Yrd. Doç. Dr. Erol Ülgen, Ahmet Kabaklı'yı anlattı

08 Şubat 2018 Perşembe

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Erol Ülgen, Türk Edebiyatı Vakfı (TEDEV) tarafından vakfın Sultanahmet'teki binasında gerçekleştirilen sohbet programında, Kabaklı'yı 1985'te tanıdığını söyledi.

Ülgen, "Ahmet Kabaklı Nerede Ne Yazdı?" isimli kitabı için altı ayda, yaklaşık 13 bin 500 yazısını topladığını aktararak, "Daha sonra ayrıca dört makale yazma fırsatım oldu, devam eden çalışmalarımı ise 'Ahmet Kabaklı, Fatih ve İstanbul' isimli diğer bir çalışmayla devam ettirdim, o da güzel bir kitap oldu." dedi.

Araştırmalarını sürdürdüğünü dile getiren Ülgen, şöyle devam etti:

"Edebiyat alanında monografi çalışmaları çok önemli fakat çok da zahmetli bir iştir. Bir yazarın hayatı, eserleri, değerlendirmeleri ve çalışmalarını kapsayan çalışmalar maalesef bugün ülkemizde çok azdır. Ben de 'Daha önceki çalışmalara vakıf olmuşken bir de monografi çalışması yapayım' düşüncesiyle harekete geçtim ama bu çalışmam altı yıl sürdü ve yaklaşık 20 bin civarında yazı toplandı. Bu kitaba başladım, şu an 500 sayfasını yazdım, zannediyorum ki bu çalışma birkaç cilt kitap olacak. Eser ortaya çıktığında Ahmet Kabaklı'nın 55 yıllık yazar hayatıyla birlikte yakın dönem Türkiye'sinin bütün sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik ve spor olmak üzere aklınıza ne geliyorsa yazdığı yazılardan oluşan bir çalışma olacak."

Ülgen, hazırlığına devam ettiği monografinin, Türkiye'nin son yıllarını gözler önüne sereceğini vurgulayarak, "Bence, hoca bütün bu birikimin farkındaydı. Bize her gün yazdığı fıkralarla, köşe yazılarıyla, Türkiye'nin bir fotoğrafını çekmiş. Kısa yazı yazmak çok zordur ama Kabaklı, o kısa yazılarına o kadar çok şey sığdırmış ki yeri geliyor, bir makaleyi yaklaşık 15 gün değerlendiriyorum." ifadelerini kullandı.

- "Hepinize ilan ediyorum, meğerse Kul Ozan buymuş..."

Şair, yazar, udi ve bestekar Fırat Kızıltuğ da "Ahmet Kabaklı hocamız, devlet korosunun her zaman en ön sıralarında gördüğümüz bir müdavimiydi. Ahmet Kabaklı, konserden sonra kulise gelir ve her birimizi tebrik ederdi. Biz de böylece tanışmaya başladık ve 1985'ten sonra vakıfta bulunmamı sağladı, şiirlerimi ve musiki hikayelerimi yayınlamaya başladı. Hatta tabiri caizse adımız, şaire ve yazara çıktı. Bekir Sıtkı Sezgin adına bir konser düzenlemiştik, orada elini omzuma koydu ve 'Hepinize ilan ediyorum, meğerse Kul Ozan buymuş...' dedi. Çünkü ben 2 senedir, mektupla gönderiyordum şiirlerimi ve o da yayınlamış, meçhul şairin kim olduğunu bilmeden." diye konuştu.

Ahmet Kabaklı ile anılarını anlatan Kızıltuğ, vefatından sonra Kabaklı için yazdığı bir şiirini okudu.

Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) Başkanı Şerif Aydemir de pek çok kişinin olduğu gibi kendisinin de üzerinde Ahmet Kabaklı'nın emeği olduğunu belirterek, "İstanbul gibi büyük bir şehirde, gençlik yıllarımızda göğsümüzü gere gere evimizden çıkardık, çünkü bizim bir sahibimiz vardı, öyle bilir, öyle düşünürdük." dedi.

Şefik Can Uluslararası Mevlana Eğitim Kültür Derneği Başkanı Nur Artıran da "Bütün geçmişlerimizi ve güzel dostlarımızı rahmetle anıyorum. Ahmet Kabaklı hocamı şahsen tanımak, onun yakınında olmak, onun her sözünden, nefesinden, varlığından, duruşundan istifade ettik. Çünkü kamil insanlarla hiç konuşmasanız, bulundukları mekanda olsanız ve sadece seyretseniz bile insan, nasipkar olur." ifadesini kullandı.

Vefatı sonrasında yazdığı şiirleri okuyan şair İbrahim Güleç, TEDEV Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Balıbey ve gazeteci Bekir Aydın da "Şeyhül Muharririn" Ahmet Kabaklı ile ilgili anılarını anlattı.

Konuşmalardan sonra misafirler, sunulan ikram eşliğinde sohbet etti.