Kayıp dillerin metinleri bulundu
Aralarından bazılarının saklı hazineler içeren binlerce el yazması ve kitabın bulunduğu, dünyanın en eski ve halen daha kullanılan kütüphanelerinden birine ev sahipliği yapan Aziz Katerina Manastırı, Sina Dağının gölgesine kıvrılmış bir kutsal Hıristiyan yerleşim bölgesi.
Bir araştırma ekibi, yok olmuş ancak, daha sonra bu manastırda yaşamış ve çalışmış keşişler tarafından yeniden yazılmış metinleri ortaya çıkarmak için yeni bir teknoloji kullanıyor. Bu orijinal metinlerin birçoğu Latince, Yunanca, Arapça gibi, araştırmacılar tarafından bilinen dillerde yazılmış ancak diğerleri, tarih kayıtlarında nadiren görülen uzun süredir kayıp dillere sahip.
Birden fazla yazı katmanı içeren, yeniden yazılmış parşömenler palimpsest olarak da bilinir ve orijinal metinlerin ortaya çıkarılmasına öncülük eden Erken El Yazmaları Elektronik Kütüphanesinin internet sitesine göre bunlardan yaklaşık 130 tanesi Aziz Katerina Manastırı’nda bulunuyor. 7. yüzyılda İslamiyet’in yükselişi ile Sina Çölü’ndeki Hıristiyan bölgeleri azalmaya başlarken, Aziz Katerina, konumu itibariyle kendini göreceli bir tecrit ile devam ettirebildi ve Rahipler, manastırda malzeme yetersizliğinde eski parşömenleri tekrar kullanmaya başladılar.
Palimpsestlerin sakladığı eski dillere ait metinleri ortaya çıkarmak için araştırmacılar binlerce sayfayı yüzeydeki küçük darbeleri ve girintilerin vurgulanmasına yardımcı olacak şekilde, sayfaları, ışığın önden, arkadan ya da eğik bir açıdan vurduğu farklı şekillerde fotoğraflayarak, bu verileri daha yeni metinleri eskilerinden ayırt edebilen bir bilgisayar algoritmasına aktardılar.
Araştırmacılar, 2011’den bu yana süren bu araştırma sırasında aralarında toplamda 6800 sayfa içeren 74 palimpsest fotoğrafladılar ve ortaya şaşırtıcı sonuçlar çıktı. Dördüncü yüzyıldan 12. yüzyıla kadar uzanan göreceli olarak daha yeni sayılan bu zaman dilimine ait metinler arasında daha önce bilinmeyen Yunan şiirlerinin bulunduğu 108 sayfa ve Hipokrat’a atfedilen bilinen en eski tarif de bulunuyor.
Ancak belki de en ilginç bulgular, yüzyıllardır kullanılmayan belirsiz dillerde yazılmış el yazmaları. Örneğin, silinmiş metinlerden ikisi, geçmişte, şu anda Azerbaycan’ın bulunduğu bölgede yaşayan Hristiyanlar tarafından konuşulan bir dilde, Kafkasya Albaniası’nda yazılmış. Atlas Obscura’dan Sarah Laskow’a göre, Kafkas Albaniası bugün sadece birkaç taş yazıtta bulunuyor. Erken El Yazmaları Elektronik Kütüphanesi direktörü Michael Phelps’in aktardığına göre, Aziz Katerina Kütüphanesinde Kafkasya Albaniası içeren yazıların keşfi, “ağ” ve “balık” gibi kelimeleri ortaya çıkararak, bu dildeki kelime dağarcığının artmasına yardımcı oldu.
Diğer gizli metinler ise 13. yüzyıla kadar kullanılmış olan ve bilim insanlarınca 18. yüzyılda tekrar keşfedilen, Süryanice ile Yunanca’nın bir karışımı olarak bilinen Hıristiyan Filistin Aramice dilini barındırıyor. “Edebiyatı, sanatı ve maneviyatının kültürel DNA’sının bugünkü kültürlerde de tezahür ettiği bu topluluktan neredeyse kimse kalmamış ancak bu palimpsest metinler onlara bir ses kazandırıyor ve bize bugün kim olduğumuza nasıl katkıda bulunduklarını öğrenmemize izin veriyor” diye aktarıyor Phelps The Atlantic’ten Richard Gray’e.
Sinai Palimpsestleri Projesi, İslam Devlet’inin Sina Yarımadası’ndaki varlığının Aziz Katerina Manastırı’na ulaşımı daha da zorlaştırmasından dolayı son yıllarda yeni bir aciliyet kazandı. Phelps ve diğer araştırmacılar, daha geniş bir araştırmacı kitlesine ulaşabilmek adına palimpsestlerin görüntülerini internette yayınlayarak bu gizli metinlerin keşiflerinin hızlanmasını umuyorlar.