10 kişiden birinin kulağı çınlıyor
Kulan çınlamasının, toplumda oldukça yaygın görüldüğünü belirten uzmanlar, yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 10-15’ini etkilediğini belirtiyor.
Tıp dilinde “Tiinitus” olarak adlandırılan kulak çınlamasını, “bulunulan ortamda ‘o’ ses olmamasına rağmen, varmış gibi duyulma, işitilme hissi” olarak tanımlayan Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Odyoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Mina Gök,, “Duyulan ses, hastalar tarafından; tiz veya bas bir ton, uğultu, çınlama, tıslama, ıslık, cırcır böceği sesi gibi değişik şekillerde tanımlanabilmektedir. Tek taraflı veya iki kulakta birden, aralıklı veya sürekli ortaya çıkabilmektedir.” diyerek şu bilgileri aktarıyor:
Kulak çınlaması hastalık değil ve ikiye ayrılır
Çınlama, kendi başına işitme kaybı oluşturmamakla birlikte, hastalık değil bulgu olarak kabul edilir. Çocukluk çağından itibaren her yaştan bireyde görülebilen çınlama, toplumda oldukça yaygın görülmekte ve yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 10-15’ini etkilemektedir.
Çınlamayı daha detaylı değerlendirmek için objektif ve subjektif çınlama olmak üzere iki grupta incelemek mümkün. Objektif kanıtlanabilir çınlama, vücutta oluşan örneğin kan akışı veya kas hareketi sesinin kulağa ulaşması sonucunda hissedilmekte ve değerlendiren uzman steteskopla veya hastaya yaklaştığında hastanın duyduğu ses duyulabilmektedir. Objektif çınlama çoğunlukla damar ve kas nedenli baş, boyun, çene veya uzuvlardaki belirli manevralar tetikleyebilmektedir.
Subjektif çınlamayı sadece kişi duyuyor
Subjektif yani öznel kulak çınlaması, fiziksel bir olgudan kaynaklanmayan ve sadece kulak çınlaması olan bireyin duyabildiği seslerdir. İç kulaktaki duyu hücrelerinde ses uyarımı olmadan yani sesin olmadığı durumda, sinir sistemindeki anormal uyarılmadan oluşan bir durumdur. İşitme sinirinde veya beyne giden yollarda meydana gelmektedir.
Subjektif çınlama, dış kulak yolu, kulak zarı, orta kulak, iç kulak, işitme siniri ve sonrasındaki yapıların problemlerini kapsayan nedenlerle metabolik veya nörolojik hastalıklarla, bazı ilaçların yan etkisiyle ve psikolojik faktörlerle ortaya çıkabilir.
Subjektif çınlamanın görülme sıklığının, objektif çınlamaya göre çok daha yüksek. Kulak çınlaması şikayeti olan kişilerin yüzde 1’den daha azında objektif çınlama görülürken geri kalan yüzde 99’undan fazlasında subjektif çınlama görülmektedir
Çınlamanın her bireyde farklı şekilde ortaya çıktığından yaşam kalitesini farklı düzeyde etkiler. Bazı hastalarda küçük bir sıkıntı iken bazı hastalarda uyku düzenini bozarak, endişeye sebebiyle depresyon gibi duygusal ve psikolojik semptomlara neden olabilmektedir. Şiddetli kulak çınlamasına, özellikle seslere karşı tahammülsüzlük olarak tanımlanan hiperakuzi veya algılama problemleri eşlik edebilmektedir.
Kulak çınlamasında işitme kaybı görülebiliyor
Kulak çınlaması olan bireylerde genellikle işitme kaybı görülmektedir ancak bu durum çınlama varsa işitme kaybı vardır şeklinde yorumlanmamalıdır. Normal veya normale yakın işitmeye sahip kişilerde de çınlama görülebilmektedir. Çınlamanın yaygınlığı ve şiddeti, işitme kaybının derecesi ile artış göstermekle birlikte işitmenin tamamıyla yok olması durumunda da bireylerin şiddetli çınlama şikayetlerinin devam ettiği bilinmektedir.
Kulak çınlaması neden olur?
Yaşlılığa bağlı oluşan işitme kaybında da çınlama görülebilir. afa travmasından kaynaklanan işitme siniri yaralanmaları, genellikle kulak çınlamasıyla sonuçlanmaktadır. İşitme sinirindeki tümör varlığı da yine hemen hemen her zaman çınlama ile birlikte görülmektedir. Birçok araştırmanın konusu olmasına rağmen, çınlamanın oluşum mekanizması tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak genel olarak yüksek sese maruz kalmak, iç kulağı etkileyen işitme kayıpları, kulağa gelen bir darbe veya patlama gürültüsü gibi akustik travma ve bazı ilaçların yan etkileri çınlama ile ilişkilendirilmektedir..
Hiperakuzi ve depresyon kulak çınlamasına eşlik edebilir
Kulak çınlaması bireyin tüm hayatını etkileyerek yaşam kalitesini bozabilir. Şiddetli kulak çınlamasına normal şiddetteki seslere karşı aşırı hassasiyet olarak tanımlanan hiperakuzi ve depresyon gibi duygusal bozukluklar eşlik edebilmektedir. Rahatsız edici derecede kulak çınlaması yaşayan hastalar için kesin bir tedavi seçeneği yoktur fakat mevcut tedavi stratejileri ile çınlamanın şiddetini azaltmak ve yaşam kalitesini iyileştirmek amaçlanmaktadır.
Çınlamanın karakterini belirleyebilmek için odyologlar tarafından sessiz test kabinlerinde hasta yanıtları baz alınarak frekans (tizli-bas) ve şiddet eşitleme yöntemleri kullanılır. Tedavi için birçok seçenek bulunmaktadır. İşitme cihazları mevcut seçeneklerin başında gelmektedir. İşitme cihazlarının sağladığı çevresel sesleri yükseltme, mevcut çınlamayı bastıracak ve çınlamanın yarattığı rahatsızlığı azaltacaktır. Yine işitme cihazları içindeki maskeleme seçenekleri, okyanus veya doğa sesleri ile çınlamanın işitilmesini azaltacaktır.
Bilişsel Davranışçı Terapiler de kullanılabiliyor
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), çınlamanın yarattığı psikolojik güçlükleri azaltmak amacıyla kullanılan psikolojik terapi yöntemlerindendir. Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS), çınlama tedavisi için dünya çapındaki kliniklerde kullanılan etkinliği kanıtlanmış bir diğer yöntemdir. Tercih edilen tedavi seçeneklerinden biri de odyologların uyguladığı Tinnitus Retraining Therapy (TRT)’dir. TRT, kulaktan beyne uzanan sinyal transferinden sorumlu mekanizmalarda değişiklik yaratmayı ve böylece doğrudan çınlama kaynaklı reaksiyonları hafifletmeyi hedefleyen danışmanlık ve ses terapisinden oluşan bir yöntemdir.
Kulak çınlamasını önlemek için öneriler
- Kulaklarımızı yüksek ses/ gürültüden korumaya,
- Enfeksiyon riskini azaltmak için kulaklık ve/veya işitme cihazımızın temizliğine,
- Özellikle stres/anksiyete açısından duygu-durumumuzu stabil tutmaya özen göstermeliyiz.