Geçmeyen diz ağrılarının en yaygın 3 nedeni
Ülkemizde çocukluk döneminde ve genç erişkinlerde diz ağrısı en yaygın olarak büyüme ağrıları ile travmalar nedeniyle gelişiyor. 40 - 65 yaş arasında kıkırdak problemleri ön plana çıkarken, 65 yaş sonrasında ise kireçlenme en sık görülen etken oluyor.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Mirza Zafer Dağtaş, diz ağrılarında “nasıl olsa geçer” veya “hayatımı çok etkilemiyor” düşüncesiyle zaman kaybedilmemesi gerektiğine dikkat çekerek “Zira geç kalındığında diz ağrısına yol açan etken hastanın yürümesini bile önleyecek kadar şiddetlenebilir ve ağrı sorunu kalıcı hale gelebilir. Bu nedenle ağrı 2-3 gün içinde geçmezse, diz hareketleri kısıtlanmaya başlarsa hekime başvurulmalıdır. Doğru tanı ve tedaviyle diz ağrıları kontrol altına alınabilir, hatta bazı tablolarda tümüyle geçebilir. Diz ağrılarında en zorlanılan hasta grubu kıkırdak hasarı olan hastalardır. Ancak günümüzde kıkırdak hasarı tedavilerinin hızla gelişmesi ve yeni tedavilerin literatüre girmesi sayesinde hastalar sağlıklı dizlere sahip olabilmektedir. Kıkırdak hasarı sorunu olan hastaların sabırlı olmaları ve yaşam tarzlarını tedaviye uygun olarak düzenlemeleri tedavinin başarısını arttıracaktır” diyerek en çok rastlanan 3 diz ağrısı nedenine dikkat çekti.
MENİSKÜS YIRTIKLARI
Dizlerde, kaval kemiği ile uyluk kemiğinin arasında yer alan ve yastık görevi gören C şeklinde iki kıkırdak mevcut. Bu kıkırdakların yapılarının bozulmasına “menisküs yırtığı” deniyor. Dizi aniden bükme ve rotasyon hareketi sırasında oluşan yırtıkta temel şikayet ise diz hareketleriyle artan ağrı oluyor. Ağrı hareket kısıtlaması oluşturacak şiddete ulaşabiliyor. Tedavide geç kalındığında yırtık eklem kıkırdağına zarar veriyor ve bunun sonucunda diz kireçlenmesi ile kronik ağrıya sebep olabiliyor.
Nasıl tedavi ediliyor? Yırtılan menisküs artroskopik, yani açık ameliyatsız olarak tedavi edilebiliyor. DMenisküs yırtıklarında genellikle kapalı olarak uygulanan iki cerrahi yönteme başvurulur. Kapalı olarak gerçekleştirilen menisküs tamir yönteminde menisküsler özel dikiş materyalleri ile primer olarak tamir edilmektedir. Yani, yırtık olan menisküs sağlam olan menisküse dikiş atılarak birleştirilmektedir. Bu yöntemle hastaların ileride gelişebilecek olan kireçlenme riski de azaltılmış olmaktadır. Genç yetişkinlerde menisküs yırtığının mutlaka tamir edilmesi gerekir, aksi halde erken kireçlenmeye neden olmaktadır. Hastanın 4 hafta boyunca ameliyat olan dizini koruması ve bu bölgeye yük vermekten kaçınması gerekmektedir. Menisektomi olarak adlandırılan diğer cerrahi yöntemde ise yırtılan kısım cerrahi olarak çıkarılmaktadır. Yırtık kısım alındığında hasta hızlıca normal hayatına dönebilse de menisküsün yıllar içinde azalması nedeniyle kireçlenmenin daha erken yaşta gelişme riski artmaktadır.
KIKIRDAK HASARI
İlerleyen yaş veya fiziksel travmalara bağlı olarak diz eklemini oluşturan eklem hattındaki kıkırdakların yapısının bozulması dizlerde ciddi ağrıya neden olabiliyor. Fizik muayene ve görüntüleme yöntemleriyle kıkırdak hasarı tespit ediliyor. Tedavi hasarın derecesine göre planlanıyor.
Nasıl tedavi ediliyor? Kıkırdak hasarı olan dizin tümüyle iyileşmesi henüz mümkün değil. Tedavide hedef, şikayetleri hafifleterek hastanın konforlu bir hayat sürmesini sağlamaktır. Bu amaçla diz içi enjeksiyonlar, kıkırdak hapları ve kıkırdak ameliyatları yapılmaktadır. Kıkırdak hasarı olan hastanın tedaviye uyumu ise tedavinin başarısını belirlemektedir. Tedaviden etkin sonuç alınması için hastanın sabırlı olması, hekimine güvenmesi ve hayat tarzını hastalığına göre ayarlaması gerekmektedir.
KİREÇLENME
Dizlerde kıkırdak hasarının son aşaması “kireçlenme” olarak adlandırılıyor. Kireçlenme sorununda eklem kıkırdakları fonksiyonlarını tümüyle yerine getiremez hale geliyor. Dizlerde oluşan ağrıya genellikle sertlik ve şişliğin eşlik ettiği kireçlenme tablosunda hastalar yürüme ve merdiven çıkma gibi günlük aktivitelerini dahi yapamaz hale gelebiliyor.
Nasıl tedavi ediliyor? Kireçlenme tespit edilen dizlerde ağrıları sonlandırmak için mutlaka eklem cerrahisi uygulanması gerekir. Diz eklemi iç yan ve dış yan olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Bazı hastalarda kireçlenme tek bir kısımda oluşur ve bu tabloda kısmi diz protezi yeterli gelmektedir. İki kısımlı, yani dizin tam kireçlendiği durumlarda ise total diz protezi uygun olmaktadır. Protez cerrahisinin ardından hastalar artık rahatlıkla ağrısız yürüyebilmekte ve sosyal hayatlarına dönebilmektedirler. Son yıllarda protez takılma işleminin robot yardımıyla yapılabiliyor. Cerrahi hataları minimalize eden robotlar sayesinde protezler daha uzun ömürlü olmaktadır.