Mitoloji Kahramanları: Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı
Sözlü gelenek içinde oluşmuş Dede Korkut destanları, Oğuzların edebî zevkini ve sanat gerçekliklerini ortaya koyar.
Dede Korkut Kitabı’nın kahramanlarından Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı, hakanın tek erkek oğlu genç Oğuz eri olarak destanında dramatik aksiyon teşkil eder. Erginlenme sürecinde deneyimlediği engelleri aşarak yiğitliğini ve töreye bağlılığını kanıtlar. Bu yüzden o destanın bazı Türkmen versiyonlarında Töreli Beg (Töreli Bey) olarak geçer.
Kantura kelimesinin etimolojik kökeni; "Bele sarılan bir tür işlemeli erkek kemeri ve ‘koşucuların kullandığı üstlüktür. Destanda Kan Turalı’nın Oğuzlar arasında nikapla gezen dört yiğitten biri olarak geçer ve kıyafetlerindeki özgünlüğün vurgulanması Kan Tura adının bu elbiseden kaynaklandığını işaret eder Kan ve Tura kelimeleri her ne kadar ayrı yazılmışsa da destandaki Kantura adının kıyafetten kayanklandığı aşikardır.
Aynı zamanda Kanlı Koca ismindeki “koca” kelimesi de “ulu", "yüce" anlamlarına gelir, bir anlamı da "Yol gösteren" (pir) demektir. Kan Turalı’nın babası Kanlı Koca'nın sadece boy beyi olmadığı aynı zamanda Aksakallar Meclisinden olduğunun işaretidir bu. Bu bağlamda Kanlı Koca’yı Aksakal arketipi olarak görmek gerekir.
Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı öyküsünün baş kahramanı Kan Turalı’dır. Erkek azmanı sıfatı ile nitelenen Kan Turalı, aynı zamanda çok iyi savaşçıdır. Her türlü savaş aletini ustalıkla kullanır ve at binme konusunda rakiplerini geride bırakır.
Yaşlandığını düşünen Türk Beyi Kanlı Koca, kendisine ata yadigârı olan beylik mülkünün ölümünden sonra oğlu Kan Turalı’ya kalacağını açıklar ve oğlunun dengi olan bir kızla evlenmesini ister.
Kan Turalı gönlündeki kızı şöyle tanımlar: “Baba, çün meni evereyim dersin, mana layık kız nece olur? Kanlı Koca eydür: Necce olur? Kan Turalı eydür: Baba men yerümden turmadın ol turmış ola. Men kazakuç atuma binmedin ol binmiş ola. Men kalu kafir eline varadın ol varmış, mana baş getürmiş ola”...
Oğlunun uygun aday bulamaması üzerine yanına ulu kocaları alan Kanlı Koca, Tırabuzan diyarında başlığı “üç canavar kalınlığı kaftanlık” olan tekfurun kızı Selcen Hatun'u oğluna uygun gelin adayı olarak belirler. Er adayı Kan Turalı, oraya gider ve niyetini açıklar.
Bununla birlikte evlenme de töreye uygun olmalıdır. Kızı alması için istenen şartları yerine getirir. Kara boğa, kağan aslan ve kara deve ile güreşir. Hepsini mağlup eder. Sarı Donlu Selcen Hatun’u alır. Selcen Hatun’un donunun sarı renkli oluşu ışığın, yeniden doğuşun ve yaşamın kaynağı güneşin sembolüdür.
Kan Turalı, destamda sembolik olarak; kara boğa gibi güçlü ve azametli, dayanıklı; kağan aslan gibi kükreyerek hâkimiyetini ilân eden ve kağan aslandan daha korkutucu, erk ve iktidar sahibi; kara buğra gibi önsezili, iz sürücü, zorluklara dayanıklı ve bilgili olma hallerini ispatlamaktadır. Kan Turalı’nın savaştığı üç hayvanın ve reenklerinin sembolik anlamları da önemlidir.
Kan Turalı üç canavarı yenerek Selcen Hatun’u tekfurdan aldığı zaman kızı alır ama gerdeğe girmez. Oğuz töresine göre oğul ile eşi ata toprağında kurulan toy çadırında gerdeğe girmelidir. Ve Oğuz yurduna dönmek için yola çıkar.
Ancak göl kenarında mola veren kafileye Tekfurun adamları saldırır. Bu esnada Oğuz uykusuna yatan Kan Turalı’yı, düşmanı tanıyan ve onun uyanıklığını hesaba katan Selcen Hatun uyandırır ve savaşa hazırlar. Yardım bulabilmek amacıyla obaya giden Selcen Hatun, yakındaki obaya gider, yardım alarak geri döner.
Kan Turalı’yı kurtarmak için obadan yardım isteyen Selcen Hatun, tozun bir inip bir kalktığı yere gelince görür ki Kan Turalı’nın atı oklanmış ve kanlar içindedir. Oğuz mitolojisinde atın öldürülmesi, bincisinin ölüm tehlikesinde olduğunun işaretidir....
Kan Turalı’ya eş olmadan evvel de ata binen, avlanan ve kılıç kullanan Selcen Hatun, Kan Turalı’nın Oğuz uykusuna dalması üzerine düşmana saldırır ve onları püskürtür. Böylece bir alp olan yiğidinin sahip olması gereken kadındaki özelliklerin kendisinde olduğunu gösterir. Savaşçılığını meydanda gösteren Hatun, Kan Turalı’ya uygun eş olduğunu da böylece kanıtlar.
Oğuz yurduna dönülür ve soylu beylerin davet edildiği bir toy kurulur. Dede Korkut gelir ve destan soylar, dua eder...
Dede Korkut, Oğuz toplumunda bir zaferi, bir toyu “kut”lar ve yaptığı soylamalarla Oğuz’un bilirkişisi olma konumunda belirir. Dede Korkut, Kan Turalı anlatısının sonunda kurulan toya davet edilen soylu Oğuz beyleri ile birlikte gelir ve soylama yapar. Yaptığı soylamada törenin ve imanın önemine dikkat çeker