Baykuş sizi Randevu İstanbul'a çağırıyor
Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı’nın (TÜRSAK) T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle gerçekleştireceği 20. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali’nin programı belli oldu.
1-7 Aralık tarihleri arasında 20. yaşını kutlayacak olan Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali, geçtiğimiz yıl çok ilgi gören “Gastronomi Randevusu” ve “Odak Ülke” bölümlerinin yanı sıra bu yıl dünya sinemasının yeni öneklerinin yer aldığı bir dizi özel gösterim; yerli sinemadaki yeni yönetmenlere dikkat çekmeyi hedefleyen “İlk Randevu” bölümü; 14. Geleceğin Sineması yarışmasında finale kalan 19 öğrencinin TÜRSAK Vakfı ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sağladığı destekle hayata geçirdiği kısa filmlerin yer aldığı “Geleceğin Sinemacıları” bölümü ve Çin yapımı 22 yeni kısa filmin sunulacağı “Çin’den İnsan Manzaraları” bölümleri ile seyirci karşısına çıkacak.
Festival farklı ülke ve kültürlerden 60’ın üzerinde filmin ve programdaki filmlerle bağlantılı birçok etkinliğin yer aldığı 20. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali programı 2017’yi yine dopdolu bir seyir zevkiyle tamamlamayı vaat ediyor.
ONUR ÖDÜLLERİ VE 20. YIL KUTLAMASI
20. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali geleneksel Onur Ödülü bu yıl sinemamızın değerli yapımcı ve yönetmeni Necip Sarıcı’ya sunulacak. Necip Sarıcı’nın yapımcılığını üstlendiği bir klasik, Metin Erksan’ın filmi “Kuyu” bu vesileyle bir kez daha festival kapsamında seyirciyle buluşacak.
TÜRSAK Vakfı’nın kültüre ve sanata katkılarıyla fark yaratan isimleri onurlandırmak amacıyla geçen yıl hayata geçirdiği TÜRSAK Kültüre ve Sanata Yüksek Katkı Ödülü’nün bu yılki sahipleri ise Eczacıbaşı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve yazar Doğan Hızlan.
20. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali Onur Ödülü ve TÜRSAK Kültüre ve Sanata Yüksek Katkı Ödülleri 4 Aralık Pazartesi akşamı Soho House Istanbul Big Room’da düzenlenecek olan tören ile sahiplerine takdim edilecek. Festivalin destekçilerinden Soho House İstanbul’un katkılarıyla düzenlenen gecede ayrıca Randevu İstanbul’un “20. Yıl Kutlaması” gerçekleştirilecek.
ODAK ÜLKE: ÇİN
Her yıl farklı bir ülkenin sinemasını mercek altına alan Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali 20. yılında günümüz “Çin Sineması”na odaklanıyor.
CRI (China Radio International) iş birliğiyle gerçekleştirilen “Çin’e Bak, Dünyayı Gör” adlı bu bölüm kapsamında Festival, günümüz Çin Sineması'ndaki film üretimini tüm çeşitliliğiyle yansıtmayı hedefleyen 10 yeni filmden oluşan bir seçkiyi seyirciyle buluşturacak. Festivale konuk olacak film ekiplerinin katılımıyla gerçekleştirilecek olan gösterimlerden sonra film ekipleri izleyicilerle buluşacak.
Çin sinema endüstrisinde son yıllarda özel önem verilen animasyon yapımlar zincirine eklenen parlak bir halka, Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı için yarışan Çin yapımı ilk animasyon olan yönetmen Liu Jian’in filmi “İYİ GÜNLER” (HAO JI LE) Randevu İstanbul’da.
54. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde Altın Portakal kazanan “Melekler Beyaz Giyer” (JIA NIAN HU) bu kez İstanbul seyiricisinin karşısına çıkıyor. Derinlikli karakterler çizen ve eleştirmenlerden övgüler alan film, dört yıl önceki “Kayıp Sokak” (Shuiyin Jie) ile dikkat çekici bir çıkış gerçekleştiren Vivian Qu, ikinci filmiyle de seyirciyi sarsmayı başarıyor.
Güney Çin’de küçük bir köyken Batı resim sanatının ünlü yapıtlarının taklit-üretiminin yapıldığı bir merkeze dönüşen Dafen’ın ve Van Gogh’un dünyasını daha yakından tanımak için Hollanda’ya gitmek isteyen köylü-ressam Zhao Xiaoyong’un belgesel öyküsü olan “ÇİN’İN VAN GOGH’LARI” (CHINA’S VAN GOGHS) da programın önemli yapımlarından birisi.
Çin’de katı kurallara bağlı olan iç göç sorununa, ülkenin kuzeyinden güneyine gelmiş Yang ailesinin öyküsü üzerinden bakan, kuşaklararası ilişkilere çarpıcı biçimde el atan bir dram var sırada. Cannes 2017’nin Belirli Bir Bakış programında yankı yaratan “KAYIP GELECEK” (LU GUO WEI LAI), günümüzün hoşnutsuz Çin gençliğine yalnızlık, iletişimsizlik, sosyal medya ve refah arayışı temaları üzerinden bakıyor.
İlk filminde umut vaateden bir yönetmen olduğunun sinyallerini veren Liu Fang, dünya galasını 33. Varşova Film Festivali’nde yapan “ESKİ GÜZEL GÜNLER”de (SAN XIAN HAO QING NIAN) günümüz Çin gençliğine çarpıcı bir bakış sunuyor.
Geçen yıl uluslararası festivallerde saygıyla söz edilen bir ilk film: Zhang Dalei, Taiwan Altın At Film Festivali’nde birincilik kazanan filmi “YAZ BİTTİ” (BA YUE) seyirciyi kendi doğduğu topraklara, İç Moğolistan özerk bölgesinin Hohhot kentine götürüyor. 1990’larda devlet işletmelerinde özelleştirmelerin başladığı dönemde ekonomik sıkıntıların bir aileyi nasıl etkilediğini sade ve romantik dille öyküleyen “Yaz Bitti” Taiwan’da FIPRESCI ödülünün de sahibi oldu.
Dong Libu’nun kısa öyküsünden uyarlanan, Çin ölçülerinde hayli yıkıcı olarak nitelenebilecek bir taşlama: “KARPUZU ÖLDÜRMEK” (TO KILL A WATERMELON) sıcak bir yaz gününde yol kenarındaki karpuz tezgâhına, satıcıya, karısına ve diğer yerel karakterlere odaklanan film suç ve adalet ilişkisine yaklaşımındaki açık sözlülükle dikkat çekiyor. “Karpuzu Öldürmek”, 2012’deki ilk filmi “Witness” ile ses getiren yönetmen Gao Zehao’dan alabildiğine sembolik ve alabildiğine gerçekçi bir çalışma.
Kaza sonucu bir çocuğun ölümüne neden olmak ve vicdani bedel ödemenin yeterli olmadığı şaşırtıcı, altüst edici bir süreç yaşamak. 2001’de başladığı yönetmenlik kariyerinde az ama sağlam adımlar atan Emily Tang (Xiaobai Tang) 2012 yapımı üçüncü filmi “ÖZÜR DİLİYORUM”da (ALL APOLOGIES) Çin’in alt-orta sınıflarına, kadın sorununa da değinerek acı dolu bir bakış gerçekleştiriyor. Hong Kong’lu görüntü yönetmeni Lai Yiufai’nin yalın tarzıyla şiirsellik kazanan “Özür Diliyorum”, etkisini salondan çıktıktan sonra da uzun süre hissettiren filmlerden.
Çin popüler güldürü sinemasından tipik bir örnek: “BABASININ OĞLU” (FU ZI XIONG BING) yönetmen Yuan Weidong, Çin’de Bill Gates ve Steve Jobs’u idolleştiren genç girişimcilere neşeyle el sallıyor.
Senaryo yazarlığından yönetmenliğe geçen Mei Feng’in ilk filmi “Mr. No Problem” (BU CHENG WEN TI DE WEN TI) bu yıl Beijing Uluslararası Film Festivali’nde en iyi senaryo ve en iyi erkek oyuncu ödüllerine uzanarak dikkatleri çekmişti. Lao She’nın 1943’te yayımlanan kısa öyküsünden uyarlanan siyah-beyaz film, Çin’in güneybatısında yer alan Chongqing kentinde Japon işgaline kayıtsız kalınan zengin bir çiftlikte yaşananları anlatıyor.
20. Randevu İstanbul’da “Çin’e Bak, Dünyayı Gör” bölümü kapsamında film gösterimlerinin yanı sıra Odak Ülke ile Türkiye arasında hem kültürel alışveriş hem de sektörel iş birliği yaratmayı hedefleyen bir dizi etkinlik gerçekleştirilecek.
ÖZEL GÖSTERİMLER
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile gerçekleştirilen festivalde bu yıl dünya sinemasının seçkin örneklerinden oluşan bir seçki festival kapsamında düzenlenecek bir dizi özel gösterimle seyirci karşısına çıkacak.
Bu yıl birçok festivalde övgü toplayan ve Cannes’da Belirli Bir Bakış Bölümü seçkisinde FIPRESCI ödülüne layık görülen “Yakınlık” (Tesnota). Yılın önemli keşiflerinden biri olan ilk filmi “Yakınlık”ta yönetmen Kantemir Balagov içine kapalı bir toplumu perdeye yansıtmakta gösterdiği incelik, derinlik, sinema duygusu ve anlatım yeteneğiyle deneyimli yönetmenlere taş çıkartıyor.
Bu bölümde seyirciyle buluşacak bir başka film geçtiğimiz ay Türsak Vakfı tarafından düzenlenen 2. Denizbank İlk Senaryo İlk Film yarışması kapsamında İstanbul Modern’de düzenlenen bir retrospektifte 7 filmi Türkiye’de ilk kez seyirciyle buluşan Türk kökenli Amerikalı bağımsız sinemacı Onur Tükel’in yeni filmi “Kadın Düşmanları” (The Misogynists) Amerika’daki beyaz erkek dünyasını hedef alan komik, hınzır bir taşlama.
Jaume Balagueró ile beraber çektiği “REC” serisi ile olay yaratan Paco Plaza’dan şanına yakışır bir korku/gerilim. Gençlik kaygılarıyla paranormal dehşeti birleştiren film İspanya’da bu sene büyük bir gişe başarısına ulaştı. “Veronica”, en az türün klasik örnekleri kadar korkutucu ve bir o kadar şık bir film.
İlk filmi Aquí y Allá (2012) ile Cannes’da Eleştirmenler Haftası Büyük Ödülü’nü alan Antonio Méndez Esparza’nın, San Sebastian Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü kazanan ikinci filmi “Hayat İşte!” (Life and Nothing More) olağanüstü oyunculukları, güçlü senaryosu ve abartısız anlatımıyla hayranlık uyandırıyor.
Yönetmenliğini Evgeniea Tirdatova ve Orhan Tekeoğlu’nun üstlendiği “RUDOLF NUREYEV. DÜŞLERİNİN ADASI” dünyanın en ünlü klasik baletlerinden Rudolf Nureyev’in, 1980 ile 1990 arasında Türkiye’ye yaptığı ziyaretleri odaklanan bir belgesel.
GASTRONOMİ RANDEVUSU’NDA SİNEMA TUTKUSU İLE YEMEK TUTKUSU BİRARADA
Geçtiğimiz yıl ilk kez İstanbullu sinemaseverlere beyazperdede bir ziyafet sunan “Gastronomi Randevusu”, bu yıl da dünya gastronomi gündeminin nabzını tutan filmlerle izleyicinin karşısında olacak.
Soho House İstanbul’un katkılarıyla gerçekleştirilen 20. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali Gastronomi Randevusu bölümünde bu yıl 7 yeni film seyirciyle buluşuyor. Ancak bu defa buluşma sadece beyazperdede kalmıyor. Programdaki filmlerden bazıları için düzenlenecek özel şef yemeklerinde izleyiciler, filmden yola çıkılarak hazırlanan menüleri tatma fırsatı bulacak.
Bu bölüm kapsamında gösterilecek olan “MICHELIN YILDIZLARI: MUTFAKTAN HİKAYELER” (MICHELIN STARS: TALES FROM THE KITCHEN) filmine konu olan Michelin yıldızlı Danimarkalı Şef Wassim Hallal, festivalin konuğu olarak İstanbul’a gelecek ve Michelin yıldızlı restoranı Frederikshøj mutfağından eşsiz bir menüyü 6 Aralık akşamı Soho House İstanbul’da gerçekleştirilecek özel bir akşam yemeğinde konuklara sunacak. Bu akşam yemeğinden önce Soho House İstanbul’un sinema salonunda özel bir gösterimi yapılacak olan “MICHELIN YILDIZLARI: MUTFAKTAN HİKAYELER” (MICHELIN STARS: TALES FROM THE KITCHEN) filminde gastronomi dünyasının altın çağında Michelin Guide’ın ne anlama geldiğini, bu dünyanın zirvesinde yer alanlar için o yıldızları almanın ve korumanın ne demek olduğunu dünyanın efsanevi şeflerinden dinliyoruz. “MICHELIN YILDIZLARI: MUTFAKTAN HİKAYELER” filminin yönetmeni Rasmus Dinesen ve yapımcısı Jesper Jarl Becker de gastronomi dünyasının yükselen yıldızı Şef Wassim Hallal ile birlikte Festivalin konuğu olacaklar.
Gastronomi Randevusu bölümü kapsamında seyirciyle buluşacak diğer filmler:
“SCHUMANN’IN BAR SOHBETLERİ” (SCHUMANNS BARGERPRACHE), efsanevi barmen Charles Schumann eşliğinde bar dünyasının tarihine ve dünyanın en iyi barlarına bir yolculuk.
İlk gösterimi Berlin Film Festivali’nde yapılan film, insanların yıllardır içki içmek için bir araya geldikleri mekanların işlevi, ruhu ve sosyal hayatımızdaki yeri hakkında da çok şey söylüyor.
“MUTFAĞIN TANRIÇALARI” (A LA RECHERCHE DES FEMMES CHEFS), erkeklerin egemenliğindeki gastronomi dünyasında fark yaratmayı başaran kadınların hikayesi. Verane Frediani yönetmenliğindeki film, Dominique Crenn ve Barbara Lync gibi Michelin yıldızlı şeflerden günümüzün genç yıldızlarına dünyanın dört bir yanındaki kadın şeflerin hikayeleri üzerinden kadınların gastronomi dünyasındaki varlığını ve gücünü keşfediyor. Filmin 2 Aralık Cumartesi günü saat 13.00’te SALT Galata’daki gösterimi Şef Aylin Yazıcıoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilecek.
“SLOW FOOD STORY” 1986’da Carlo Petrini önderliğinde İtalya’da başlayan ve dünyayı etkisine alan Slow Food hareketinin ilham verici hikayesi. Yönetmen Stefano Sardo’dan yemek yaparken kullandığımız malzemelerin üretiminden, yemeğin yapılışına ve servis edilişine uzanan süreçte yemekle ilişkimizi yeniden kurgulamayı öneren bu hareketin doğuşuna, gelişimine ve gastronomi dünyasında yarattığı devrime tanıklık eden bir belgesel. 2 Aralık Cumartesi günü saat 15.00’te SALT Galata’daki gösterimi Fikir Sahibi Damaklar temsilcisi Ayşenur Arslanoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilecek.
The Trip ve The Trip to Italy’nin ardından filme çektiği üçüncü gastronomi yolculuğunda Steve Coogan ve Rob Brydon ile birlikte yeniden yola çıkan yönetmen Michael Winterbottom bu kez İspanya’da. “İSPANYA’YA YOLCULUK” (THE TRIP TO SPAIN) Kuzey Atlantik’ten Akdeniz’e, Bask bölgesinden Endülüs’e varan bu yolculukta sadece İspanya’nın olağanüstü lezzetlerini değil film boyunca yemek, hayat ve sinema üzerine muazzam bir sohbet şovu sergileyen ünlü yemek yazarı Rob ile kendini Hemingway kalibresinde bir yazar olarak gören Steve arasındaki tatlı çekişmeye tanık oluyoruz.
“İTALYA’DAN DÜNYAYA” (E IL CIBO VA), kitlesel göçlerle Amerika’ya giden İtalyanlar'ın orada yeniden yarattığı mıtfağın 100 yıllık yolculuğunu anlatan iştah açıcı bir belgesel. Gerçek İtalyan peyniri hangisidir? Napoliten pizzanın aslı nasıl anlaşılır? İtalya'nın dışında gerçek İtalyan mutfağından söz etmek mümkün müdür? Kitlesel göçlerle Amerika'ya giden İtalyanlar'ın orada yeniden yarattığı mutfak hayatımıza nasıl girdi ve dünya mutfağında nasıl egemen oldu? Filmin 7 Aralık'ta Cinemaximum Zorlu Center’daki gösteriminin ardından Eataly Alpi Teras'ta Şef Claudia Chinali'nin filmden esinlenerek hazırladığı menünün tadına bakmak isteyenler bu özel etkinliğin biletlerini Mobilet üzerinden temin edebilirler.
“KAYBOLAN BİR DİL, KAYBOLAN BİR MUTFAK”, 1492'de İberya yarımadasından göç eden Yahudilerle bu topraklara gelen ve zengin kültür mozaiğimizin eşsiz unsurları arasında yer alan Ladino Dili ve Seferad Mutfağı'nın geçmişten bugüne izini süren bir film; kaybolmakta olan bir dil, kaybolmakta olan bir mutfak üzerine yarınlara kalacak bir belge. 2 Aralık Cumartesi günü saat 17.00’te SALT Galata’daki gösterimi filmin yönetmeni Deniz Alphan’ın katılımıyla gerçekleştirilecek.
Randevu İstanbul bu yıl 20. Yaşını kutlarken 20. yaşa özel iki yeni bölüm ile karşımıza çıkıyor. “Geleceğin Sinemacıları” ve “İlk Randevu”.
GELECEĞİN SİNEMACILARI
“Sinema Öğrencilerinin Kısa Film Projelerini Destekleme Yarışması” nda ilk 20’ye kalan genç sinemacılar hayallerini beyazperdeye aktarmaları için 14. Geleceğin Sineması yarışmasında ödüllendirilmişlerdi. Yapım desteği ve Fono Film'den post-prodüksiyon desteği alan 20 film, 20. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde seyirciyle buluşuyor.
BALON – MEHMET OĞUZ YILDIRIM
BİR AĞAÇ DOLUSU GÜVERCİN - MEHMET AKİF YILDIZ
DİPLOMA – HASAN HÜSEYİN SÖNMEZ
DÜNDEN KALAN - SALİH TOPRAK
ELMA – SERDAR ALTUN
FER – MUHAMMED ÖZER
HASTA BAKICI – SONER SERT
IŞIKLI AYAKKABI – ÖMER FERHAT ÖZMEN
KİMLİK – CANSU ŞİŞİK
MAVİ DALGA – CİWAN ZENGİN
MAYK – ONUR SELAMET
PİRELER VE İNSANLAR – SERKAN UZUNYOL
SABAHÇI KAHVESİ – EKREM ÇANAK
SON AKŞAM YEMEĞİ – HATİCE AŞKIN
SON UMUT – BURAK DOĞAN
SU – AKİF KARAOSMANOĞLU
ŞANS – BATIKAN KARABACAK
ÜÇÜNCÜ ŞAHIS – ÖMER TAHA ÇELİK
YASEMİN – MUAZ GÜNEŞ
YAŞAMAYA DAİR – BARIŞ BAL
İLK RANDEVU
Geçtiğimiz yıl ilk filmleriyle dikkat çekici bir başarı gösteren yeni sinemacıları bir kez daha seyircinin dikkatine sunmayı amaçlayan bu bölümde TÜRSAK tarafından düzenlenen 2. Denizbank İlk Senaryo İlk Film yarışmasında En İyi İlk Film Ödülü kazanan Ceylan Özgün Özçelik’in filmi Kaygı, aynı yarışmada jürinin en iyi ilk üç film arasında değerlendirdiği Özgür Sevimli imzalı Murtaza ve İlker Savaşkurt imzalı Damat Koğuşu filmleri ve yine geçtiğimiz yılın en ilgiye değer filmlerinden olan Mehmet Sertan Ünver imzalı Blue seyirciyle buluşacak.
Festival Afişindeki “Baykuş”
Randevu İstanbul'un bu yılki afişinde, sinemadaki renkliliği ve çeşitliliği gözlemlemek ve keşfetmek teması göze çarpıyor. “Bilgelik” ve “yenilikçi yaklaşım”ı simgeleyen tasarımdaki “baykuş” figürü tüm sinemaseverleri Randevu İstanbul'da keşfetmek için perdeye bakmak üzere sinema salonlarına çağırıyor.
01-07 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek festivalde 60’a yakın film Cinemaximum Zorlu Center ve SALT Galata salonlarında seyirciyle buluşacak.
“20. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali”, çağdaş sinemanın iyi örneklerini, 2017'de dünya festivallerinde boy gösteren, seyirciyi ve eleştirmenleri perdeye kilitleyen, sinema aşkını tazeleyen, birbirinden çarpıcı, yeni filmleri keşfetmek için 1-7 Aralık haftasında seyirciyi sinema salonlarına davet ediyor.