Usta Sanatçı Tanburi Necdet Yaşar'ı kaybettik
Müziğimizin büyük üstadlarından Necdet Yaşar (1930-2017), ebediyete yürüdü.
Sanatçının eşi Fersan Yaşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çok üzgün olduğunu söyleyerek, "Son günlerde çok kötüydü. Doktorlar organ yetmezliği diyordu ama 'yoğun bakıma alacağız' dedikleri zaman ümitlenmiştik, orada kendini toparlar ve daha iyi olur diye. Fakat doktorlar yoğun bakımda tedaviye cevap vermediğini söylediler. Bugün kaybettik. Daha fazla konuşamıyorum. Çok üzgünüm." dedi.
Sanatçı Mehmet Kemiksiz, Yaşar'ın vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirerek şöyle konuştu:
"Necdet Yaşar, hocaları ve kendisinin arkasından kuvvetli bir iz olacak talebeleri bakımından çok önemlidir. Bir dönemi omuzlayıp gelecek kuşağa köprü oldu. Sanatını, haliyle, tavrıyla ve ahlakıyla da gösteren bir insandı. Necdet Yaşar'da, yılların sanatkarlığını ve İstanbul beyefendisi oluşunu her haliyle görmek mümkündür. Sohbet ettiği insanlarla olan diyaloglarındaki nezaketi, onun Tanburi Cemil Bey geleneğinden olduğunu, Mesud Cemil tedrisinden geçtiğini gösterir. Kendisiyle iyi tanışırdık. Allah'tan rahmet diliyorum."
Tanbur sanatçısı Hakan Talu da Yaşar'ın yerinin dolmayacağına işaret ederek, "Türk müziğinin en büyük ismi Necdet Yaşar Bey gitti. Maalesef çok üzüntülüyüz. Müzik alanında ve tanbur sanatı alanında hepimizin ustası diye tarif edebileceğimiz bir müzik üstadını kaybettik. Kelimeler ve sözler tükeniyor. Başımız sağolsun." açıklamasında bulundu.
Sanatçı Özer Özel de çok üzgün olduğunu kaydederek, "Türk Sanat Müziği'nin çok önemli üstadlarından birini, tanburun üstadını kaybettik. Yıllarını bu işlere veren bir sanatçıydı, Mesut Cemil'in talebesiydi. Çok önemli talebeleri vardı, çok sayıda öğrenci yetiştirdi." diye konuştu.
Yazar Mehmet Nuri Yardım da Necdet Yaşar'ın klasik Türk müziğinin efsanelerinden biri olduğunu ifade ederek, şunları aktardı:
"Tanburumuzu dünyaya tanıtan ve sazımızı dinleten bir büyük sanatkardı. Daha 1950'lerde Niyazi Sayın ile birlikte müziğimizi dünyanın en uzak diyarlarına götürmüş ve kalabalık kitlelere sanatımızı alkışlatmıştı. Son yıllarda inzivaya çekilmiş ve hatıralarını yazmaya başlamıştı. Hatta bir ara birlikte bir çalışma da yapmıştık. Sonra kısmet olmadı ve o çalışma devam etmedi. Bir üniversitemiz onun adına bir armağan kitap hazırlayacaktı."
Necdet Yaşar gibi isimlerin kolay yetişmediğini sözlerine ekleyen Yardım, "Tanburi Cemil, Kani Karaca ve Necdet Yaşar gibi isimler hakikaten yüzyılda bir dünyaya geliyor. Yahya Kemal’in bir ara kendisini dinlediği ve Tanburi Cemil'i hatırlayarak kendisine 'Küçük Cemilim' dediği biliniyor. Bıraktığı eserler ve yetiştirdiği talebeler inşallah hatırasını yaşatacaktır. Rahmetle anıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
- Necdet Yaşar kimdir?
Necdet Yaşar, 1930'da Gaziantep'in Nizip ilçesinde dünyaya geldi.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden 1953'te mezun olan sanatçı, müziğe bağlama çalarak başladı. Yaşar, Mesud Cemil'in tanbur çalışını dinledikten sonra, 20 yaşında tanbura yöneldi.
Sanatçı, öğrencilik yıllarında tanburuyla Nevzat Atlığ yönetimindeki üniversite korosunun çalışmalarına ve konserlerine katıldı. Üniversite korosunun bir radyo konserinde yayınlanan taksimini çok beğenen Mesud Cemil'in takdiriyle İstanbul Radyosu'na giren sanatçı, 27 yıl bu kurumda görev yaptı.
Necdet Yaşar, 1958'de Münir Nurettin Selçuk yönetimindeki İstanbul Belediye Konservatuvarı İcra Heyeti'ne tanburi olarak girdi ve 1976'da İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'na geçti.
Uzun yıllar neyzen Niyazi Sayın'la çalışan usta sanatçı, bu çalışmalarıyla geniş bir dinleyici kesimine ulaştı. Türk saz müziğinin gelişmesi yolunda büyük adımlar atan ikilinin sunduğu "Ortaklaşa Taksim" yaygınlaşarak, bir icra şekli haline geldi.
Necdet Yaşar, 1988'de sanat yönetmenliğini de üstlendiği Kültür Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu'nu kurdu. Yaklaşık 7 yıl sonra emekli olan sanatçı, hem solo hem müzik topluluklarıyla birlikte, aralarında Amerika, Kanada, İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, Finlandiya ve Güney Kore'nin de bulunduğu birçok ülkede konser ve resitallerde sahne aldı.
Tanburi Cemil Bey ve oğlu Mesud Cemil'in bugüne kadar gelen yeni tanbur üslubunun 1950'den sonraki en güçlü temsilcilerinden sayılan Yaşar, Kanada, Güney Kore, İngiltere ve Hong Kong'da düzenlenen uluslararası müzikoloji kongrelerine tanburi olarak davet edildi.
ABD'de Washington Üniversitesi'nde tanbur dersleri veren Yaşar, burada Türk müziğinin makam, perde ve usul sistemini öğretti.