İsrail'de yeni hükümet görevde, nüfus 10 milyonu açmak üzere
İsrail'de Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki yeni koalisyon hükümeti, Mecliste düzenlenen oturumda güvenoyu aldı.
İsrail Meclisinde, Likud Partisi lideri Netanyahu öncülüğündeki İsrail'in 37’nci hükümeti için güven oylaması oturumu yapıldı.
Oturumdaki oylamada, Netanyahu'nun 120 sandalyelik Meclise sunduğu koalisyon hükümeti milletvekillerinin 63'ünün kabul oyunu alarak güvenoyuna sahip oldu. Oturumda 54 milletvekili ise ret oyu kullandı.
Böylelikle İsrail'de şimdiye kadar en uzun süre başbakanlık görevi yapan Netanyahu, siyasi kariyerinde 6. kez başbakanlık koltuğuna oturdu.
Meclisteki oturumda Likud milletvekili Amir Ohana da Meclis Başkanlığına seçildi. Odaha, ülkenin ilk eşcinsel Meclis Başkanı oldu.
Tamamen sağ partilerden oluşan Netanyahu'nun kabinesi, 5'i kadın 30 bakandan oluşuyor.
Son yıllarda erken seçim ve koalisyon krizi sarmalına girilen İsrail'de 1 Kasım'da yapılan erken genel seçimde, eski başbakan ve muhalefet lideri Binyamin Netanyahu'nun başını çektiği sağ bloktaki partiler, 120 sandalyeli Meclise 64 milletvekili göndererek açık bir zafer kazanmıştı.
Sandık sonuçlarına göre Netanyahu başkanlığındaki Likud Partisi 32, aşırı sağcı müttefikleri Dini Siyonizm Partisi, Yahudi Gücü ve Noam'ın oluşturduğu Dini Siyonizm Listesi 14, Ultra Ortodoks partiler; Şas 11 ve Birleşik Tevrat Yahudilik 7 sandalye elde etmişti.
Netanyahu öncülüğündeki yeni koalisyon hükümeti, İsrail siyasi tarihindeki "en sağcı hükümet" olarak değerlendiriliyor.
İsrail nüfusu, 2022 sonu itibariyle 9 milyon 656 bin kişi olarak kaydedildi. Ülkede 2022 verilerine göre, 9 milyon 656 bin kişi olarak tahmin edilen nüfusun 7 milyon 106 binini (yüzde 73,6) Yahudiler, 2 milyon 37 binini ise (yüzde 21.1) Araplar oluşturuyor.
İsrail Merkezi İstatistik Bürosu, ülkenin 2022’deki demografik ve sosyal dağılımına ilişkin verileri yayınladı.
Buna göre, 9 milyon 656 bin kişi olarak tahmin edilen nüfusun 7 milyon 106 binini (yüzde 73,6) Yahudiler, 2 milyon 37 binini (yüzde 21.1) Araplar, 513 binini ise Arap olmayan Hristiyanlar ile başka dini azınlıkların bulunduğu “diğer” kategorisi oluşturdu.
2022’de yaklaşık 178 bin bebek doğumu gerçekleşirken, bunların yüzde 74,8’i Yahudi anneden, yüzde 23,8’i ise Arap anneden doğdu.
İsrail'e Yahudi göçü 2022'de rekor kırdı
Öte yandan 2022’de, dünyanın farklı ülkelerinden İsrail'e göçen Yahudilerinin sayısında rekor rakama ulaşıldı.
İsrail'e yıl boyunca yaklaşık 73 bin Yahudi'nin göç ettiği, bu rakamın son 23 yılın en yükseği olduğu belirtildi. 2021’de bu rakam, 2022 kıyasla yaklaşık üçte biri oranında, 25 bin olarak kaydedildi.
Rusya-Ukrayna savaşının doğrudan etkisi sonucu, 2022’de en fazla göç, yüzde 58,1 ile Rusya’dan, ardından yüzde 21,3 ile de Ukrayna’dan gerçekleşti.
İsrail'in sözde "Geri Dönüş" yasası uyarınca bu ülkeye göç etmek için başvuran Yahudiler, "diaspora Yahudilerinin İsrail'e göçü" anlamına gelen "Aliya" yaparak İsrail vatandaşlığı elde edebiliyor.
Mescid-i Aksa'ya 2022'de 48 bini aşkın fanatik Yahudi baskın düzenledi
Öte yandan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi Başkanı Azzam el-Hatib, Yahudi yerleşimcilerin 2022'deki Mescid-i Aksa baskınlarına ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı.
Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlaller açısından 2022'nin en belirgin ve sayı bakımından en yüksek yıl olduğunu, saldırıların yoğunluğu ve hızının arttığını belirten Hatib, bu yıl içinde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen fanatik Yahudi yerleşimci sayısının 48 bin 238 olduğunu kaydetti.
İsrail yönetiminin Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerine karşı uyarılarda bulunan Hatib, ihlallerin, Mescid-i Aksa'nın avlusunun askerîleştirilmesi ve kışlaya dönüştürülmesiyle sınırlı kalmadığını, fanatik Yahudi grupların Müslümanları tahrik edici eylemlerde bulunduğunu vurguladı.
Hatib, yerleşimcilerin Aksa'da bu yıl boyunca gerçekleştirdiği kışkırtıcı eylemleri "Yahudi inancına göre dualar etme, Talmudik ayinler gerçekleştirme, ilahiler ve avlularda şarkı söyleme, dans etme ve Yahudi bayramlarında Mescid-i Aksa'nın avlularında İsrail bayraklarını dalgalandırma" olarak sıraladı.
İslami Vakıflar İdaresi Başkanı Hatib, dünyadaki yaklaşık iki milyar Müslümanın inancının bir parçası olan Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen yerleşimcilerin, buranın Müslümanlar için kutsiyetini hiç umursamadığını vurguladı.
Hatib ayrıca uzun zamandır dini, tarihi ve hukuki statükosunu değiştirmeye yönelik yapılan tüm girişimlere rağmen Mescid-i Aksa'nın, bölünmeyi veya ortaklığı kabul etmeyen, toprağın altıyla üstüyle 144 dönümlük alanın tamamıyla Müslümanlara ait kutsal bir mabet olduğunu ifade etti.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor
Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıflar; İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa'yı ziyaret eden Yahudiler, 2003'ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail'in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri "baskın" olarak nitelendiriyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, sözde "Süleyman Mabedi" kalıntılarının bulunduğu iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor ve Mescid-i Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.