Hevsel Bahçeleri'nde sonbahar renkleri
Bünyesinde birçok medeniyeti barındıran Diyarbakır'da tarihi mekanlar, çevresindeki sarı, kahverengi ve yeşilin hakim olduğu alanlarla sonbaharda muhteşem manzara oluşturuyor.
Tarihi surlar, İçkale, İslam dünyasının 5. Harem-i Şerif'i olarak nitelendirilen Ulu Cami, 7 bin yıllık Keçi Burcu, milattan sonra 2. yüzyıla ait St. George Kilisesi, 8 bin yıldır kesintisiz tarımın yapıldığı Hevsel Bahçeleri ile Ongözlü Köprü başta olmak üzere tarihi mekanlarıyla ön plana çıkan Diyarbakır'da sonbaharın gelişiyle renk cümbüşü yaşanıyor.
Dicle Nehri'nden beslenen Hevsel Bahçeleri, sonbaharın renklerinin en canlı görüldüğü yerlerden biri. Sonbaharda, rengarenk bir görünüme bürünen Hevsel Bahçeleri, görenleri hayran bırakıyor.
Bu görsel şöleni izlemek isteyenlerin uğrak mekanları arasında Dicle Nehri üzerinde bulunan ve efsanelere konu olan Kırklar Dağı ile tarihi Ongözlü Köprü'nün çevresi de yer alıyor.
Köprü etrafında bulunan söğüt ve kavak ağaçları ile çevrili çay bahçelerine gelenler, hem manzaranın hem temiz havanın hem de huzurla demlenen çayın tadına varıyor. Adeta açık hava müzesini andıran kentte, ziyaretçiler, sonbaharın havasını kafe ve dinlenme mekanlarında teneffüs ediyor.
- Herkesin görmesi gerekiyor
İstanbul'dan hem gezi hem de iş amaçlı Diyarbakır'a gelen Mustafa Kızılkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha önce kenti gezme imkanı bulamadığını, sonbaharda gezmenin güzelliklerini yaşadığını söyledi.
Dicle Vadisi'nin rengarenk ve mükemmel olduğunu dile getiren Kızılkaya, "Herkesin görmesini tavsiye ederim. Baharı ayrı bir güzel. Bu vadi, bu tarih bu şehir ayrı bir güzel." diye konuştu.
Çocukluğunun Hevsel Bahçeleri'nde geçtiğini söyleyen 42 yaşındaki Ercan Koç da çocukluk yıllarında doğanın bütün renklerinin bu bahçelerde görüldüğünü anlattı.
Diyarbakır'da dört mevsimin farklı yaşandığını belirten Koç, "Şimdi sonbahar ortamı. Dicle Nehrinin kıyısındayız. Diyarbakır yılın 365 günü, her mevsim çok güzel." dedi.
Diyarbakır'ın gelip görülmesi ve gezilmesi gereken bir şehir olduğunu ifade eden Koç, "Her tarafımız tarih. Peygamberler şehri, dünyaca ünlü karpuz şehri olarak anılıyor. Karpuzumuz çok meşhur ama Diyarbakır karpuz değil, tarih ve kültür şehri. Diyarbakır anlatmakla bitmiyor, görmek ve yaşamak lazım." ifadelerini kullandı.
- "Çay içerken huzur buldum"
Tarihi şehre İstanbul'dan gezi amaçlı gelen 17 yaşındaki Osman Kızılkaya da Diyarbakır'ı çok beğendiğini aktardı.
Sonbaharda Diyarbakır'ın çok güzel bir havası olduğunu vurgulayan Kızılkaya, şunları kaydetti:
"Oksijeni ve yeşilliği bol, terletmeyen bir havası var. İstanbul'dan boğucu bir havadan geldikten sonra burası çok rahatlatıcı geldi. Dicle Vadisi huzurlu bir yer. Çay içerken huzur buldum. İnsanlara basından görülen haberlerle Diyarbakır'ı tanımamalarını tavsiye ederim. Can güvenliği tehlikesi ile buraya gelmeyenler var ama hiç öyle bir ortam yok. İnsanları çok samimi ve misafirperver."