Şu an rüya görmediğinizi kanıtlayabilir misiniz?
Rüyada Olmadığını Kanıtlayabilir misin?
Soru gayet açık; rüyada olmadığını kanıtlayabilir misin? Bu yazımızda, bu soruya ilişkin cevaplar arayacağız. Ancak öncesinde bazı terimlere ve durumlara açıklık getirmek gerekiyor. Öncelikle rüya kavramından ve rüyada yaşanan durumlardan bahsedelim. Daha sonrasında soruya yeniden dönelim.
Rüya Nedir?
Rüya, uykunun REM (hızlı göz hareketleri) evresinde meydana gelen görsel ve işitsel algılarla oluşturulan duyguların bütünüdür. Daha yüzeysel bir tabirle rüyayı, ”uykuda yaşamak” olarak tanımlayabiliriz. Zira bu hayatı da duyu organlarımızla algılar ve beynimizle yorumlarız. Uykudayken beynimiz REM ve N-REM evreleri arasında gidip gelir. Bu süreçte, günlük hayatta yaşadıklarımız iyice sindirilir. İşte tam bu sırada rüya görürüz.
Ünlü psikanalist Sigmun Freud, rüyalarla ilgili şu ifadeyi kullanmıştır: “Rüyalar, uyanıkken aklımızda yer alanların bir yansımasıdır.” Yani rüyalarımız aslında gün içerisinde 5 duyu organımızla algıladıklarımız her şeyin farklı bir tasviridir. Bundan dolayı rüyada gördüğünüz her şeyi aslında daha önce duyumsamış oluyorsunuz. İnsanları, kokuları, sesleri ve diğer her şeyi!
Rüyada Olduğunu Anlama Durumu Nedir?
Bir de, “rüyadayken bunun farkına varma” durumu söz konusudur. Lucid rüya (kontrollü rüya) kavramıyla da tanımlanabilir bu durum. Hemen hemen herkes, birkaç defa bu ilginç deneyime şahit olmuştur. Yani rüyadayken “rüyada” olduğunu fark etme durumuna. Bu duruma neden olan şey, dorsolateral prefrontal korteks (DLPFC) ve prekuneus bölgelerinin rüya sırasında işlevsel hale gelmesi durumudur. Normalde uyku sırasında vücudumuzun birçok işlevi durur. Organlarımız da bizimle birlikte uykuya geçer. Hatta kısmı olarak felçli durumda oluruz. Bu esnada beynin birçok bölgesi de uyaranlara karşı tepki vermez. Zira talamus, birçok uyaranı engeller ve böylece uyku pozisyonunu -şiddetli bir uyaran olmadıkça- korur. İşte rüya sırasında bu bahsettiğim bölgeler de pasiftir. Ancak bazı zamanlar rüya gördüğümüz esnada bu bölgeler aktif olur. Bu durumda rüyada olduğumuzu fark ederiz. Hatta böylece rüyamızı kontrol ettiğimiz durumlar da gerçekleşmektedir.
Rüyada Olduğunu Anlamak: Ya Gerçekten Rüya Görüyorsak?
Şimdi gelelim tekrardan sorumuza. Inception filmini izleyenler bilir. Uykudayken yıllar sular seller gibi akar. Sadece 7 saniyelik bir rüyayı “günlerce” sürmüş gibi algılayabiliriz. Zira bu sırada beynimizdeki elektriksel faaliyetler oldukça kısıtlıdır. Beynimiz sınırlı işlevsel özelliklere sahiptir. Bu nedenle rüyada geçen zaman, aslına göre oldukça yavaştır.
Rüyada olma durumu, günlük hayatta da zaman zaman yaşanabilir. Özellikle de algılarımızın dağıldığı durumlarda, geçen saniyeler kaybolabilir. Uykudayken de bu böyledir. Bu nedendendir ki birçok rüyayı hatırlamayız. Zira rüyalar, kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçerken “unutulur”. Aslında bu bizim için bir avantajdır. Zira tüm rüyalar hatırlanırsa, beynimizde nörokimyasal bozulmalar meydana gelebilir ve daha da kötüsü gerçeklik algısını tamamen kaybederiz. Tıpkı filmde gerçeklik algısını kaybederek intihar eden Mallorie Cobb’un (Mol) yaşadığı sona eşlik edebiliriz. İyisi mi, siz hatırlamadığınız rüyalar için fazla çaba göstermeyin. Ne olur ne olmaz!
Ya şu an rüyadaysak!
Şimdi tekrar soralım: Ya şu an rüyadaysak ve bu rüya kontrol edilebilir rüyaysa, bunu nasıl anlarız? Cevap ne yazık ki “uyanmadan bilemeyiz” olacaktır. Zira rüyadaysanız, ürettiğiniz tüm argümanlar da rüyada üretilmiş olacaktır. Ancak bunu anlamak için intihar etmenize gerek yok, ne de olsa en geç 80 yıl içerisinde dünya üzerinde yaşayan tüm yetişkinler bu sorunun cevabını öğrenmiş olacak. Bazı soruların cevabını öğrenmek için beklememiz gerekebilir. Bu süre bir ömür olsa bile!