Shigir İdolü ile Göbeklitepe taşları benzerlik içeriyor
Dünyanın insan şekilli en eski ahşap heykeli Shigir İdolü ile Göbeklitepe'deki insan şekilli T biçimindeki taşların çağdaş olduğuna dikkat çekildi ve birbirini çağrıştırdıkları savunuldu. Avrasya avcılarının aynı dönemde benzer eserler ortaya çıkartmasının tesadüfi olmayabileceği ima edildi.
Son Buzul Çağı sona erdiğinde; Sibirya'nın Urallar bölgesinde avcı toplayıcılar ağaçlardan insan şeklinde üzeri işlemeli Shigir İdolünü şekillendirirken, Şanlıurfa'daki Göbeklitepe'de avcı toplayıcılar taşlardan insan şekilli T biçimine taşlar yontuyorlardı.
Arkeolojikhaber'in derlediği bilgilere göre; Birbirinden fersah fersah uzaklardaki Erken Holosen devri avcı-toplayıcı kültürlerin dünya insanlık tarihine miras bıraktığı antropomorfik yapıtlar Mısır'ın dünyaca ünlü Giza'nın Büyük Piramitlerinden iki kat daha yaşlı.
Ancak dönemin sembolik dünyaların gizemli tarihi eserlerinin hangi amaçla yapıldığı hâlâ bilinmiyor.
Göbeklitepe, 1995 yılında, daha önce alanda bulunan eserlerden hareketle Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt tarafından başlatılan arkeolojik kazılarda keşfedilmişti. Alanda bulunan ve tapınak olduğu düşünülen yapıların en eskisi yaklaşık 12 bin yıl öncesine tarihlendirildi.
Shigir İdolü 1894 yılında bataklıkta keşfedildi
Shigir İdolü ise 1894'te yılında Rusya'nın Rusya'nın Orta Ural Dağları yakınlarındaki Sverdlovsk Oblastındaki Turba bataklığında altın arayan madenciler tarafından bulundu.
Heykelin parçaları üzerinden yapılan ilk radyokarbon testlerinde tarihi eserin 9,900 yıllık olduğu belirtildi. Ama bu hatalı ölçümdü. Daha sonra 159 yaşındaki karaçam ağacından yontulmuş heykelin iç kısımlarından alınan nümunelerle yapılan testler dünyanın insan şekilli en eski ahşap heykelinin daha yaşlı olduğunu gösterdi. Modern teknikleri kullanarak yapılan ölçüler Shigir idolün yaklaşık 11,600 yıllık ortaya çıkardı.
Altın madencilerinin tesadüfen keştettiği batalık ortamında binlerce yıl çürümeden günümüze kalmış tahta parçalarında oluşan ahşap heykel yaklaşık 5 metreden (17 feet) daha uzundu. 5 metreden uzun Shigir Idolünün üzerine oyulmuş işaretler, heykelin hem ön hem de arka kısmını kaplıyordu. İşaretler sırlarla doluydu.
Ancak Rusya'da yaşanan siyasi karışıklıklar sırasında parçaların bir bölümü kayboldu. İdolün bugün elde kalan parçaları sadece 3 metre 4 santimlik (11.1 feet).
Ancak keşfedildikten yaklaşık 20 yıl sonra araştırmacı Vladimir Yakovlevich Tolmachev, Shigir İdolü'nün çizimlerini yapmıştı. O çizimler üzerinden Shigir İdolünün tamamı kaybolsa da üzerindeki şekillerin tamamı biliniyor.
Shigir İdolünün önce ormanı "tabu"laştıran bir sembol olabileceği düşünülmüştü. Daha sonra dini ritüel ya da ata ruhlarına hürmmet için yapılmış olabileceği ileri sürüldü.. Ancak ne için kullanıldığına dair her şey şimdilik varsayımdan ibaret.
Heykel üzerindeki şekillerde 7 ayrı yüz keşfedildi
Önce işaretler arasında beş yüz şekli araştırmacıların dikkatini çekmişti. Moskova Arkeoloji Enstitüsü arkeologu Svetlana Savchenko 2003 yılında, Sverdlovsk Bölge Müzesi'ndeki araştırmaları sırasında dikdörtgen burunlu hayvan yüzünü keşfetti.
Bilimadamları Shigir İdolüyle adeta gizli resim bulma oyunu oynar gibiydi. 2014 yılında araştırmacı Mikhail Zhilin'in şekillerdeki boğumlar arasında o güne kadar gözden kaçan yedinci yüzü keşfetti.
Heykel üzerinde yapılan son araştırma sonuçları
Shigir İdolü üzerinde yapılan son bilimsel araştırmanın sonuçları journal Antiquity (Eski Uygarlıklar) dergisinde 25 Nisan tarihli makalede yayınlandı.
RAS Arkeoloji Enstitüsü'nden Mikhail Zhilin, Sverdlovsk Bölge Müzesi'nden (Sverdlovsk Regional Museum Svetlana Savchenko, Alman Arkeoloji Enstitütüsü'nden (German Archaeological Institute) Svend Hansen ile Karl-Uwe Heussner ve Aşağı Saksonya Miras Hizmeti Devlet Ajansı'ndan (State Agency for Heritage Service of Lower Saxony) Thomas Terberger imzası ile yayınlanan Urallarda erken sanat: Shigir'den gelen ahşap heykel üzerine yeni araştırmalar (Early art in the Urals: new research on the wooden sculpture from Shigir) başlıklı makalede Shigir İdolünün, Göbeklitepe'deki T şekilli taşlarla dönem ve şekilsel benzerliğine dikkat çekildi.
Araştırmada imzası bulunan Göttingen Üniversitesi'nden Aşağı Saksonya Eyaleti Kültürel Miras Dairesi üyesine mensup arkeolog Thomas Terberger, kütüğün iç kısmından alına örneklerinden elde edilen son tarihleme ile yaşının yaklaşık 11.660 olduğunu hatırlatarak aynı döenmde Anadolu'da Göbeklitepe'nin inşa ediliyor olduğuna dikkat çekti. Thomas Terberger, anıtsal yapının, daha önce düşünüldüğü gibi çiftçi toplum tarafından değil avcı-toplayıcılar tarafından oyulduğunun anlaşıldığını söyledi.
Terberger, "Sverdlovsk Bölge Müzesi'ni ilk defa ziyaret ettiğimde, sergilenen bu dev ahşap heykel beni şaşırttı. Heykele daha yakından baktığımda, gövdesi üzerindeki geometrik süslemeler ve aralarına gizlenmiş bir kaç yüzü şeklini farkettim. Bu şekillerden Avrasya'nın o dönemki avcı-toplayıcılarının Mezolitik dönemde "manevi" içerikli sanat yaptığını söylemek mümkün. İşaretlerin mitler ve tanrılarla bağlantılı olması mümkündür. Tabi ki eldek verilerle bunu kanıtlamak zor" dedi.
Arkeologlar Bereketli Hilal ve Orta Doğu'ya yoğunlaşmıştı ama bu veriler tarihi algıları değiştirdi.
Thomas Terberger, arkeoloji araştırmalarına son yıllarda keşfedilen birçok keşfe dikkat çekti ve "Araştırmacılar ilk medeniyetlerin ortaya çıkışında Bereketli Hilal ve Orta Doğu'ya yoğunlaşmışlardı. Ama artık bu alana Avrasya'yı da eklemek gerekiyor. Ural Dağları'nda bulunan Shigir İdolünün "beklenmedik, karmaşık anıtsal ahşap sanat objeleri" göz önüne alındığında araştırmacıların alanlarını genişletmeleri gerektiği ortada. Sverdlovsk Bölge Müzesi müdürü Natalia Vetrova tarafından yapılan araştırmalar da bu konuda dikkaten kaçmamalı" dedi.
Shigir Idol ile Göbeklitepe'nin anıt taşları açık şekilde inanılmaz bir keşiftir
Shigir Idol ile Göbeklitepe'nin anıt taşları arasında açık benzerlik olduğunu savunan Thomas Terberger, "İlk anıtsal ritüel yapıları olarak nitlendirilen Türkiye'deki taş ritüel yapıları ile bu heykel benzeşmektedir." dedi.
Arkeolog Peter Vang Petersen ie konu hakkında şunları söyledi: “Buzul çağının sonuna ait, mağara duvarlarına boyanmış ve kayalara oyulmuş paleolitik ve natüralist hayvanları konu edinen figüratif sanat örnekleri de bu paralelliği görebilmek mümkün. Bu açık şekilde inanılmaz bir keşiftir. Buz Çağı'ndan çıkan insanlar tarafından üretilen anıtsal sanat eserlerinin benzer ruh yapılarından doğduğunu iddia edebiliriz. İlginçtir ki Şigir İdol'ün tarzı ve imgeleri, Türkiye'deki Göbekli Tepe'de ortaya çıkarılan diğer büyük Buzul Çağı eserleriyle inanılmaz derecede benzerlik gösteriyor. Farklı olan tek şey, heykellerin yapıldığı malzemedir. Burada ahşap kullanılırken Anadolu'da taş kullanılmış. Bu, devasa, simgesel ve muhtemelen ritüel sanat eserlerini üretme kültürünün, Buz Devri'nin geri çekildiği yıllarda tek bir yerde şekillenmediğini, aynı zaman diliminde çeşitli merkezlerde üretildiğiniı göstermektedir. Bu ani gelişmeye ve sanatsal ya da dini bağlılığın ortaya çıkmasına neden olan şey hâlâ tam olarak anlaşılamamıştır, gizemini korumaktadır"