Osmanlı saray mutfağının aşure sırrı

27 Ağustos 2021 Cuma

Tatlı sektörünün ünlü markası Hafız Mustafa 1864’ün ustaları, Osmanlı saray mutfağında pişen aşurenin lezzet sırrının; ‘’Gül ve karanfil suyunun karıştırılıp aşureye ilave edilmesi ve aşurede aşureye zemzem suyu katılması’’ olduğunu açıkladı.. 

Hafız Mustafa 1864’ün ustaları, Osmanlı saray mutfağında hazırlanan aşurenin püf noktalarını şöyle sıraladılar:

Karanfil ve Gülsuyu lezzetin kaynağı

Bir gece önceden ıslatılıp oda sıcaklığında bekletilen bakliyatlar ve kuru meyveler bir tencerede kaynatılır. Eklenen nişasta ile kıvamına kavuşan aşure, diğer malzemelerle birlikte pişmeye bırakılır. Son olarak altını kapatmadan önce, Osmanlı saray mutfağında aşurenin olmazsa olmazı olan karanfil ve gülsuyu karıştırılıp birlikte aşureye ilave edilir.

Aşure Tahta Kaşıkla Karıştırılmalı

Aşure malzemelerini karıştırırken özellikle tahta kaşık kullanılması gerektiğini de vurguluyor. Böylece içindeki her malzemenin tadını koruyup, ezilmesinin önüne geçildiğini belirtiyor.

Orijinalinde nohut, buğday ve fasulye gibi bakliyatları oluşturduğu aşureye günümüzde farklı damak zevklerine de hitap edebilmesi için ana lezzetin önüne geçmeden belirli oranlarda farklı kuru meyve çerez çeşitleri de ilave edilebiliyor.

Hafız Mustafa 1864 ustaları tariflerinde zemzem suyu kullandıklarını böylece her tatlıda bereketin daha da arttığını belirtiyorlar.

Zengin besin içeriği ile yüzyıllardır devam eden aşure geleneği, İslam dünyasında oldukça önemli bir yere sahip. Osmanlı saray mutfağında da son derece özen ile hazırlanıp dağıtılan aşure, Hicri takvime göre Muharrem ayının onuncu gününe denk gelmektedir. Geleneksel tatlı kültürünün önemli markalarından temsilcisi Hafız Mustafa 1864’ ün deneyimli ustaları, aşureyi ilk olarak Osmanlı saray mutfağına göre pişirdiklerini, bugün de yine aynı püf noktalara sadık kalarak 157 yıllık orijinalliğini koruduklarını belirtti.

Damaklarda iz bırakan zengin içeriğinin yanında aşurenin bir diğer özelliği de toplu ikram edilmesidir. Hem İslam inancı için hem de diğer birçok dini inanıştan gelen gelenek ile aşurenin fazla yapılması, komşulara, eşe, dosta ikram edilmesi aradaki dostluğun, güvenin, bereket ve paylaşımın kuvvetlendirmesinin önemini de vurguluyor. Bu dağıtım sayesinde evlerin yıl boyunca bereketleneceğine de inanılır.

Bu sene 9 Ağustos tarihinde başlayan Muharrem ayı 7 Eylül de sona erecek.