Suya balıklama atlarken sakat kalmayın
Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, yaz aylarında sık görülen ciddi travmatik durumlardan temel sebeplerinden birinin de sığ denize ya da havuza balıklama atlama merakı olduğunu belirterek, ortaya ciddi boyun, omurga ve omurilik yaralanmaları çıkacağına dikkat çekti.
“Kişinin denize ya da havuza balıklama atlaması sırasında, suyun derin olmaması nedeniyle dibe çakılmamak için başını aniden ve çok hızlı bir biçimde arkaya çekmek (hiperekstansiyon hareketi) ve bazen ayrıca yana çevirmek (rotasyon hareketi) zorunda kalması ki bazen bunlara ek olarak baş ve boynun dibe çarpması ile ezilme (kompresyon hareketi) de boynu etkileyebilir.” uyarısında bulunan Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, ani, yüksek bir kuvvet – ivme ile boynun hareketinin, boyun omurlarının kırıklarına ve bütünlüğünün bozulmasına yol açtığını kaydetti ve şu uyarılarda bulundu:
“Bu kırıklar omurga içinde yer alan omurilik ve sinir dokusuna zarar verebilir. Boynun son derece esnek yapısı, geniş hareket kapasitesi, güçlü kas ve diğer yumuşak doku donanımına karşın, -özellikle öncesinde yapısal sorun, dar boyun omurga kanalı, boyun fıtığı, doğumsal anomaliler, vb. durumlar olan kişilerde- sığ bir suya balıklama atlama sırasında boyna binen ani ve güçlü bir yüklenme ile omuriliğin hasar görmesi, boyun omurgasında çok kısa süre içinde gelişen kırıklar, parçalı kırıkların normal yerinden çıkması ve sinir dokusuna basması, boyun fıtıkları, yumuşak doku ve bağ dokusunun yaralanmaları gibi pek çok patolojik lezyon ortaya çıkar.”
Bu çok kısa sürede gelişen ani (akut) travmatik lezyonların omurgada başlıca iki ana soruna yol açar.
1. Boyun omurga kanalı içinde yer alan omurilik ve sinirlere , ani bası ve/ya da omurilik ve sinirlerde hasar (ki bu hasar geçici ya da kalıcı olabilir),
2. Omurganın sağlamlığının (= stabilitesinin) ve normal yapı ve diziliminin bozulması.
Sığ suya balıklama atlama ile ortaya çıkabilen bu yaralanmaların, klinik olarak son derece ağır belirti ve bulgulara, bazen ani ölümlere ya da ciddi sakatlıklara yol açtığını vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, “Kollarda – bacaklarda ve gövdede hareket, duyu ve diğer tüm sinirsel aktivitelerin kısmi ya da tam, geçici ya da kalıcı felçleri bu tabloda sıklıkla gördüğümüz durumlardır. Ayrıca, bazen travma, kafa ile omurga bileşimini ve hatta daha yukarısını (beyin sapını, beyni) etkileyerek solunum ve kalp işlevleriyle ilgili bozukluklara, bazen ani kalp – solunum durmasına ve ölümlere neden olabilmektedir. Bunun yanında, bu travmalarda vücutta başka sistem ve yapılara ait ağır travmatik hasarlar da gelişebilmektedir.”
Bu tür yaralanmalarda tedavi süreci de önemli. Travmadan hemen sonra olay yerinde yapılan yanlış müdahaleler durumu çok daha ağır hale getirebilir.
Riskli hareketlerden kaçının!
Bu konuda hekim olarak söyleyebileceğim, tüm bu ağır ve dramatik süreci anlattıktan sonra, kişilerin, böylesi ciddi – ağır sonuçları olan tehlikeli girişimlerden uzak durmalarıdır; omurganın her ne kadar esnek, güçlü bir yapısı olsa da ani, kontrolsüz, aşırı zorlayıcı böyle riskli haraketlerin bazen bir insanın ömrünü ve etrafındakilerin hayatını karartabileceğini hiç akıldan çıkartmamak gerekiyor.