Sosyal medya kullanımının yol açtığı klinik sorunlar
Nasıl diyet yapılır?, ‘Nasıl fit kalınır?, Günde kaç kalori yakılmalı? Türünden masum görünen sorulara verilen cevaplar her zaman masum değil.
Sosyal medya kullanımının tüm yaş gruplarında pandeminin de etkisiyle her geçen gün hızla arttığına dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Son dönemde bakılan istatistikler sağlık ve diyetle ilgili sosyal medya paylaşımlarının da oldukça popüler olduğunu gösteriyor. Bu nedenle de ‘Nasıl diyet yapılır?’, ‘Nasıl fit kalınır?’, ’Günde kaç kalori yakılmalı?’ gibi bir döngü ile karşı karşıya kalınıyor.
İçinde bulunulan duruma paralel olarak çok sayıda sosyal medya kullanıcısı bu kanallarda sağlıkla ilgili bilgi arıyor ancak bu platformlardan elde edilen bilgiler yanıltıcı olabiliyor.” dedi.
Sosyal medya kaynaklı düşünce ve duygu bozukları oluşuyor
İnternet ve sosyal medya platformlarına erişim kolaylığındaki artışın duygu durum bozukluğu ve yeme bozukluğu olan bireylere duygularını, deneyimlerini ve hastalıkları ilgili bilgileri paylaşmaları için ortam oluşturduğunu ifade eden Taşkın, “İnsanların yeme davranışlarında, buna bağlı düşünce ve duygularında önemli problemlerin olması ile beraber ‘yeme bozukluğu’ dediğimiz psikiyatri tanısı alınabiliyor. Yapılan araştırmalar yeme bozukluğu tanısının kadınlarda ve ergenlerde daha sık görüldüğünü gösteriyor.” diye konuştu.
Yeme bozukluğu güzellik algısı gibi sunuluyor
Yeme bozukluklarının biyolojik, psikolojik, sosyokültürel boyutları bir psikiyatrik hastalık grubu olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, “Özellikle gençleri etkilemesi ve bu etkinin boyutunun giderek artması, her branşta çalışan hekimleri, eğitimcileri ve anne-babaları yakından ilgilendiriyor. Tedavileri zor, uzun ve pahalı olduğundan dolayı toplumsal ve eğitsel anlamda koruyucu ve önleyici çabaların önemi çok büyük. Yeme bozukluğu yanlısı bazı web siteleri, düzensiz yemek yemeyi teşvik ederek yeme bozukluğunu bir moda ya da güzellik algısı olarak görülmesini sağlıyor. Bu tarz sosyal medya içeriklerine maruz kalma, olumsuz ruh hali ve azaltılmış benlik saygısı; algılanan çekiciliği azaltma ve katı diyet denemeleri gibi olumsuz etkilerle araştırmalar sonucu ilişkilendiriliyor.” ifadelerini kullandı.
Yeme bozukluğu başarılı genç kızlarda çok fazla görülüyor
Yeme bozukluğu olan bireylerde beden algılamaları ve içinde bulundukları hayatı tehdit eden durumu değerlendirmelerindeki bozulmanın bazen gerçeklik sınırını zorladığına dikkat çeken Taşkın, “Bu durum ciddi muhakeme kusuru ve patolojik inkâr olarak değerlendiriliyor. İstatistiksel olarak bakıldığında ise bu durumun okul ve mesleki başarıları yüksek genç kızlarda daha çok görüldüğünün ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Örneğin manken, dansçı ve sporcu gibi mesleklerde görülme oranları daha yüksektir. Çocukluk çağı cinsel ve fiziksel istismarı, hastalık ortaya çıkmadan önceki dönemde kaygı ve duygu durum bozuklukları, ebeveynin aşırı veya yetersiz düzeyde müdahalede bulunması yeme bozukluklarını etkileyen faktörler arasında sayılıyor.” dedi
Son dönemde yeme bozukluğu vakaları arttı
Uzman Klinik Psikolog Özgenur Taşkın, ‘Sosyal medyanın bilinçsizce kullanılması ve kişinin o dönemde çeldiriciler ile baş edememesi ciddi psikiyatrik hastalıklara yol açıyor’ diyerek sözlerini şöyle tamamladı: “Bu nedenle önleyici tedbirlerin alınması gerekiyor, ailelere çok büyük sorumluluklar düşüyor. Ergenlerin sosyal medyaları mutlaka ebeveynleri tarafından gözlemlenmeli. Son dönemde yeme bozukluğu vakalarının hastanelerde ve psikiyatri kliniklerinde artma sebeplerinden birinin sosyal medya olduğu tespit edildi. Kişi kendisini veya çocuğunu kötü etkilediğini düşünüyorsa önlemler almalıdır, aldığı önlemlerin yetersiz olduğunu düşünüyor ve hayatını etkilediğini düşünüyorsa mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından destek almalıdır.”