Çocuklar kusuyorsa ne yapmalı?
Düşen hava sıcaklıklarıyla birlikte salgın hastalıklar da artış gösteriyor. En fazla çocukları etkisi altına alan hastalıkların başında ise kusma ve ishal geliyor. Bu sağlık sorunlarının altında genellikle, çeşitli yollarla sindirim sistemine alınan virüsler yatıyor. Vücutta hızla su kaybına yol açabilen kusma ve ishal, kaybedilen sıvının geri kazanılmaması durumunda ise ağır sonuçlar doğurabiliyor.
Central Hospital’dan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm Dr. Özlem Sipahi, “Çocuk, her aldığı sıvıyı 10 dakika içerisinde kusarak çıkarıyorsa, susuz kalma tehlikesi altındadır. Şiddetli kusmalar ise farklı hastalıkların sinyalini veriyor olabilir.” diyor.
Kusma, akut gastroenterit (mide bağırsak enfeksiyonu) hastalığının belirtilerinden biridir. Çocuklarda görülen idrar yolu enfeksiyonlarından menenjite kadar pek çok hastalığın ilk belirtisi olan kusmaya bir de sulu dışkı, karın ağrısı, halsizlik ve huzursuzluk gibi belirtiler eklendiğinde bu durum gastroenterit (ishal) olarak adlandırılıyor. Çocukların bir kısmı kustuğunu söyler ancak ishal olduğunu söylemeyebilir. Bu nedenle kusmaya başlayan çocuğun dışkılama sayısı ve dışkının kıvamı mutlaka takip altına alınmalıdır.
İshal ve kusma bakterileri vücuttan atmaya yardımcıdır
Çocuğun ishal mikrobu nedeniyle çeşitli rahatsızlıklar yaşamaya başlaması, bakterilerin vücudun ilk savunma duvarını aştığını gösterir. Bu da bakterilerin vücut hücrelerini yok etmesi, sürekli olarak bağırsaklarda çoğalması ve milyonlarca mikroptan oluşan bir ordu kurması olarak açıklanabilir. Bu düşman orduyu vücuttan atmanın en pratik yolu kusma ve ishal şeklindeki dışkılamadır. Çünkü kusma ve ishal ile her defasında önemli miktarda bakteri devre dışı bırakılmış olur. Vücut aksi şekilde davransaydı bakterilerin sayısı giderek artabilir, bağırsak duvarını delerek tüm vücuda yayılabilirdi. Bu nedenle kusma ve ishal belirtilerinin önemli bir amaca hizmet ettiği bilinmeli ve önüne geçilmeye çalışılmamalıdır.
İshal ve kusma yaşayan çocuk yemek konusunda zorlanmamalı
Mevcut bakterilerle savaş halindeki mide işlevini yerine getiremez. Bu sebeple çocuk, yemek yemek istemeyecektir. Bu durumun normal olduğu, çocuğun zorlanmaması gerektiği ve iyi hissetmesi durumunda kendisinin yemeğe başlayacağı unutulmamalıdır. Böyle durumlarda öncelikle çocuğun yeme isteği desteklenmelidir. Bunun için 1 yaşından küçük çocuklar, anne sütü veya mamayla beslenmeye devam etmelidir. Çocuklara ise ishale en iyi gelen besinler olan ev ortamında mayalanmış yoğurt, pirinç suyu ve lapası, haşlanmış patates ve çubuk kraker gibi hafif gıdalar verilmelidir. Ayrıca çocuk, şekerli gıdalardan uzak tutulmalıdır.
Mikroplu yiyeceklere dikkat!
Çocuklar ayrıca ishal, kusma, ateş, mide krampları, iştah ve sıvı kaybı olarak görülen besin zehirlenmesine bağlı kusmalar da yaşayabiliyor. Çeşitli bakterilerin ürediği yiyecekler, üzerinde mikrop barındıran ve yıkanmadan yenen meyve ve sebzeler, besin zehirlenmesine yol açabilen faktörlerden. Böyle besinlerin alımı mide ve bağırsak enfeksiyonlarına neden olabiliyor. Bu probleme daha çok katı gıdalarla beslenmeye başlayan bebek ve çocuklarda rastlanabiliyor.
Aslında kusma, her çocukta ve bebekte görülebilen genel bir problemdir. Fakat bazı durumlarda hastalık habercisi olabilir. Bunu belirleyen faktörse kusmanın şiddeti, miktarı ve zamanıdır. Bebeklerde görülebilen şiddetli kusmalar, sindirim sistemiyle ilgili hastalıkların sinyalini veriyor olabilir. Sindirim sistemi rahatsızlıklarının yanı sıra mide darlığı da fışkırarak kusmaya yol açabilir. Ayrıca reflü, yetişkinlerde olduğu kadar 1 yaş altındaki bebeklerde de sıkça görülebilir.
Su kaybı ciddiye alınmalı
Vücutta ishal ve kusma geliştiğinde dikkat edilmesi gereken en önemli konu ise oluşan su kaybıdır. Her kusma ve ishal dışkılaması sırasında vücut, hücrelerinde bulunan su ve tuzu kaybeder. Bu sebeple vücudun susuz kalması ölümcül sonuçlara yol açabilir. Sıvı kaybına neden olmayacak günlük kusma 2 veya 3 iken, ishalli dışkılama ise 4 ya da 5’tir. Eğer çocuk kusmuyor yalnızca ishal problemi yaşıyorsa, susuz kalma ihtimali daha düşüktür. Fakat çocuk, aldığı her sıvıyı 10 dakika içerisinde kusarak çıkarıyorsa, susuz kalma tehlikesi altındadır ve mutlaka bir hekime başvurulması gerekir. Bunun yanında, ateşle birlikte ishal yaşayan, kusmuğunda kan ve dışkısında mukus (sümüksü madde) görülen, ishal ve kusması ağır olmamasına rağmen süresi 10 günü geçen, ayrıca huzursuz ve çok ağlayan bebek ve çocuklar da bir uzmana gösterilmelidir.
En etkin tedavinin korunma olduğu unutulmamalıdır. Bu hastalık, çevresinden çocuğa bulamış olabilir. Ayrıca, çocuk çevresindekilere de bu hastalığı bulaştırabilir. Bu nedenle hijyen kurallarına çok dikkat etmek gerekir. Her tuvaletten sonra eller sabunla iyice yıkanmalı ve ellerin ağızla teması mümkün olduğunca kesilmelidir. Bu gibi önlemlerin alınması hastalığa yakalanma riskini azaltacaktır.