Fortune 500 Türkiye Ödül Töreni yapıldı

06 Ekim 2017 Cuma

Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Türkiye ekonomisinin bu yılın ilk yarısındaki büyüme rakamlarının herkesi memnun ettiğini belirterek, "Ancak memnun olmanın yetmediği, göz kamaştırmamız gereken bir dönemdeyiz. Bunun sırrı da büyüme performansının sürdürülebilir, kaliteli ve sağlıklı bir kompozisyona sahip olmasından geçiyor." dedi.

Erol Bilecik, "Fortune 500 Türkiye 10. Yıl Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, içinde bulunduğu coğrafyanın getirdiği riskleri ve siyasi belirsizlikleri aşabilecek güce sahip bulunduğuna dair inançlarının tam olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin zor dönemlere girdiğinde akıl, mantık ve sürdürülebilir büyüme odaklı politikaların rehberliğiyle hep ayakta kaldığını ve tekrar yukarıya çıkışı seri şekilde gerçekleştirdiğini belirten Bilecik, ülke ekonomisinin bu yılın ilk yarısındaki büyüme rakamlarının herkesi memnun ettiğini dile getirdi.

Bilecik, şunları kaydetti:

“Ancak memnun olmanın yetmediği, göz kamaştırmamız gereken bir dönemdeyiz. Bunun sırrı da büyüme performansının sürdürülebilir, kaliteli ve sağlıklı bir kompozisyona sahip olmasından geçiyor. Yılın ilk yarısında ekonomiye çok önemli bir ivme verildi. Şimdi bu kazanılmış zamanı kalıcı ve sağlıklı reformları yapmak için kullanmamız gerekiyor. İktisadi olarak alınmış kararlar yeteri kadar etki etmez. Ekonominin yeni yol haritasından en belirgin pozitif etkiyi demokrasi, hukuk sistemi, temel hak ve özgürlük alanlarında kaydedilecek gelişmeler yapacaktır. Ayrıca reformların başarısı için toplumsal desteği pekiştirecek ve Türkiye’nin uluslararası saygınlığını, çekim gücünü ve marka değerini yükseltecek iletişim stratejisine de ihtiyacımız var.”

- "Yatırımcılara normalleşme sinyallerinin verilmesi önemli"

Erol Bilecik, son dönemde Türkiye ekonomisinin en büyük kazanımının mali disiplin olduğunu vurgulayarak, “Mali disiplini kaybedebileceğimiz bir yola kesinlikle girmememiz gerekir.” dedi.

Son yıllarda ülkenin çok talihsiz olaylar yaşadığına değinen Bilecik, “Artık bunları geride bırakmamız ve normalleşmemiz gerekiyor. Bu doğrultuda özellikle yatırımcılara normalleşme sinyallerinin verilmesinin önemli olduğunu vurguluyoruz. Güvenlik ve özgürlükler normalleşmeye dönük olarak birbirini tamamlayan öncelikler. Güven eksikliğini telafi edemezsek, yatırımcıların önüne açık ve net yol haritası koymazsak yüksek büyümeyi sürdürmemiz maalesef mümkün değil. Büyümenin ötesinde, gerçek anlamda kalkınmak istiyorsak ekonominin yanı sıra yargı, vergi, eğitim ve güvenlik dahil olmak üzere kurumlarımızı güçlendirmeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Bilecik, son dönemde mali politikaların özellikle dış ticaret açığı, dış borç ve konjonktürel tehditleri göğüslemeye yönelik savunma harcamaları gibi gerekçelerle vergi artışları odağında şekillendiğini belirterek, “Elbette devlet ve toplum arasında güvenlik, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanması için uygulanan toplumsal sözleşmelerin en önemli ödevi şüphesiz vergidir. Ancak vergi artışları bireysel ve ticari hayatı baskılar. Nihayetinde devletin bütçesi artsa da ekonomik büyümeyi sağlamaz.” yorumunu yaptı.

Bilecik, finansal kurumlar için kurumlar vergisinin yüzde 20’den yüzde 22’ye çıkarılmasının dış dünyada dikkati çektiğini aktararak, “Tüm dünyada yatırım çekmek amacıyla vergi indirimine gidilirken Türkiye’de böyle bir artış yapılmasının çok eleştiri alacağımız bir gelişme olacağını düşünüyoruz. Ağırlıklı olarak yabancı sermayenin olduğu sektörde bu tip ani vergi artışları Türkiye’nin yatırım ortamına yönelik imajını da negatif etkileyecektir.” diye konuştu.

- "Yeni dönem bize fırsatlar sunuyor"

Organizasyon kapsamında, “Türkiye Ekonomisinin Geleceği, Riskler ve Fırsatlar” başlıklı bir panel de düzenlendi.

Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Göçmen, panelde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bundan önceki ekonomik düzene adapte olmasının 50-70 yıl aldığını ve bu geri kalmanın bedelinin ekonomik büyüklüklerde yaşandığını söyledi.

Göçmen, “Şimdi iyi olan bir şey var; dünyada kartların yeniden karıldığı, bütün değer zincirlerinin tekrar oluşturulduğu bir dönemdeyiz. Bu yeni dönem bize fırsatlar sunuyor. Bunu kendi işlerimizi daha ileri götürmek ve yeni bir rekabet gücü oluşturabilmek için kullanabiliriz.” dedi.

Türkiye’nin genç ve iyi eğitilmiş nüfusuyla, sağlam kurumsal yönetişim yapısıyla yeni dönemde de rekabetçilik avantajını kullanabilecek düzeyde bulunduğunu vurgulayan Göçmen, şöyle konuştu:

“Belki de eskisine göre çok daha ileri gidebilecek bir durumdayız. Yasal yapı, mevzuat, rekabetin tekrar tanımlanması, teknolojinin kullanılması, kurumsal yönetişim modellerinin gelişmesi ve yetenek yönetiminin stratejik bir araç olarak kullanılmasıyla fark oluşturacağız. Şu anda yeteneklerimize dünyadan talep var. Bu dönemde bir Türkiye hikayesi yaratmalıyız. Bu hikayeyi her türlü büyüklükte ekonomik aktörlerin ve sosyal katmanların benimseyerek hayata geçirecekleri yeni bir süreci başlatmalıyız.”

Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül ise Türkiye'nin kişi başı milli gelirde iyi bir noktaya gelse de burada takılıp kaldığını ifade ederek, “Yeni bir hikaye lazım. Eğer buradan yukarı gideceksek bu hikayeye teknoloji, dijitalleşme ve inovasyonu koymalıyız. Mevcut kompozisyonla daha fazla yukarı gitme şansımız yok. Onun için teknolojiyi tabana yaymalıyız.” görüşlerini aktardı.

Yeni açılacak iş sahalarının şimdikilerden farklı olacağına işaret eden Yüngül, grup olarak yapay zeka avukatlığı için 2 kişiyi yurt dışına gönderdiklerini kaydetti.

Ömer Yüngül, melek yatırımcılığın bir sosyal sorumluluk projesi olarak görülüp desteklenmesi gerektiğini dile getirdi.

Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir de yeni nesil insan kaynağının öncekilere benzemediğini belirterek, “Galiba hepimizin Z kuşağı ile ilgili eğitim alması gerekiyor. En büyük değişiklik eğitimde olacak. İstihdam için gereken üretim ile mezunlar birbiriyle uyuşmuyor. Özel sektör, devlet ve üniversiteler neye ihtiyaç olduğu, ne üretileceği ve istihdama nasıl katkıda bulunulabileceği konusunu beraber hesaplamak durumunda.” ifadelerini kullandı.

- "Türk Telekom'un akıllı şehir teknolojileriyle yılda 3 milyar lira tasarruf mümkün"

Etkinliğin ana sponsoru olan Türk Telekom'un Satış ve Müşteri Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Ümit Önal da şirket olarak altyapılarından aldıkları gücü, geliştirdikleri yeni teknoloji ve projeler ile akıllı geleceği inşa etmekte kullandıklarını söyledi.

Türkiye’nin dijital dönüşümünü gerçekleştirme vizyonundan hareketle nüfusun yüzde 98’ine internet hizmeti götürdüklerini ve kurumlara tüm iletişim ve teknoloji çözümlerini uçtan uca sunduklarını anlatan Önal, Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin tamamına bilgi ve iletişim teknolojileri hizmeti verdiklerini aktardı.

Önal, akıllı geleceğe dair geliştirdikleri ticari çözümlerin başında akıllı şehirlerin geldiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Şehirleri daha güvenli ve verimli hale getirirken, enerji kullanımını azaltmak, çevresel bilinci geliştirmek ve yaşam kalitesini artırmak için insanları ve şehir altyapısını birbirine bağlıyoruz. Türk Telekom, akıllı şehir uygulamalarını ilk olarak Karaman’da, ardından Antalya’da ve son olarak da Kars’ta hayata geçirdi. Bugün Türk Telekom teknolojileriyle donatılmış akıllı şehirlerde, trafikte bekleme yüzde 25 kısalıyor ve kaza oranı azalıyor. Diğer yandan su ve elektrik tasarruf oranı yüzde 30’a ulaşıyor. Hatta, Türk Telekom’un akıllı şehir teknolojileriyle yılda ülke genelinde 3 milyar lira tasarruf sağlamak mümkün hale geliyor."

- Fortune 500 Türkiye ödülleri

Panelin ardından düzenlenen törende, Fortune 500 Türkiye listesine giren şirketlere ödülleri takdim edildi.

Geçen yıl net satışı en yüksek şirket Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ (TÜPRAŞ) olurken, Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) ikinci, OMV Petrol Ofisi de üçüncü sırada yer aldı.

Türk Hava Yolları 2016'da Fortune 500 ihracat şampiyonluğunu devam ettirirken, ihracatını en fazla artıran şirket BİLKOM oldu.

Fortune Türkiye 10. Yıl Özel Ödülü TÜPRAŞ'a, Türk Telekom Özel Ödülü Kale Grubu'na, Schneider Electric Pozitif Enerji Özel Ödülü OPET'e verildi.