Motosiklet kişisel gelişime yararlı ve alzheimerdan koruyor
Radyo Trafik’te yayınlanan “Burcu Coşkunseda ile MotoKask” programına konuk olan Dr. Timur Harzadın, eşleri ya da sevgilileriyle sorunlu ilişki yaşayan insanların, trafikte araç kullanırken kaza yapma olasılığının daha fazla olduğuna dikkat çekti.
Aynı zamanda bir motosiklet sürücüsü olan Dr. Timur Harzadın, son yıllarda görülme sıklığı artan alzheimer hastalığının, motosiklet kullanan kişilerde görülme oranının az olduğunun altını çizdi.
İlişkilerimizin sürüşümüze de etkisi var
Psikoterapist Dr. Timur Harzadın, özel hayatımızda yaşadığımız ilişkilerimizin sürüşümüze de etkisi olduğuna vurgu yaparak, “Beynimiz enerjisinin büyük bir kısmını romantik ilişkilere harcıyor. Eşiniz ya da sevgilinizle ilişkiniz iyi gidiyorsa, bunu hayatınızın diğer kısımlarına aktarabiliyorsunuz. İyi ilişkiye sahip olan insanların iş hayatı da başarılı olabiliyor. Sürüş konusunda da sıkıntı yaşamıyorlar. Bir insanın ilişkisi iyi gitmiyorsa hayatına da olumsuz yansır. Araç kullananlar insanların kaza yapma olasılığı artar. Konsantrasyon eksikliği yaşanmasından dolayı yola odaklanmakta zorluk yaşanabilir. Bu yüzden insanların ilişkilerini nasıl yaşadıkları önemlidir.” açıklamasını yaptı.
İnsan psikolojisinin kötü olmasının trafikte de bir takım riskler taşıdığını belirten Dr. Timur Harzadın, !Zihnimde işimle ilgili problemler yaşarken, araç kullanırken o anda önüme bir şey çıktı. Anında tepki vermem gerekirken karmaşık zihin nedeniyle geç tepki veriyorum ve kaza yapma riskim artıyor. Bu şekilde yola çıkan insanlar hem kendini, hem trafikteki diğer insanları riske atabiliyor. Zihnimiz karışıkken yola çıkmamak daha doğru bir yol olacaktır. Mümkünse kendimizi yatıştırdıktan sonra trafiğe çıkmalıyız. Bu sürekli hale geliyorsa profesyonel destek almalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
Motosiklet sürücülerinin kendilerini rahat ve dingin hissediyor
Motosiklet sürücülerinin kendilerini rahat, iyi, sakin, dingin hissettiklerini söylediklerini belirten Psikoterapist Dr. Timur Harzadın, bunun nedenleri üzerine düşünmeye başladığını belirterek, “Rüzgar, özgürlük hissi insanda bir rahatlık sağlıyor. Motorun titreşimi vücudunuzdaki kötü duyguları boşaltıyor. Motosiklet, otomobil sürmek gibi değil. Otomobil süren kişinin aklı başka yerlere gidebiliyor. Motosiklet sürücüleri, sadece sürüşe odaklandıkları için günlük hayatta da daha kolay olaylara odaklanabiliyor. Motosiklet sürücüleri direkt uzağa baktıkları için, kendilerini ve hayatı da gözlemleyebiliyorlar. Bu insanların algıları ve geleceği görme yetileri daha fazla oluyor.” ifadelerini kullandı.
“5 yıl sonra hayatın nasıl olacağını bazı insanlar düşünür, bazı insanlar düşünmez.” diyen Dr. Harzadın, “Motosiklet sürücüleri sürekli ufuk çizgisine baktığı için bu tarz şeylere daha yatkın oluyor. Beynimiz, bir şeyi iyi yapıyorsak, bunu bir süre sonra hayatımıza da yansıtmamızı sağlıyor. Dengede durmak zorunda oldukları için günlük hayatta küçük kazaların önüne geçebiliyorlar.” şeklinde konuştu.
Motosiklet sürmenin kişisel gelişim olarak kullanılabilir
Timur Harzadın, motosiklet sürmenin kişisel gelişim olarak da kullanılabileceğini belirtti. Motosiklet kullanmanın sosyal ve ruhsal anlamda birçok faydasının olduğunu kaydeden Dr. Harzadın, “Motosikletin kendine temas etmek, yeni insanlar tanımak, zorluklara dayanmak gibi faydaları var. Denge kurmak zorunluluğundan dolayı beynimiz çok aşırı çalışıyor. Sürekli beyin çalıştığı için yeni bağlantılar kuruluyor. Motosiklet süren birinin alzheimer olma ihtimali de çok düşük.” sözlerini sarf etti.
Araç kullanmanın bir başka psikolojik boyuntundan bahseden Dr. Harzadın, “Aşırı ruhsal problem yaşayan insanlar da daha riskli araç kullanıyor. “Ölsem de kurtulsam” düşüncesi olanlar, bunu kendi kendilerine yapmaktan korktukları için tehlikeli şekilde araç kullanarak kendilerine zarar vermeye çalışıyor. Bu düşünceye sahip insanların motosiklete binmemelerini, psikolojik destek almalarını öneriyorum.”
Trafikte neden öfkeli oluyoruz?
Psikoterapist Dr. Timur Harzadın, trafikte neden öfkeli davranıldığına ilişkin ise, “Trafiğe çıktığında insanlar kendi iç dünyasına dönmeye başlıyor. Bazı insanlar normalde sakinken trafiğe çıktığında daha gergin, öfkeli olabiliyor. Beynimiz trafikte bazı duyguları üretmeye, ya da onlarla bağ kurmaya başlıyor. Bu duygudan kurtulmanın yollarından biri, bu duyguyu diğer insanlara aktarmak. Tehlikeli araç kullanırken başkalarını öfkelendirmek insanları rahatlatabiliyor. Daha derin bakarsak, iç dünyamızdaki duyguları başkalarına transfer ediyoruz, bunlar da çocukluktan gelen duygular.” diye konuştu.