Vitamin ve mineral takviyesinin zararları
Hayati fonksiyonların sürdürülmesinde önemli bir yere sahip olan vitamin ve minerallerin alınan doğal yollarla, yenilen gıdalardan temin edilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, vitamin ve mineral takviyesinin sadece gerektiğinde ve hekim kontrolünde alınması gerektiğini vurguluyor.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dahiliye Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, vitamin ve mineral kullanımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hiçbir vitamin-mineral takviyesi, doğal besinlerin faydasını sağlayamaz
Vitamin ve minerallerin hayati fonksiyonlarımızı sürdürmemizde kritik role sahip maddeler olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, “Bu maddeler metabolizmamızın birçok aşamasında görev alırlar. Sağlıklı beslenen kişilerin hekim tavsiyesi olmadan vitamin alması sağlık sorunlarına neden olabilir. Unutmamalıyız ki hiçbir vitamin-mineral takviyesi, sağlık için gerekli olan besin öğelerini doğal besinler kadar sağlayamaz.” dedi.
Vitamin ve Mineral takviyesi sadece hekim kontrolünde kullanılmalıdır
Metabolizmamızın ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri aldığımız gıdalardan temin ettiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, “İhtiyaç fazlası olan vitaminler ya idrar yolları ile atılır ya da karaciğerle temizlenir. Dengeli beslenen ve herhangi bir hastalığı olmayan kişilerin bağışıklık sistemini güçlendirmek için vitamin ve mineral takviyesine ihtiyacı yoktur. Bilinçsizce alınan vitamin ve mineraller vücutta birikerek kalp, böbrek ve karaciğer gibi hayati organlara zarar verebilir.” diye konuştu.
Kimler vitamin ve mineral takviyesi alabilir
Vitamin ve mineral takviyesi kullanımının hekim kontrolünde olması gerektiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, öncesinde ölçüm yapılması gerektiğini vurgulayarak vitamin ve mineral kullanması gereken kişileri şöyle sıraladı:
- Tıbben tespit edilmiş vitamin mineral eksikliği olanlar,
- Sıkı diyet yapanlar,
- Yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayamayanlar (psikolojik ya da ekonomik nedenlerden dolayı),
- Vejetaryenler,
- Yakın zamanda enfeksiyon geçirenler,
- Bağışıklık yetersizliği olanlar,
- Kronik hastalıkları olanlar,
- Uzun süreli bağışıklığı baskılayıcı ilaç kullananlar,
- Sindirim kusuru yapan mide-bağırsak hastalıkları olanlar,
- Büyüme çağında olan bebekler, çocuklar ve gençler, yaşlılar,
- Diyaliz hastaları,
- Gebe ve emziren kadınlar (Demir, folat, B12 vitamini vb.),
- Menopoz dönemindeki kadınlar.
- Ciddi vitamin eksikliği çekenlere takviye önerilir
Vitaminlerin özellikle doğal yollardan alınmasının önerildiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, “Ancak ciddi vitamin eksikliği çekenler veya hastalık sürecinde olanlara hekim tavsiyesi ile ilaç şeklinde vitamin takviyesi önerilmektedir. Sağlıklı beslenen kişilerin hekim tavsiyesi olmadan vitamin alması sağlık sorunlarına neden olabilir.” uyarısında bulundu.
Toksik etkiler oluşturabilir
Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, “Yağda eriyen A, D, E ve K vitaminlerinin aşırı düzeyde alındığında vücutta depolandığı ve çeşitli toksik etkiler gösterdiği bilinmektedir. Suda eriyen B ve C vitaminlerinin fazla alınması durumunda da daha az oranda yan etkiler görülebilir.” dedi.
Deride pullanma ve saçlarda dökülmeye yol açıyor
“A vitamini fazlalığı karaciğere toksik etki yapar, deride pullanma, saçlarda dökülme, görme bozukluğu, kas güçsüzlüğü meydana getirir” uyarısında bulunan Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, şunları söyledi:
“Bazı çalışmalarda A vitamin fazlalığı olanlarda akciğer kanserine yakalanma oranının artmış olduğu görülmüştür. D vitamini fazlalığı kanda kalsiyum seviyesini yükseltir: Bu da kalpte ritim bozukluğuna, böbrek taşı oluşumuna, şiddetli bulantı kusma ve kas kramplarına yol açar. E vitamini fazlalığı: baş ağrısı, baş dönmesi yapar. K vitamini fazlalığı: pıhtılaşma bozukluklarına neden olur. B1 ve B6 vitaminlerin fazla kullanılması sinir sistemine hasar verip, ellerde ayaklarda uyuşma, his kaybı ve güçsüzlük geliştirir. C vitamini fazlalığında kusma, karın ağrısı, görülür. Tüm bu dediklerimizin aksine d vitamin yetersizliği kapalı ortamda çalışmaktan ve yeterli güneş ışığı alınmadığından dolayı çok yaygın görülmektedir.”
Gebelik sürecinde folik asit takviyesi çok önemli
Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, gebelik sürecinde folik asit kullanımının önemine işaret ederek “Gebelik sürecinde folik asit takviyesi almak gebelik sürecini sağlıklı geçirmeye yardımcı olduğu gibi doğacak bebekte oluşabilecek pek çok hastalığın oluşmasını engellemektedir. Yeterli folik asit alımıi nöral tüp defekti ve diğer doğumsal bozuklukların oluşumunun önlenmesinde yardımcıdır. Bu nedenle özellikle gebelik planlayan kadınlara gebelikten önce folik asit takviyesi önerilmektedir.” dedi.
Düzenli egzersiz yapılmalı ve yeterli uyunmalı
“Yeterli ve dengeli beslenerek, vücudun gereksinimi olan tüm besin öğelerini karşılayabiliriz” diyen Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, “Çünkü besinler, bilinçli olarak seçildiğinde sağlığı koruyucu ve geliştirici tüm vitamin ve mineralleri alınması gereken oranlarda sağlayabilmektedir. Ayrıca bağışıklığımızı desteklemek istiyorsak düzenli egzersiz yapmalı, yeterli uyumalı, stresten, sigaradan ve alkolden uzak durmalıyız.” diye konuştu.