Şeker hastalığının 7 önemli belirtisi
Şeker Hastalığı olarak bilinen Diyabet, sinsice ilerler ve belirtileri günlük işleri engellemediğinden önemsenmeyebilir. Ancak araştırmalara göre her 7 erişkinden biri diyabet hastası ve ne yazık ki her iki diyabet hastasından biri de hastalığının farkında bile değil.
Bu nedenle hastalığın belirtilerini bilmek önemli.
Diyabetin 7 önemli belirtisi!
- Ağız kuruluğu
- Çok su içme isteği
- Gece idrara sık kalkma
- Aşırı ve sık yeme isteği
- Aşırı tatlı yeme isteği
- El ve ayaklarda yanma, uyuşma, karıncalanma hissi
- Ani ve istemsiz kilo kaybı
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Bilge Ceydilek, diyabet riskini azaltmak için önerilerde bulundu:
Hazır gıdalardan uzak durun: Tencere yemeklerinin yerini artık giderek hazır yemekler alıyor. Kolay hazırlanması, pratik görülmesi ve katkı maddeleriyle lezzetinin artırılmış olması bu yiyecekleri talebi artırıyor. Ancak dikkat! Sofraya gelmeden önce işlem görmüş ve katkı maddeleri olan bu gıdalardan fazla yenilmesi genel sağlığa zarar verdiği kadar, diyabet riskini de artırıyor. Bu nedenle katkı maddeli ve işlenmiş gıdaların tüketiminden hem kendinizi hem de çocuklarınızı uzak tutun.
Karbonhidratla beslenmede aşırıya kaçmayın: Sanayi ürünü şofra şekeri, karbonhidrat ve yüksek yağ barındıran yiyeceklerden uzak durun. Şekerli ve hamurlu gıdaların içinde bulunduğu basit karbonhidratlı gıdalar mümkün olduğunca az yenilmelidir. Tam taneli tahıllar, meyve ve sebze gruplarından karbonhidrat alımı sağlanmalı, hiç karbonhidrat içermeyen diyetlerden uzak durulmalıdır. Günlük beslenme yeterli protein, lif ve yağ içermelidir.
Düzenli beslenin: Sağlıksız beslenme diyabet riskini artıran etkenlerin başında geliyor. Örneğin; abur cubur yemekten, lokmaları hızlı çiğnemekten, meyveyi posasıyla yemek yerine suyunu içmekten, gazlı ve şekerli içeceklerden, bulgur yerine beyaz pirinçle yapılmış pilavdan, tahıllı ya da tam buğday unu ve çavdar ekmeği yerine beyaz ekmek yemekten, aşırı tuz barındırdığı için salamura besinlerden, pasta, börek, poğaça gibi besinlere yüklenmekten kaçınam gerekiyor. Düşük oranda lif içeren ve glisemik indeksi yüksek gıdalar da sık acıkmaya yol açacağından lifli ve şeker oranı düşük besinler yenilmeli.
Her gün en az 30 dakika tempolu yürüyün: Diyabet riskini azaltmak için düzenli egzersizi yaşam tarzı haline getirmek şart. En kolay uygulanabilecek olan belli bir tempoyu tutturarak yapılacak açık hava yürüyüşleridir. Kalorileri yakmanın en temel yolu fiziksel aktivite olduğu için bisiklete binmek, yüzmek, koşmak, dans etmek de faydalı. Tempolu yapılacak bu egzersizlerin yanına karın kaslarını çalıştıracak egzersizler de eklenmeli. Egzersiz süresinin bir haftada toplam 150 dakikanın altında kalmamasına dikkat edin.
Fazla kilolardan kurtulun: Diyabet riskini azaltmanın en önemli kurallarından biri de fazla kilolardan kurtulmak. Ancak kilo vermek için kulaktan dolma bilgilerle hareket etmeyin, kendi bünyenize, metabolizmanıza uygun, mümkünse diyetisyen eşliğinde diyet uygulayın. Bilimsel çalışmalar, kilo fazlalığı olan kişilerde mevcut kilonun yüzde 10 ve üzerinde kaybı ile diyabet riskinin azaldığını ortaya koyuyor.
Düzenli uyuyun: Düzenli olarak günde 7-8 saat uyuyanların diyabet riskinin azaldığını, daha az ya da daha çok uyuyan kişilerde ise riskin arttığını bazı çalışmalar ortaya koyuyor. Ancak bu durumu nedenleriyle birlikte daha net gösterecek çalışmalara ihtiyaç vardır. Öte yandan yetersiz uyku ve geceleri geç yatmanın acıkma hissini ortaya çıkaracağı ve gece yemelerine yol açacağından sağlık açısından zararlı olduğunu unutmamak gerekir
Diyabet belirtilerini göz ardı etmeyin: Diyabet sinsi ilerleyen bir hastalık olduğundan ve kişiye hissettirmeden organ fonksiyonlarını geri dönüşümsüz olarak bozabildiğinden, hastalığın belirtisi sayılabilecek sinyallere çok dikkat etmek, bu belirtileri kesinlikle göz ardı etmemek gerekiyor. Örneğin; çok su içme isteği, ağız kuruluğu hissetmek, gece idrara sık kalkmak, aşırı ve sık yemek, aşırı tatlı yeme isteği, el ve ayaklarda yanma, uyuşma, karıncalanma hissi, ani ve istemsiz kilo kaybı erken dönemde doktora başvurmayı gerektiren sinyaller. Çünkü bu şikayetleri önemseyerek doktora başvurmak, hastalığı prediyabet aşamasında tespit ederek ilerlemeyi durdurmak açısından büyük önem taşıyor.