Heyelandan doğan güzellik: Tortum Şelalesi
UNESCO'nun Dünya Mirası'na aday gösterilen, Türkiye'nin en büyük şelalesi Tortum Şelalesi, her mevsim olduğu gibi sonbaharda da ziyaretçi akınına uğruyor.
Erzurum-Artvin karayolunun 110'uncu kilometresinde, 2016 yılında Türkiye'nin 11'inci sakin şehri seçilen Uzundere ilçesi sınırlarında bulunan şelale, 21 metre genişliğinde, 48 metre yükseklikten akıyor.
Balıklı Köyü yakınlarında bulunan dağda 18'inci yüzyılda yaşanan heyelan sonucu meydana gelen Tortum Şelalesi, UNESCO'nun Dünya Mirası'na aday gösterilen Türkiye'nin en büyük şelalesi olma özelliğini taşıyor.
Aynı zamanda dünyanın en yüksek şelalelerinden olan bu doğa harikası, yılda yaklaşık 5 bin yerli ve yabancı turist çekiyor.
Suyun coşkulu aktığı günlerde muhteşem görünüme bürünen şelalenin suyunun zerrecikler halinde uçuşması, sürekli gökkuşağına benzer görüntü oluşturuyor.
Yılın her mevsimi güzelliğiyle ziyaretçilerini hayran bırakan şelalenin alt kısmına demir korkuluklu taş merdivenlerden inilebiliyor, diğer taraftaki merdivenleri takip ederek tekrar üst bölüme çıkılabiliyor.
- Islanma terasına ve göletlere yoğun ilgi
Şelalenin önünde yer alan seyir terası, manzarasıyla ıslanma pahasına da olsa ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor.
Ayrıca bazı ziyaretçiler şelalenin alt kısmında bulunan küçük göletlerde yüzerek suyun keyfini çıkarıyor.
Tortum Şelalesi, doğa ve fotoğraf tutkunlarının da uğrak mekanlarından biri.
Bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler, şelale çevresinde bulanan mesire alanlarında piknik yapma ve dinlenme imkanı da bulabiliyor.
- "Ziyaretçiler harika bir atmosferde mest oluyor"
Ziyaretçilerden amatör fotoğrafçı Hasan Cellat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Doğu Anadolu Bölgesi'nin cennet mekanlarından Tortum Şelalesi'nin insanı etkilediğini söyledi.
Cellat, "Türkiye'nin dört bir yerinden ve yurt dışından gelen ziyaretçiler harika bir atmosferde mest oluyor. Bazıları da suya girerek serinliyor. Bu muhteşem güzelliği herkesin görmesi lazım." dedi.
Erzurum'dan gelen Hüseyin Ergün de Türkiye'de böyle başka bir şelalenin bulunmadığını dile getirerek, bu güzelliğin Erzurum'a yakınlığını kendileri için şans olarak nitelendirdi.