Yaz aylarında cilt kanseri riskini gözden kaçırmayın
Salgın döneminde de olsa Melanom şüphesi olan hastaların mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurması gerektiğini belirten Ankara Gülhane Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, Covid-19 döneminde Melanom ile ilgili önemli bilgiler verdi.
Erkeklerde ve kadınlarda melanom gelişme riski yüzde kaç?
Erkeklerde yaşam boyu melanom gelişme riskinin %2,67, kadınlarda ise %1,79 olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, açık tenli kişiler, hızlı büyüyen, koyu renkli, kenarları düzensiz, üstünde tüylenme ya da kanama olan benlere sahip olanlar, ailesinde genetik cilt kanseri öyküsü bulunan ve daha çok güneş gören bölgelerde yaşayanların melanom açısından yüksek risk altında olduğunu belirtti.
Karadurmuş, “Oranlara bakıldığında melanomun erkeklerde daha sık görüldüğü düşünülse de kozmetik amaçlı güneş ışınlarına maruz kalmak ve solaryum kullanımındaki artış kadınlarda melanom görülme sıklığını artırmıştır” diyerek evde vakit geçirdiğimiz salgın döneminde bile risk altında olduğunu düşünenlerin Covid-19 sürecinde yapması gerekenleri paylaştı.
Risk altındaki kişilerin cilt kanserini küçümsememesi gerektiğini vurgulayan Karadurmuş, cilt kanserlerinin çoğu melanom dışı olsa da hastalığın agresif seyri nedeniyle erken tanı ve tedavinin son derece önemli olduğunu ifade etti: “İlk başvurulacak branş, kişinin hem şüpheli cilt lezyonundan tanısal biyopsi yapılması hem de vücutta başka bir yerde kanser olabilecek cilt lezyonu var mı sorusuna cevap verebilmek amacıyla, tüm vücut cilt haritasının çıkarılabilmesi için dermatoloji uzmanları olmalıdır. Şüpheli cilt lezyonundan alınacak biyopsi örneği, melanom şeklinde gelecek olursa hastanın mutlaka Tıbbi Onkolog ve plastik cerrahın da içinde bulunduğu multidisipliner bir kurul tarafından tedavi ve takip planı yapılmalıdır.”
Melanom şüphesi olanlar salgın sürecinde de mutlaka hastaneye başvurmalı
Kanserin görünen bir düşman olduğunu, melanomun ise son derece agresif seyirli ve uzak organ yayılımı yaptığında, yani evre-4 hastalık varlığında hayatı tehdit eden bir kanser türü olabileceğini belirten Karadurmuş, melanomun tanı esnasında %10-15’inin uzak organ yayılımı ile doktora başvurduğunu, ancak bu hastaların fark edebildikleri tek şikayetin şüpheli cilt lezyonları olduğunun altını çizdi. Bu nedenle salgın döneminde de olsa melanom şüphesi olan hastaların mutlaka dermatoloji uzmanına başvurması gerektiğini vurguladı.
Melanom tedavisi devam eden ve Covid-19 belirtisi olan hastalar için altın kurallar
Karadurmuş, Covid-19 salgın sürecinde tedavi devamlılığına dair bilgiler paylaştı: “Melanom hastalarımızın çoğu immunoterapi veya hedefe yönelik ilaç tedavisi, az bir kısmı da kemoterapi tedavisi görmektedirler. Covid-19 belirtileri yani ateş, boğaz ağrısı, kuru öksürük, kas ağrısı gibi bulgular sergileyen hastalarımızın mutlaka tedavi almadan önce kendilerini takip eden Tıbbi Onkologa bilgi vermesi gerekmektedir. Covid-19 sürecinde tedaviye devam etmek hasta için daha zorlu yan etkileri ve hastalığın daha ağır seyretme riskini beraberinde getirmektedir. Covid-19 için bir hafta içinde en az iki PCR testi negatif sonuçlanıncaya kadar yeni tedavi veya mevcut tedavinin devamı uygun değildir. Hastanın hiçbir şikayeti yoksa ama beraber yaşadığı yakınında Covid-19 test pozitifliği varsa, hastamızın tedavi kararı öncesinde mutlaka Covid-19 test sonucu beklenilmelidir.”
Hem aktif tedavisi devam eden hem de sadece takip altında olan tüm hastaların gerekli olmadıkça sokağa çıkmamaları, toplu taşıma araçlarını kullanmamaları, dışarıya çıkmak zorunda olduklarında sosyal mesafe ve sterilizasyon kurallarına dikkat etmeleri gerektiğini hatırlatan Karadurmuş, hastaların immün sistemlerini güçlü tutmak adına dengeli beslenme, düzenli uyku, stresten uzak durma gibi temel prensiplere uymalarının büyük destek sağlayacağını belirtti.
Karadurmuş sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle hastalığı tam cevapta olan yani aktif onkolojik tedavi görmeyen hastaların, şikayetleri olmadıkça rutin kontrollerini ertelemesi; gelmek zorunda olan veya aktif tedavisi devam eden hastaların ise en fazla bir refakatçi eşliğinde hastaneye gelmeleri, hijyen kurallarına tam riayet etmeleri gerekmektedir.”