Yer altında en az bir okyanus ve Everest’ten 5 Kat yüksek dağlar var
Science Advances dergisinde yayımlanan yeni araştırmada Dünya’nın iç kısmınının sismik görüntüleme yöntemiyle inceleneip, uzun süredir gömülü halde duran bir okyanusun işaretleri arandığına dair bir araştırma yayınlandı.
Dünya yüzeyinin yaklaşık 3.200 km altında, gezegenin kayalık manto tabakası erimiş haldeki metalik dış çekirdekle buluşuyor. Bu çekirdek-manto sınırında yer alan olası bir antik okyanus tabanı, öncesinde sadece izole parçalar halinde gözlemlenmiş. Son araştırmada ise söz konusu katmanın, Dünya’daki çekirdek-manto sınırının geniş bir kısmını kapsıyor olabileceği öne sürülüyor.
Çekirdek-manto sınırı gezegenin çok derinlerinde kaldığından, bileşimini geniş bir ölçekte anlamak zor. ABD ve İngiltere’deki araştırmacılar, yeni çalışmada kuzeybatı Antarktika’ya aralıklarla yerleştirilmiş 15 sismograftan oluşan bir ölçüm şebekesi kullanıp üç yıl boyunca veri toplamışlar. Şebekede yer alan sismograf istasyonları, MRI makinelerinin vücudu tarayıp iç görüntüsünü ortaya çıkarması gibi Dünya’nın sismik dalgalarını tarayarak ayaklarımızın altındaki Dünya’nın görüntüsünü ortaya çıkarmış.
Araştırma takımı, çekirdek-manto sınırında belli bir katmana çarpan sismik dalgaların yavaşladığını fark etmiş. Yaklaşık 40 km kalınlığında olan bu katman, gezegenin bileşimi bakımından aslında çok ince. Bu bölgeler sismik dalgaları yavaşlattığından, ultra düşük hız bölgeleri şeklinde sınıflandırılıyor. Derin manto tabakasının geri kalanından daha yoğun olan bu bölgeler milyonlarca yıl önce, Dünya’daki levhalar yer değiştirdiği zaman yer altına batmış olmalı.
Çekirdek-manto sınırı boyunca dağ gibi yapılar meydana getiren bu oluşumların yükseklikleri ise 5 kilometreden başlayıp 40 kilometreye kadar uzanıyor.
Arizona Eyalet Üniversitesinde çalışan jeofizikçi Edward Garnero, bir açıklamasında şunları ifade ediyor: “Antarktika’dan alınan 1000’lerce sismik kaydı analiz ettiğimiz yüksek çözünürlüklü görüntüleme yöntemimizle nereyi incelesek, çekirdek-manto sınırında anormal derecede ince madde bölgeleri keşfettik. Maddelerin kalınlığı birkaç kilometreden onlarca kilometreye kadar değişiyordu. Bu durum çekirdekte, bazı yerlerde Everest Dağı’nın beş katına kadar çıkan dağlar gördüğümüzü akla getiriyor.”
Çalışmaya göre yer altındaki bu zirveler, ısının Dünya’nın çekirdeğinden kaçmasında hayati bir rol oynuyor olabilir. Dünya’nın manyetik alanına güç sağlayan çekirdekteki maddelerin bir kısmı, volkanik patlamalar sırasında Dünya’nın yüzeyine kadar bile çıkabiliyor.
Alabama’da çalışan yerbilimci ve çalışmanın eş yazarı Samantha Hansen, bir açıklamasında şöyle söylüyor: “Bizim yaptığımıza benzer sismik araştırmalar, gezegenimizin iç yapısının en yüksek çözünürlükte görüntülenmesini sağlıyor. Bu yapının, bir zamanlar düşünülenden çok daha karmaşık olduğunu keşfediyoruz. Araştırmamız, Dünya’nın sığ ve derin yapıları ile gezegenimize yön veren genel süreçler arasında önemli bağlantılar sunuyor.”
Yazar: Laura Baisas/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.