Çocuklara sevgilim, aşkım, aslanım, prensesim denilmemeli
Çocuklara nasıl hitap edilmesi gerektiğine dair bilgiler veren Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Ayşe Şahin, bu konuda ailelere önemli tavsiyelerde bulundu.
Dışarıdan gelen mesajlar çocuk için karışık ve tutarsız olmamalı
Çocuklara hitap edilirken ebeveynlerin tutumunun, çocuğa yaklaşımlarının, onunla konuşma şeklinin ve hatta bakışlarının bile çocuklar için çok önemli. Çocuklar tüm bu durumlar sonucunda kendileri hakkında bazı düşünceler geliştiriyor. Dışarıdan gelen mesajların çocuk için karışık ve tutarsız olması çocuğun kendilik algısı, kişilik gelişimi ve benlik sınırları ile ilgili olumsuz bazı psikolojik sonuçlar doğurabilir
Çocuğun rol blincine zarar veren hitaplar
Çocuklar gelişim dönemi özellikleri açısından anneciğim, babacığım gibi hitapları anlamakta zorlanıyor. Anne olmadığı halde kendi annesinin ona ‘anneciğim’ şeklindeki söylemi, çocukta kim olduğuna dair kafa karışıklığına yol açar. ‘Anneciğim, teyzeciğim’ gibi hitap şekillerinin çocuğun rol kavramına ve kimlik bütünlüğüne zarar verdiği için psikolojik açıdan uygun olmadığını söyleyebiliriz.
Sevgilim, aşkım gibi hitaplar çok sakıncalı!
Çocuklara seslenirken kullanılan en doğru hitap şekli isimlerinin kullanılması veya ‘kızım, oğlum, çocuğum, yavrum, evladım’ gibi söylemler. Bu hitaplar çocuklar için oldukça uygun ve yeterli. Bazı durumlarda çocuğa ‘canım kızım, canım oğlum’ denmesinin de bir sakıncası yoktur. Ancak ebeveynlerin çocuklarına ‘sevgilim, aşkım’ şeklinde hitaplarda bulunması oldukça sakıncalı. Bu söylemler çocuğun ruh sağlığına ve cinsel kimlik gelişimine zarar veriyor. Çocuklar özellikle cinsel kimlik evresi olan 3-6 yaşlarındayken ebeveynlerinden doğru mesajlar almalı.
Aslanım, prensesim gibi yücelten hitaplar ilişkilerini bozuyor
'Aslanım, prensesim’ gibi çocukları aşırı yücelten hitaplar da son derece zararlı . Bu şekilde hitaplar çocuğun sağlıklı benlik değerlendirmesi yapmasına engel olur, ilişkilerini bozar ve ilişkilerde sınır kavramını reddetmesine sebep olabilir. Bu çocuklar sadece çocukluk döneminde değil yetişkinlik döneminde de benzer problemler yaşayabilirler. Ebeveyn ve çocuk arasındaki ilişki ‘ebeveyn-çocuk’ ilişkisi sınırlarında olmalı ve bunun dışına çıkılmamalı. Sağlıklı hitaplar kullanıldığında çocuk bu ilişki içinde güvende hisseder ve gelişim basamaklarını sağlıklı bir şekilde tamamlar. Çocukta kafa karışıklığı yaşamadan sağlıklı bir kimlik kazanımı gerçekleşir.