Tutankamon’un 'Uzaylı Hançeri' Anadolu'da imal edilmiş
100 yıl önce Mısır firavununun mezarında bulunan demirden yapılma hançer, göktaşından gelen parçalar taşıyordu. “Göktaşı hançeri” üzerine yapılan araştırma sonuç verdi. Hançer büyük ihtimalle Anadolu’da imal edildi ve Mitanni kralı tarafından Tutankamon’un atalarına hediye olarak verildi.
Antik Mısır’da Milattan Önce 1342 – 1325 yılları arasında yaşayan ve yalnızca 10 yıl hüküm sürebilen Tutankamon, en merak edilen tarihi figürler arasında yer alıyor.
Firavunun mezarında keşfedilen hançerin kimyasına ve 3.400 yıllık bir tablete dayanarak yapılan araştırma, hançerin Mısır’da üretilmediğini ortaya koydu.
X-ışınlarıyla taranan demir hançerin nasıl ve nerede yapıldığını çözmeye çalışan bilim insanları ilk sonuçlara ulaştılar. Buna göre hançer düşük sıcaklıkta dövüldü ve büyük ihtimalle Mısır’da üretilmedi.
Arkeologlar 1920’li yıllarda Tutankamon’un Krallar Vadisi’nde bulunan mezar odasına girdiklerinde firavunun ihtişamlı mumyasıyla birlikte bir ayak uzunluğunda bir hançer de buldular.
Demirden yapılan bu hançer, kronolojik açıdan çizelgeye uymuyordu. Mısır’da Demir Çağı, firavunun ölümünden yüz yıl sonra başlamıştı.
Malzeme olarak bir göktaşının kullanıldığı düşünülen hançer, Tutankamon’un doğumundan 1.000 yıl öncesine tarihleniyor. Erken Tunç Çağı’nda üretildiği düşünülen bu hançerle birlikte, mezarda demir bir koltuk başlığı ve demir bir bilezik de bulunuyordu.
2016 tarihli bir araştırma, bu demirlerin kaynağının meteoritik olduğunu doğruladı. Ancak göktaşının türü ve bu göktaşının nasıl dövülmüş olabileceği gibi sorular havada kaldı. Bu ay Meteoritics & Planetary Science dergisinde yayımlanan çalışma, işte bu sorulara yanıt vermeyi hedefliyor.
Japonya’daki Chiba Institute of Technology’de çalışan ve araştırmanın ortak yazarlarından olan Tomoko Arai keşif hakkında şöyle konuşuyor:
“Hançerin üretimini ve kökenini anlamak hançere zarar vermeyecek iki boyutlu kimyasal bir analiz gerçekleştirdik.”
Araştırmacılar, demir, nikel, manganez ve kobalt konsantrasyonlarını ortaya çıkaran X-ışınlarını parlatarak bıçağın temel yapısını haritaladıklarını kaydetti. Bıçaktaki kararmış noktalarda kükürt, klor, kalsiyum ve çinko bulundu. Ancak mevcut öğeler kadar ilginç olan bunların nasıl dağıldığıydı.
Arai sözlerine şöyle devam ediyor: “Hançerin her iki tarafındaki çapraz taralı bir doku fark ettik, bu da bir oktahedrit demir göktaşı için tipik olan Widmanstätten yapısını düşündürüyor. Bunu fark etmemiz, bizim ’vay canına!’ anımızdı.”
Widmanstätten deseni adını Avusturyalı bir mineralogdan alıyor. Bu desen, nikelin objeler üzerindeki dağılımın nedenlerini gösteriyor ve metalik göktaşlarında bulunmasıyla dikkat çekiyor. Habere konu olan hançerdeki desen ise hançerin en büyük demir göktaşı grubu olan oktahedritten yapıldığını ortaya çıkartıyor.
Desen, Antik Mısır’da hançerin nasıl var olabileceğine dair de ipuçları veriyor. Makalede demirin dövülme sıcaklığının çok yüksek olursa desenin bozulacağı aktarılıyor.
Kimyasal analiz, hançerin kökeni hakkında daha fazla söz söylemiyor. Ancak Mısır’ın Milattan Önce 14. yüzyıldaki diplomatik ilişkilerini belgeleyen Amarna Mektupları, bu konuda araştırmacılara yol gösteriyor. 3.400 yıllık tablet, hikâyeyi Anadolu’ya bağlamayı başarıyor. Tablette Tutankamon’un dedesi III. Amenhotep’e, Mitanni kralının, firavun kızıyla evlendiğinde verilen altın kınlı demir bir hançerin bahsi geçiyor.
Sözün özü muhtemelen Tutankamon’un “uzaylı” hançeri, Anadolu’dan gelen bir aile yadigârıydı. Araştırmada yapılan element analizi, hançerin kabzasındaki değerli taşların Mitanni’de yaygın olarak kullanılan kireç sıva ile yapıştırıldığını da gösteriyor.
Arai, yakın gelecekteki çalışmaların hançere dair daha fazla bilgi vereceğini kaydetti.