Dumping Sendromu
Dumping Sendromu nedir ve kaç çeşittir?
Dumping sendromu, 1913’lerde peptik ülser, mide kanseri tedavisi için yapılan ameliyatların, günümüzde ise artan bariatrik cerrahi işlemlerin komplikasyonu olarak karşımıza çıkar. Bu sendromla midenin hızlı, kontrolsüz ve sürekli boşalması ve mide tarafından sindirime uğrayamayan besinlerin ince bağırsağa hızlı geçişi ile birlikte vazomotor (baygınlık, halsizlik vb.) ve gastrointestinal (ishal, kusma vb.) semptomlar görülür.
Erken Dumping Sendromu nedir?
Erken dumping sendromunda belirti ve bulgular genellikle yemek sırasında ya da yemekten hemen sonra, sıklıkla hasta masada otururken (yemekten sonraki 5- 30 dakika içinde) başlar. Hastalar ani başlayan halsizlik, baygınlık ve baş dönmesiyle birlikte yatma gereksinimi hissederler. Soğuk terleme, çarpıntı, dolgunluk, çalkantı hissi, bulantı, kusma ile sonuçlanan intestinal kramplar olur.
Geç Dumping Sendromu nedir?
Geç dumping yemekten 1-3 saat sonra ortaya çıkmaktadır ve terleme, titreme, bilinç kaybı, açlık gibi semptomlarla karakterizedir. Yiyeceklerin ince barsağa hızlı geçişi ince barsaktaki yüksek karbonhidrat konsantrasyonuna yol açmaktadır. Vücut karbonhidrat birikimine yanıt vermek için aşırı insülin salınımı ile karşılanır bu da aynı zamanda reaktif hipoglisemiye (ani kan şekeri düşmesine) neden olmaktadır.
Dumping Sendromu tedavisi için öneriler
Dumping Sendromunun tedavisinde beslenme önemli.
1. Az ve eşit miktarda öğün şeklinde beslenme düzenlenmelidir: Mide ve bağırsağa aşırı yüklenmemek için az miktarda yemek gerekir. Gerekirse öğün sayısı artırılabilir.
2. Basit karbonhidratlardan uzak durulmalıdır: Basit karbonhidratlar (şeker, bal, pekmez gibi) sindirime uğramadan, barsaklardan 15-20 dakikada emilip kana geçer ve doğrudan enerji kaynağı olarak kullanılır, kan şekerinde ani yükselme ve düşüşe neden olur. Kompleks karbonhidratlar ise sindirimleri yaklaşık 3-4 saat süren ve kan şekeri üzerindeki etkileri daha yavaş ve uzun süreli olan karbonhidrat türüdür. Bu sebeplerden dumping sendromu gelişen bireylerde kompleks karbonhidrat (tahıllar, kurubaklagiller, sebze ve meyveler gibi) alımı arttırılıp basit karbonhidrat alımı azaltılmalıdır.
3. Glisemik indeksi düşük besinler tercih edilmelidir: Düşük glisemik indekse (Kan şekerini yükseltici etkisi) sahip olan karbonhidratlar daha yavaş sindirilip, karbonhidrat emilim oranı yavaşladığı için sağlık üzerinde birçok olumlu etkisi bulunmaktadır. Yüksek glisemik indekse sahip karbonhidratlar hızla sindirilip emildiklerinden, daha yüksek glisemik yanıt oluştururlar. Glisemik indeksi düşük besinlere; kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur, kepekli, çavdar, tam buğday unlu ekmek ve yoğurt örnek verilebilir. Ayrıca meyve ve sebzelerin bir kısmı da düşük Glisemik indekse sahip olduğundan beslenilmesi gereken ideal yiyecek grubundan sayılabilir.
4. Besinlerin tamamı iyice çiğnenmeli ve yavaş yemeye özen gösterilmelidir: Daha küçük parçalar şeklinde çiğnenen besin, büyük ve sindirimi zor olan besin parçalarının ince barsağa akışını durdurabilmektedir.
5. Yemekle birlikte sıvı içimi yapılmamalıdır: Sıvı almak için yemekten sonra en az 30 dakika beklenmelidir. Sıvı besinlerin ince barsağa doğru hızlanması diyareye sebep olmaktadır. Alınması gereken su ihtiyacı gün içerisine yayılarak yudum yudum şeklinde içilmelidir
6. Her öğünde protein alınmalıdır: Proteinler semptomların hafiflemesine yardım etmesinin yanında özellikle şiddetli dumping sendromu gelişmiş bireylerde malnutrisyondan korunmak için yeterli enerji alımını sağlamaktadır. DS gelişen hastalar süt ve süt ürünleriyle kendilerini kötü hissedebilir, böyle durumlarda diyetten elimine edilebilir.
7. Posa alımı artırılmalıdır: Diyet posası, jel oluşturarak karbonhidratların emilimini yavaşlatır, gastrik boşalımı geciktirerek ve barsak geçiş zamanını uzatarak karbonhidratların emilimini yavaşlatır.
8. Sakınılmalı/ertelenmeli: Alkol, kafein, fındık, patlamış mısırla beslenme ertelenmeli meyve suyu, doymuş yağ, kızartma, kakaolu karışımlar, şekerli unlu mamül yenilmesinden sakınılmalıdır.