Betûl Mardin Seminerleri’nde marka ve itibar konuşuldu
Sektörlerin oyun kurucuları ile geleceğin sektör temsilcilerini bir araya getirme geleneğini sürdüren İstanbul Bilgi Üniversitesi, İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü son sınıf öğrencilerinin düzenlediği “Betûl Mardin Seminerleri’’ başlıklı etkinlik online "Halkla İlişkiler Zirvesi" olarak gerçekleştirildi..
BİLGİ İletişim Fakültesi’nde, Betûl Mardin geleneği olarak başlayan ve uzun yıllar boyunca devam eden seminer serisinin bu yılki ayağında sektörel dayanışma, uzlaşma, sürdürülebilirlik, diyalog, liderlik, etkili iletişimin gücü, uyum, arabuluculuk, itibar yönetimi, tehditler ve avantajlar, geleceğin yetkinlikleri gibi konular işlendi.
Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu: Adalet sistemi ve insani gelişim önemli
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan BİLGİ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu toplumsal uzlaşma konusunda iki temel kriter olan adalet sisteminin ve insani gelişimin önemini vurguladı.
Öğrencilerin Betûl Mardin ile hazırladığı videonun gösteriminin ardından Türkiye Halkla İlişkiler Derneği (TÜHİD), Kurumsal İletişimciler Derneği (KİD), Repman İtibar Çalışmaları Merkezi, İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği (İDA), Futurebright gibi kurumlardan sektörün önemli temsilcileri söz aldı
Gonca Karakaş: Kurumlar etik ilkelere bağlı kalmaya zorlanmalı
Toplumsal uzlaşmanın en önemli aktörlerinin iletişim sektörüne gönül verenler olduğunu belirten Türkiye Halkla İlişkiler Derneği Başkanı Gonca Karakaş, “Kurumların; etik ilkelere bağlı, doğayı ve toplumu kapsayan tüm paydaşlarına karşı sorumlu davranması yolunda oldukça stratejik bir rolümüz olduğuna inanıyorum. Bizler toplumsal uzlaşmanın ve daha iyi bir geleceğin sağlanması misyonlarını markalar aracılığıyla sahiplenmiş bireyleriz” dedi. Karakaş sözlerine “Sivil toplumun gücünü ve toplumsal gelişim için tüm gençlerin katkı sunması gerektiğini her platformda dile getirmeliyiz” şeklinde devam etti.
Barika Göncü: Danışmanlık veren bireylerin yetkinlikleri önemli
BİLGİ İletişim Fakültesi Öğr. Üyesi Dr. Barika Göncü sosyal sorumluluğun sürdürülebilir mekanizmalara dönüştürülmesinin önemini vurgulayarak, “Kurumlara danışmanlık veren bireylerin yetkinliklerini, sosyal becerilerini geliştirmeleri oldukça önemli. Toplumda bilgi sahibi bireylerin sayısı arttıkça demokrasi de gelişecektir” dedi.
Fügen Toksü: Markalar için itibar, kârlılıktan çok daha önemli hale geldi
Pandemiyle birlikte büyük bir değişimin yaşandığına dikkat çeken Tühid Yönetim Kurulu Üyesi ve Geçmiş Dönem Başkanı Fügen Toksü, “Brandmap ile Ogilvy ortaklığında yürütülen Aralık 2020 tarihli İyi Yaşam Araştırması’na göre; tüketicilerin yüzde 73’ü markaların bir iyi yaşam stratejisini temel misyonlarının parçası yapması gerektiğini söylüyor. Günümüzde tüketiciler güven veren ve topluma katkı sağlayan markalara sadık kalıyorlar. Bugün markalar için itibar, kârlılıktan çok daha önemli hale geldi. Bu nedenle elini taşın altına koyarak toplumla iç içe yaşayan, duygularını ortaya çıkartan lider profilleri göreceğiz artık” dedi.
Esra Şengülen Ünsür: Markalar tüketici tarafından arkadaş seçer gibi seçiliyor
İda Yönetim Kurulu Başkanı Esra Şengülen Ünsür, “Konda tarafından yapılan bir araştırmaya göre; Türkiye’de insanların gelecekten en önemli beklentileri, adil ve huzurlu bir ortamda yaşamak” dedi. İtibarlı markalar yaratma yolunda bu beklentileri doğru yorumlamanın önemini vurgulayan Şengülen Ünsür, “Dünya geneline bakıldığında tüm markalar artık hijyen faktörlere zaten yatırım yapıyor. Burada markaları tüketici nezdinde öne çıkaran etkenin toplumsal hassasiyet ve fayda olduğu görülüyor. Markalar tüketici tarafından arkadaş seçer gibi seçiliyor” şeklinde konuştu. Itibar kavramını ele alan Şengülen Ünsür, Thinkneuro ile yürüttükleri çalışmalardan örnekler vererek, “İtibarın beynimizde bir karşılığı olduğunu biliyoruz. İnsanlar itibarlı bir markayla karşılaştıklarında beyinlerinde görülen sinyaller, ödüllendirildikleri zamankiyle aynı. Duygusal bağ ve itibar beyinde aynı etkiyi gösteriyor. İtibarı; yenilikçilik, dışadönüklük yani sürekli iletişim, güvenilirlik, samimiyet, etkileyicilik ve yetkinlik olmak üzere beş başlık altında inceleyebiliriz. Markaların sempatikliği, dışa dönük olması krizlere karşı koruyucu kalkan görevi görüyor" dedi.
Tühid Yönetim Kurulu Üyesi İpek Özgüden ise özellikle pandemi döneminde sürdürülebilirlik kavramının önem kazandığını vurguladı.
Genç girişimciler hizmet sektörü yerine üretim sistemlerinin tasarlanmasına yoğunlaşmalı
Futurebright Kurucu Ortağı Akan Abdula “Geleceğin Yetkinlikleri” başlıklı konuşmasında, “Covid dünyayı tuhaf bir saadet zincirine dönüştürüyor. Dünya ilk defa pandemi yaşamıyor fakat, ilk defa dijital pandemi yaşıyor. Biz gelecek konuşuyoruz ama markalar neo-liberal yöntemle devam ederse gelecekte kendilerine yer bulamayacaklar” şeklinde konuştu. Yapılan araştırmaların Türkiye'de insanlar Covid süreciyle ilgili; “kötü günleri geride bıraktık, şimdi daha kötü günler bizi bekliyor” düşüncesinde olduğunu söyleyen Abdula, “Genç girişimci arkadaşlar hep bir yeni Getir yeni bir Yemeksepeti kurma peşinde ancak hizmet sektörü yerine aslıda üretim alanında yoğunlaşılması gerekiyor. Yeni bir hizmet sistemi tasarlamaktansa, yeni bir üretim sistemi tasarlamak daha faydalı olacaktır."
Halkla İlişkilerde Yeni Liderlik Vizyonu başlıklı oturumda konuşan Kurumsal İletişimciler Derneği Üyesi Fatma Çelenk, yirminci yüzyılda sosyal, ekonomik, politik ve kültürel alandaki gelişim ve büyüme ihtiyacı ile birlikte kurulan yeni dünya düzeninin getirilerini aktardı. Çelenk, “Bilgi davranışı değiştirmez, esas davranışı değiştiren şey duygusal bağ ve empatidir” dedi. Repman İtibar Çalışmaları Merkezi Kurucusu Salim Kadıbeşegil, etik ve değerlerin, halkla ilişkiler eğitiminin önemini vurguladığı konuşmasında, “Öncelikle halkla ilişkiler mesleğinin ne işe yaradığı konusunda bir uzlaşmaya ihtiyaç var. Halkla ilişkilerin bugün bir kimlik ve itibar sorunu olduğu bir gerçek” dedi.