Vücudun sinir uçlarında uyuyan tehlike: Varisella virüsü
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Songül Özer, zona hastalığına dair bilgiler aktardı.
Zona nedir? Zona hastalığı nasıldır?
Zona tek başına bir hastalık değildir. Zona, suçiçeğinin tekrardan aktifleşmesidir. Suçiçeği döküntülü bir viral hastalıktır. Genellikle çocukluk döneminde geçiriliyor. Solunum yoluyla ya da döküntülerin içindeki sıvı teması ile bulaşır. Suçiçeği, nezle hali, grip, yüksek ateş, koliza dediğimiz burun tıkanıklığı, öksürük ile başlar sonrasında vücutta daha çok sırtta, yüzde, gövdede önce kızarıklık ardından içi su dolu şişkinler oluşur. Bazı hastalıklarda sıvılar koyu ve iltihaplıdır fakat suçiçeğinde sıvılar berraktır.
Suçiçeği, çok kaşıntılı geçer ve virüs sıvının içinde olduğu için kaşındıkça, sıvılar patlayarak virüs yayılır. Aslında suçiçeği hiçbir şey yapılmasa, tedavi edilmese kendi kendiliğinden 1 hafta – 10 gün arasında ilk çıktığı yerden başlayarak kurur ve biter. Tabi bu süreçte kaşıntıyı önleyen kremler, şuruplar kullanılır.
Suçiçeği mikrobu 50 yaşından sonra zona olarak kendini gösteriyor
Suçiçeğine neden olan Varisella adlı virüs vücudu asla terk etmez. Hastalık biter, hiçbir belirtisi olmamasına rağmen virüs sinir uçlarına gelir ve orda senelerce uyur. Hiç hareketlenmeyebilir ya da kişi hayatının sonuna kadar suçiçeği benzeri bir hastalık geçirmeyebilir ama bazı insanlarda bu suçiçeği ile vücuda alınmış olan Varisella mikrobu, 50 yaşından sonra Zona olarak kendini gösteriyor. Zona demek ki bir reaktivasyon. Yeniden vücuda alınmış bir mikrop değildir.
Zonada halsizlik, yorgunluk, kırgınlık, baş ağrısı, kas ağrısı genel belirtiler olur. Tipik olarak sırtta, yüzde, göğüs kısmında bir anda kaşıntı, bıçak saplar gibi ağrı, batma ve o bölgede kendini hemen gösteren, aynı suçiçeği gibi içi sıvı dolu deri lezyonları – deri döküntüleri başlar.
Suçiçeğinde deri döküntüleri bütün sırtta ve göğüste yaygınken, zonada öyle değildir. Varisella virüsü sinir uçlarında yerleşip saklandığı için, deride de sinir hattı boyunca lezyonlar oluşur. Yani sırtta başladığı yerden bir çizgi şeklinde döküntü olur . Ya da daha arka alt kısımda, gluteal sinir hattı baoyunca olur, başka bir vücut bölgesinde görülmez. Veya yüzde sadece gözü besleyen sinirin üst kısmında olur başka bir vücut bölgesinde olmaz.
Zona duygu durumuyla da ilişkili
Suçiçeği geçirenler, suçiçeği atlatanlar ve sonrasında immün yetmezliği olan kişilerde zona görülebilir. Fakat şöyle bir araştırma yapılmış; kadınların, şişmanların, zenci – beyaz araştırmasında beyazların zona geçirme ihtimali daha yüksek. Sadece ırk, cinsiyet, kilo değil duygu durumuna da bağlı. Yoğun stres altında olan kişilerde bağışıklık sistemi düştüğü ve kilo verdiği için zona reaktivasyonları görülebiliyor.
Zonaya kaşıntının yanı sıra ağrı da eşlik ediyor
Zona tedavi edilebilen bir hastalık. Zonada suçiçeğinde olduğu gibi kaşıntı var ama bunda daha çok bıçak saplanır gibi bir ağrı kendini gösteriyor. Genellikle her iki tarafta simetrik değil, tek taraflı lezyonlar oluşur. Hastalar gerçekten ağrıdan dolayı bir tarafına eğik olarak gelir. Bu yüzden biz ağrı kesicilerle araya giriyoruz. Zona sinir köklerinden reaktivasyon olduğu için sinirsel bir dağılım gösterir. Yani bizim o sinir kökündeki iltihabı ortadan kaldırabilmemiz için B vitamini gibi destekleyici tedaviler de vermemiz gerekiyor. Zona ilacı, suçiçeğinde olduğu gibi varisellayı yok eden ilaçlardır.
Zona bulaşıcı mıdır?
Zonanın bir başkasına geçmez ancak aşı olmamış ve daha önce suçiçeği geçirmemiş bir kişi zonalı biriyle temas ederse o kişiye suçiçeği geçer. Zona, suçiçeği gibi solunum yoluyla bulaşmaz. İçi sıvı dolu deri lezyonlarının sıvı teması ile bulaşır.
Zona döküntüsündeki sıvıyla temas eden kişi daha önce suçiçeği geçirmişse hastalık bu kişiye geçmezç Kişinin vücudundaki zonanın reaktivasyonu için o sıvıya temas etmek işe yaramaz.
Bebek ve çocuklarda zona görülmez. Bebeğe zona değil, Varisella virüsü geçtiği için bebeğe suçiçeği geçer. Virüs iki hastalıkta da aynıdır. Bebek ve çocuklarda zona olmaz. Kişinin zona olabilmesi için öncesinde mutlaka suçiçeği geçirmiş olması gerekir. Suçiçeği geçirmiş bir kişiye zona temas ettiğinde o kişiye hastalık bulaşmaz, çünkü kişi bağışıklıdır
Zona tekrarlayabilen bir hastalıktır
Zonada reaktivasyonun sayısı belli değildir. Uygun koşullar oluştuğunda kişi yeniden zona olabilir. Zonalı kişi tedavi edilirken, o anki enfeksiyon tedavi edilir. Kişinin zonaya karşı kalıcı bağışıklılığı yoktur. Burada önemli olan, zona hastalığına neden olacak zorunlu koşulların ortadan kaldırılmasıdır. İmmün sisteminin güçlü olmasını sağlamak, stres, aşırı yorgunluk, depresyon gibi duygu durum bozukluklarının olmamasını sağlamak bunlara örnektir. Yani hazırlayıcı koşulları ortadan kaldırabilirsek zonanın reaktivitesini engelleyebiliriz.
Bakteriyel enfeksiyonda iz kalabilir
Zona ve suçiçeğinin üzerine bakteri eklenmediği sürece kesinlikle iz bırakmaz. Fakat gerek zonada gerek suçiçeğinde kaşıntı olursa ve kişinin eli kirliyse ve o kabuğu patlatarak kaşırsa bir bakteriyel enfeksiyon oluşabilir. Bu durumun iz bırakma ihtimali vardır.
Bir araştırmaya göre ABD’de zonanın 80’inci ve 90’ıncı yaşlarda ciddi pik yapıyor. Normalde 1000’de 3 vaka görülebilirken 80’inci 90’ıncı yaşlarda 1000’de 35’e kadar yaygın görülürken Avrupa’da genellikle 50 yaş ve sonrasında yavaş yavaş yükselmektedir. Fakat birçok çalışmanın ortak noktası şu, 50 yaşından sonra zona bizim için önemli bir hastalık oluyor.
Son yıllardaki zona vakalarında artış oldu.
Çocuklar artık suçiçeği aşılarıyla aşılandıkları için çocuklarda suçiçeği vakaları azalıyor. Dünyada yaşlı insanların sayısında artış var. Zona da ağırlıklı olarak yaşlı insanlarda görüldüğü için artık günümüzde zona hastalığını daha fazla görüyoruz. Bunun yanında dünyada kronik hasta sayısında, immün sistemi baskılanmış insanlar sayısında ve stres, kronik yorgunluk, depresif gibi duygu durum bozukluklarında bir artış var. Bu yüzden zona için uygun koşullar gerçekleşiyor ve günümüzde zona hastalığında artış görüyoruz.
Zonadan nasıl korunulur?
Zonanın önlenmesinde aşılamanın önemli. Suçiçeği geçiren ya da suçiçeği ile bağışıklanan kişi zona olmaz. Demek ki ilk yapmamız gereken şeylerden biri çocuklarımız daha okula başlamadan önce onları suçiçeğine karşı aşılamalıyız. Küçükken suçiçeği aşısı olmamış ve sonrasında suçiçeği geçirmiş bir kişi 40 – 50 li yaşlara geldiğinde ne yapmalı diye soracak olursanız, iki tane çözüm yolu karşınıza çıkacaktır. Bu iki çözüm yolu da canlı zona aşısı ve recombinant zona aşısı olmak üzere iki farklı aşılardır.