Akupunktur 100’ün üzerinde derde deva
Akupunktur yönteminin doğuştan gelen iyileşme yeteneğimizi desteklediğine dikkat çeken Romatem Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Halil İbrahim Bekdemir, “Vücudumuzun bir enerji dengesi vardır. Mikro ince iğneler kullanılarak, vücutta nörolojik ve hormonal düzensizlikleri dengeleyebilecek bir sinyal oluşturmak için belirli akupunktur noktaları uyarılır. Bu değişiklik vücudun en iyi şekilde çalışmasını ve sağlığına kavuşmasını sağlar” dedi.
Ülkemizde GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) uygulamaları arasında yer alan, acus(iğne)ve punctura(batırmak, delmek) kelimelerinden türeyen Akupunktur, bağışıklık sisteminin dolayısıyla sağlığımızın korunmasında büyük önem taşıyor. Vücut yüzeyindeki bazı noktaların iğnelenmesi ile hastalıkları tedavi etmeyi, yaşam enerjisini düzenleyerek iyilik halinin devam etmesini sağlayan geleneksel bir tedavi yöntemi, herhangi bir yan etkiye neden olmadan uykusuzluktan depresyona, sindirim problemlerinden kronik ağrılara kadar 100’ün üzerinde sorunun çözümünde kişilere fayda sağlıyor.
Akupunkturu Sertifikalı Hekimlerin Uygulaması Büyük Önem Taşıyor
Bu tekniği sertifikalı hekimlerin uygulayabileceğinin altını çizen Romatem Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Halil İbrahim Bekdemir, “ Yoksa sağlık bulayım derken sağlığınızdan olabilirsiniz. Bu yöntem dünyada her geçen gün daha da önem kazanıyor. Herhangi bir ilaç kullanmaksızın uygulanan bir tedavi olan Akupunktur, bağışıklık ile ilgili hastalığı olan hastalarda kırmızı ve beyaz hücre sayısını, T hücre sayısını ve hümoral ve hücresel bağışıklığı artırarak zayıflamış bir bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Seçilen akupunktur noktaları aracılığıyla otonom sinir sisteminin belirli kısımlarını uyararak çalışır ve bu da bağışıklık sisteminde tepkilere neden olur “ ifadelerini kullandı.
Akupunktur Sitokin Fırtınasına Karşı Etkisi Bulundu
Bekdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçirdiğimiz pandemi sürecinde bağışıklık sistemi zayıf kişilerde virüs daha ciddi etkiler gösterebiliyor. Bu kapsamda Harvard Tıp Fakültesi'nde yapılan yeni bir araştırma , akupunkturun farelerde iltihabı hafifletmeye yardımcı olabileceğini buldu. Neuron dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, geleneksel Çin tıbbı uygulaması farelerde COVID-19 hastalarında görülen sitokin fırtınasıyla başa çıkmada etkili olabileceğini ortaya çıkardı.”
Akupunktur ile Kuru İğneleme Karıştırmamalı
Akupunkturda tek kullanımlık çok ince steril iğneler kullanılmakta ve belirgin bir ağrı oluşmamaktadır. Aynı zamanda halk arasında kuru iğneleme ile çok karıştırılıyor. Kuru iğneleme, kas kaynaklı ağrılarda kaslara iğne batırıp çıkarmak ya da bir süre bekletmek suretiyle kas ağrılarının ve spazmın çözülmesinde kullanılırken; akupunktur yüzyıllardır oluşan tecrübeler sonucu belirlenmiş akupunktur noktalarına iğne batırılarak beklenmesidir. Akupunkturun analjezik (ağrı kesici), homeostatik (dengeleyici), immüniteyi (bağışıklık sistemi) güçlendirici, sakinleştirici, iyileştirici etkileri bulunmaktadır.
Akupunktur genellikle aşağıdaki durumlarda daha çok tercih ediliyor;
- Kas-iskelet ağrıları(Fibromiyalji, miyofasyal ağrı, eklem ağrıları, bel-boyun ağrıları,…)
- Sindirim sistemi hastalıkları(kabızlık, huzursuz bağırsak sendromu,…)
- Kilo verme ve sigara bırakma sırasında oluşan anksiyete
- Nöropatik ağrılar
- Ürolojik problemler(Mens düzensizliği, infertilite,….)
- Migren, gerilim tipi gibi organik sebebi olmayan başağrıları
- Alerji, egzama, cilt kuruluğuna bağlı kaşıntı
- Taşıt tutması, gebelik ve kemoterapiye bağlı kusmalar
- Organik sebebi olmayan vertigo(başdönmesi) gibi pek çok sağlık sorununda kullanılmaktadır.