Prof. Dr. Recep Şentürk: Din sosyal bir kurum değil
Ensar Vakfı'nın öncülüğünde düzenlenen "Uluslararası Yüksek Din Öğretimi Kongresi" nde konuşan Şentürk, öncelikle dinin tanımına dikkati çekerek, "Şu anda din denildiği zaman sosyal bir kurum anlaşılıyor. Bu Durkheim’dan gelen bir tanım. Benim birinci olarak dikkati çekmek istediğim bu tanımdan vazgeçmemizdir. Çünkü dinin sosyal bir kurum olduğu anlayışı dinin semavî kaynağını reddetmek anlamına gelir. Öncelikle din deyince ne anlıyoruz bunu zihinlerimizde netleştirmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.
Şentürk, din eğitimin amacının İnsan-ı kamil ve alim yetiştirmek olduğunu belirtti. Din eğitiminde kullanılan pedagoji konusunda da reforma ihtiyaç olduğunu aktaran Şentürk, "Kur’an-ı Kerim'e baktığımızda ilk eğitimci olarak gönderilen Peygamberimizin eğitim modeli talim ve tezkiye üzerine konumlandırılır. Biz de din eğitiminde bu modeli kullanmalıyız. Talim akademik eğitim; tezkiye ise ahlaki ve takva eğitimdir. Günümüzde sadece talim üzerine odaklanmış durumdayız ve tezkiye ya hiç yok ya da çok sınırlı. Talim ile tezkiyenin beraber kullanılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Din eğitiminin, din öğretiminin ve din alanında yapılan çalışmaların maksadının dini bilgi üretmek olması gerektiğini dile getiren Şentürk, din hakkında bilgi ile dini bilgi arasında büyük bir fark olduğunu anlattı. Şentürk, oryantalistlerin sosyal bilimcilerin din hakkında bilgi ürettiklerini ancak İslam alimi olan bir kişinin veya ilahiyatçı olan bir kişinin dini bilgi üretmesi gerektiğini dile getirdi.
Dini ilimlerin, dini bilginin diğer bilim dallarından ayrılmaması gerektiğini, entegre edilmesi gerektiğini vurgulayan Şentürk, şunları kaydetti:
"Maalesef günümüzde dini bilgi ilahiyat fakültelerine hapsedilmiş diğer bilim dallarından koparılmış vaziyettedir. Halbuki İslami eğitim sisteminde, hiçbir akademik alan dinden bağımsız olamaz. İslam medeniyetinde bütün ilim dalları, bütün akademik alanlar İslami bilgi ile irtibatlıdır. Biz de günümüzde İslami ilimlerle uğraşan insanlar olarak bu ilimleri diğer ilimlerle yeniden entegre etmemiz gerekiyor. Kısacası diğer ilimlerle ve hayatla irtibatlı bir yaklaşımı benimsememiz gerektiğini düşünüyorum."