Mevlid Kandili 29 Kasım'da idrak edilecek
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bu sene 29 Kasım'da Mevlid Kandili gecesinin daha canlı etkinliklerle, birkaç güne yayarak ve konferanslar, paneller düzenleyerek bir başlangıç yapacaklarını belirterek, "İnşallah 2018'de, 19 Kasım'da Mevlid-i Nebi Haftası şeklinde kutlanmaya başlayacak." dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Başkanlığın çalışmaları hakkında bilgi verdi, güncel konuları değerlendirdi.
Erbaş, Kutlu Doğum Haftası'nın, "terör örgütü FETÖ'nün elebaşının doğum gününe denk geldiği iddiaları"na ilişkin şunları kaydetti:
"Kutlu Doğum Haftası, 1989 yılından itibaren her yıl kutlanmış. Hicri takvime göre bir hafta boyunca çeşitli etkinliklerle 6 sene boyunca kutlanmış. Yaz mevsimine denk geldiği ve verimli etkinlikler yapılamadığı için nisan ayına alınmış. Nisan ayına alındıktan sonra 5-6 sene kutlanmış. Kandil, daha sonra tekrar haziran ayına denk gelince, nisan ayından tekrar haziran ayına alınmış. Hicri takvime göre kutlanmaya başlanmış. Nisan ayına denk geldiğinde orada dondurulmuş. Bu uygulama ilk değil."
"Bütün dünya Mevlid Kandili'ni, hicri takvime göre kutlarken Türkiye neden yapmıyor?" şeklinde eleştiriler aldıklarını aktaran Erbaş, "2017 yılının Kutlu Doğum Haftası kutlandı. 2017 yılının 29 Kasım'daki Mevlid Kandili gecesi biraz daha canlı etkinliklerle, belki birkaç güne yayarak, konferanslar, paneller düzenleyerek bir başlangıç yapacağız. İnşallah 2018 yılında, 19 Kasım'da Mevlid-i Nebi Haftası şeklinde kutlanmaya başlayacak. Hicri takvime göre değişecek." diye konuştu.
- "Suriyeli imamlara hizmet içi eğitim veriyoruz"
Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında terörden temizlenen bölgelerde din hizmetlerinin yürütülmesine katkı sağlamak üzere bazı müftüleri görevlendirdiklerini kaydeden Erbaş, "108 kadar caminin tamirini gerçekleştirdik. Bu bölgedeki camilerde bin civarında Suriyeli imam var. O imamlardan bir kısmını Türkiye'ye getirerek, Gaziantep'te 15 günlük hizmet içi eğitime aldık. Programda alanında uzman Türk ve Suriyeli hocalar eğitim verdi. Bu çalışmamız önümüzdeki dönemde de devam edecek." diye konuştu.
Terörden temizlenen bölgede yaşayan çocukların eğitiminin sürmesi için alanında uzman Suriyeli hocalarla kendi çalışmalarını birleştirerek kitap bastıklarını anlatan Erbaş, okul ve cami konusunda da ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini belirtti.
- "Bağımlılıkla Mücadelede Diyanet'in Rolü"
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Cami ve Cemaat Sempozyumu, Aile Forumu Sempozyumu ile Bağımlılıkla Mücadelede Diyanet'in Rolü Sempozyumu düzenleyeceklerini aktaran Erbaş, bağımlılık konusunda özellikle gençlerin uyarılması gerektiğini söyledi.
Erbaş, İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile yaptıkları protokoller çerçevesinde manevi alandaki boşlukları Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bilgilendirme noktasında doldurmaya çalışacaklarını dile getirdi.
- "4-6 yaş grubu Kur'an kursu öğreticileri sertifika alacak"
Erbaş, 4-6 yaş grubu Kur'an kurslarını çok önemsediklerini belirterek, "80 bin öğrencimiz var ama yeterli değil. Talepleri karşılayabilsek şu anda yüz binlerce öğrencimiz olması gerekiyor. Ama bunun için öğretici yetiştirmemiz gerekiyor." dedi.
Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ve bazı üniversitelerle iş birliği yaparak sertifika programları açacaklarını bildiren Erbaş, o sertifikayı alan öğreticinin 4-6 yaş grubu Kur'an kursunda görevlendirileceğini söyledi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, hizmet içi eğitimlerle tüm personelin yoğun bir eğitime tabi tutulacağını, 26 eğitim merkezinin her türlü ihtiyaca cevap verecek nitelikte kullanılabilmesi için gerekli çalışmaların yapılacağını ifade etti.
- "UİP öğrencilerinden FETÖ ile iltisaklıların ilişikleri kesildi"
Diyanet İşleri Başkanlığının 60 ülkede ataşe ve müşavirliklerinin olduğunu ifade eden Erbaş, 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra ataşe ve müşavirlerin, bulundukları bölgelerde FETÖ’nün faaliyetlerine karşı uyanık olunması noktasında bilgilendirildiğini, bu sene Sapanca'da yaptıkları ataşe ve müşavirler toplantısını FETÖ konusuna ayırdıklarını anlattı.
Erbaş, yurt dışında irtibatta oldukları 300'ün üzerinde dini lider ve kanaat önderine FETÖ’ye ilişkin mektuplar ve Olağanüstü Din Şurası'nın sonuç bildirgesini gönderdiklerini bildirdi.
Uluslararası İlahiyat Programı (UİP) kapsamında 16 ülkeden 570 öğrencinin Türkiye'de 7 ilahiyat fakültesinde eğitim gördüğünü dile getiren Erbaş, "Yurt dışından gelen öğrencilerimizi de FETÖ konusunda bilgilendiriyoruz. Onların içinden FETÖ terör örgütü ile iltisaklı olduğu değerlendirilen öğrencilerin ilişikleri ve bursları kesilmiştir." dedi.
Erbaş, 2018 yılında Dünya Müslüman Azınlıklar Çalıştayı, Avrupa Müslümanları Buluşması isminde çalışmalar yürüteceklerini belirterek, bu toplantılarda FETÖ konusunda bilgilendirme yapacaklarını söyledi.
***
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanının resmi nikah kıyma konusunda yetkili olmadığını belirterek, "Müftüler nikah kıyabilecek, ben kıyamayacağım. Müftüler olarak değil de müftülükler olarak kanun geçti. Mevcut sistemde evlendirme dairelerinde, belediyelerde nasıl kıyılıyor? Bazen belediye başkanı bazen de belediye başkanının yetki verdiği memur nikah kıyıyor. Burada da aynı sistem geçerli olacak. Ya müftü kıyacak ya da müftü memuruna yetki verecek." diye konuştu.
Din-i Mübin-i İslam'la ilgili çalışmaları, sadece yurt içinde değil yurt dışındaki Müslümanlara ulaştırmak için gayretlerini en üst seviyeye çıkarmayı planladıklarını kaydeden Erbaş, "Rabbimiz bize bu görevi emanet etmiş. Peygamberimizin varisleri olduğumuzu düşünerek, bu görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Erbaş, daha stratejik bir irşat metodu belirleyeceklerini bildirerek, Diyanet'in bütün birimlerinin bu konuda vazifelendirildiğini dile getirdi.
- "Din İşleri Yüksek Kurulu komisyon çalışmalarına devam edilecek"
Din İşleri Yüksek Kurulunun, fikir üreten, proje geliştiren bir birim olduğunu hatırlatan Erbaş, kurulun daha etkin çalışacağını söyledi.
Din İşleri Yüksek Kurulunun, kitap ve sünnet ilkelerine uymayan nevzuhur dini yapılarla ilgili çalışmaları olduğunu bildiren Erbaş, "FETÖ ve DEAŞ raporuyla ilgili değerlendirmeler yapacak. Yanlış din algısına sebebiyet verecek benzeri birtakım oluşumlarla ilgili komisyon çalışmaları devam edecek. Bu konularla ilgili Din İşleri Yüksek Kurulumuz hızlı bir çalışma içine girdi." bilgisini verdi.
Bir süredir ara verilen "ALO 190" gibi fetva kanallarının yeniden açılacağını aktaran Erbaş, vatandaşın Din İşleri Yüksek Kurulu ile doğrudan görüşebileceğini duyurdu.
- "Diyanet Akademileri, önümüzdeki yıl kurulacak"
Diyanet Akademilerini gelecek yıl kuracaklarını açıklayan Erbaş, "Diyanet Akademilerini kurduğumuz zaman hem hizmet içi eğitim yapmış olacağız hem de hizmet öncesi eğitim yapmış olacağız. Dini Yüksek İhtisas Merkezleri de bunun içerisinde olacak." dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı için önlerindeki en büyük çalışmanın Diyanet Akademilerinin kurulması olduğunu belirten Erbaş, Diyanet Akademileri kurulduğu zaman personelin tahsil durumuna göre 6 ay, 1 sene gibi sürelerle eğitime alınacağını, bu eğitimler bittikten sonra göreve başlayacaklarını kaydetti.
- "Diyanet İşleri Başkanı, nikahı kıyma konusunda yetkili değil"
Diyanet İşleri Başkanının resmi nikah kıyma konusunda yetkili olmadığını da açıklayan Başkan Erbaş, şöyle devam etti:
"Müftüler nikah kıyabilecek, ben kıyamayacağım. Kanun, müftüler olarak değil müftülükler olarak geçti. Mevcut sistemde evlendirme dairelerinde, belediyelerde nasıl kıyılıyor? Bazen belediye başkanı bazen de belediye başkanının yetki verdiği memur nikah kıyıyor. Burada da aynı sistem geçerli olacak. Müftü nikahı ya kendisi kıyacak ya da memuruna yetki verecek."
Müftülerin kıyacağı resmi nikahın belediye nikahından bir farkı olmayacağını ifade eden Erbaş, "Belediyeler biraz rahatlamış olacak. Müftü de belediye başkanı da bir devlet memuru. Resmi nikahta prosedür neyse müftülük de belediye de onu yapacak. Burada bazı kardeşlerimizin eleştirmesi, karşı çıkması çok anlamlı değil. Halkımızın endişe etmesine gerek yok." değerlendirmesinde bulundu.
- Erbaş'ın eğitim hayatı
Diyanet İşleri Başkanlığı görevine eylülde başladığını hatırlatan Erbaş, daha önce merkezde 6 buçuk yıl, taşrada da 11 yıl görev yaptığına işaret etti.
"Diyanet İşleri Başkanlığında bulunduğum süre içerisinde, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesindeki çalışmalarımız, bizim için önemli bir tecrübe oluşturdu." diyen Erbaş, eğitim hayatıyla ilgili ayrıntıları da paylaştı.
Sakarya İmam Hatip Lisesini 1980'de bitirdiğini dile getiren Erbaş, imam hatip lisesi yıllarında Milli Türk Talebe Birliğini bir yuva gibi kabul ettiğini söyledi.
Marmara İlahiyat Fakültesinde eğitim gördüğü senelerde İlim Yayma Yurdunda kaldığını anlatan Erbaş, "İlim Yayma Yurdu bizim için ayrıca bir üniversite oldu. Yurdun medrese odalarında tefsir, hadis, Arapça dersleri aldım. 13 yıllık İstanbul hayatımı çok iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum." dedi.
İlahiyat fakültesi programına ek olarak, Kur'an-ı Kerim ile ilgili tashih-i huruf, Meharic-i huruf derslerini Reisü'l Kurra Abdurrahman Gürses ve İsmail Biçer'den, Emsile, Bina, Maksud, Avamil, İzhar gibi kısımlardan oluşan klasik Arapçayı İstanbul'daki bazı alimlerden okuduğunu belirten Erbaş, eğitim hayatına ilişkin şunları kaydetti:
"Tefsir, hadis derslerini Emin Saraç hocadan senelerce okuduk. Haseki Eğitim Merkezinde Arapça, tefsir, hadis, fıkıh, Akaid, İslam tarihi, siyer yani ulumu İslamiye noktasında hem İlahiyat Fakültesinde, hem fakülte dışında kendimizi yetiştirmek nasip oldu. Yüksek Lisansımı Tefsir Ana Bilim Dalından yaptım. 'Kur'an-ı Kerim'deki tekrarlar' konusunu tez olarak çalıştım. Doktoraya, Dinler Tarihinden girdim. Dinler tarihi bizim ilim geleneğimizde ulumu İslamiyenin hep içinde değerlendirilmiştir, adı da milel ve nihaldir. Müslümanların dinler tarihçiliği batılı dinler tarihçileri gibi değildir. Ben bir Müslüman olarak dinler tarihçiliğini milel ve nihal tarzında yapıyorum. Doktora çalışmam 'İlahi dinlerde melek inancı'. Burada da İslam'daki melek inancını diğer inançlarla mukayeseli bir şekilde çalışarak, İslam'ın mucizevi yönünü melek inancı açısından da ortaya koymaya gayret ettim. 1993 yılında Sakarya Üniversitesine, Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma'nın jüri başkanı olduğu yardımcı doçentlik jürisinden geçerek öğretim üyesi oldum. Doçentlik ve profesörlük çalışmalarımı dinler tarihi alanında yürüttüm ve İlahiyat Fakültesinde bu alanda 20 yıl ders verdim." diye konuştu.
- "Hristiyanlığın baskı ve zulümle nasıl yayıldığını anlatıyorum"
Hristiyanlıkla ilgili yazdığı kitaplara yönelik eleştirilere karşılık da Erbaş, "Benim Hristiyanlıkla ilgili yazdığım kitapları herkesin okumasını tavsiye ederim. Çünkü Er-Red ale'n-nasârâ (Hristiyanlığa Reddiye) tarzında yazılmış kitaplardır. İçinde Hristiyanlığın baskı ve zulümle nasıl yayıldığını anlatıyorum. İncillerin çelişkilerini ortaya koyuyorum. Bu yayınlardan Müslümanların memnuniyet duyması lazım." ifadelerini kullandı.
Öte yandan Erbaş, dekanlık, genel müdürlük ve rektörlük yapmış olmasının Diyanet İşleri Başkanlığı döneminde kendisine idari tecrübe birikimi açısından oldukça fayda sağlayacağını belirtti.