli gibi sebzeler ile fesleğen, biberiye, adaçayı, maydanoz gibi taze otların serbest radikallere karşı savaşan ve cildi koruyan antioksidanlar açısından zengin olduğunu vurgulayan Sibel Mumcu, “Koyu yeşil yapraklı sebzeler de antioksidanların kaynağıdır ve cildi güneşin zararlarından korur” açıklamasında bulundu. Omega-3’lerin cildin parlak ve gergin olmasını sağladığını söyleyen Mumcu, “Bu yağ asitleri hücre zarını güçlendirir, cildin daha genç görünmesini sağlar. Somon, ceviz, keten tohumu, zeytinyağı, koyu yeşil sebzeler beslenmeye mutlaka eklenmeli” önerisinde bulundu.
E ve C vitaminleri cildi yaşlanmaya karşı korur
E ve C vitaminlerinin de güneşin zararlarından cildi koruyan güçlü antioksidanlar ve yaşlanmaya karşı etkin vitaminler olduğunu dile getiren Sibel Mumcu, “E Vitamini kaynakları; bitkisel yağların çoğu, ceviz, fındık-fıstık, tohumlar, et, balık, yeşil yapraklı sebzeler, ıspanak, kuşkonmaz, elma, yumurta ve tahıllardır. Çilek, kivi, portakal ve diğer turunçgiller, sarı, yeşil ve kırmızı biberler, koyu yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, domates, bezelye ve maydanoz ise en C vitamin kaynaklarıdır” dedi.
Güneş altında uzun saatler değil, kısa ve doğru vakit geçirilmeli
Güneşin kemikler için çok önemli olan D vitamini aktive ettiğini ve bunun için güneşten doğru şekilde faydalanmak gerektiğini belirten Mumcu, “Güneş altında uzun saatler harcamak yerine kısa sürelerde doğru bir güneşlenme bu aktivasyon için yeterlidir. Güneşlenme süresi ve saati, yaşanılan bölgenin enlem özelliklerine göre değişmekle birlikte güneş ışınlarının dik olarak geldiği saatlerde 10-15 dakika kadar, korunma olmaksızın güneş ile temas etmek, D vitamininin aktif olması ve depolanması için yeterli olur” şeklinde konuştu.
Güneş kaygı durumunu iyileştirir, depresyonu önler
Güneş ışığının beyinden serotonin hormonu salınımını da arttırdığının düşünüldüğünü söyleyen Sağlıklı Yaşam Yöneticisi Diyetisyen Sibel Mumcu, “Bu hormon, duygu durumunun güçlenmesine yardımcı olan, kaygı durumunu iyileştiren ve depresyonu önleyen etkiler gösterir” ifadesini kullandı.
Su cildin korumasını önler
Suyun vücudu ve cildi zararlı maddelerden arındıran en önemli sıvı olduğunu hatırlatan Sibel Mumcu, “Cildin beslenmesini sağlar, gerginleştirir ve kurumasını önler. Her gün 2-2,5 litre suya ihtiyacımız vardır. Güneşe fazla maruz kalındığında, cilt esnekliğini kaybeder ve susuz kalır. Bunu engellemek ve cildin kurumasın önlemek için bol su içmek önemlidir” önerisinde bulundu.