Obeziteye meydan okuyanlar buluştu
Türkiye Obezite Araştırma Derneği "Obeziteye meydan okuyalım" sloganıyla sağlık habercilerini obezite konusunda bilgilendirmek amacıyla bir toplantı düzenledi. Avrupa Obezite Günü kapsamında gerçekleştirilen toplantı, Türkiye Obezite Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Volkan Demirhan Yumuk, Türk Diyabet ve Obezite Vakfı Başkanı Prof. Dr. Nazif Bağrıaçık, Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş’in katılımıyla yapıldı.
Toplantıda, obezite hastalığına dikkat çekmek amacıyla Novo Nordisk desteğiyle Türkiye Obezite Araştırma Derneği tarafından yayınlanan ve Yeşim Sert Karaaslan’ın kaleme aldığı “Obeziteye Meydan Okuyanlar” isimli kitabın tanıtımı da gerçekleştirildi. Kitabın, obezitenin tedavi edilebilir kronik bir hastalık olduğu konusunda farkındalık yaratılmasına katkıda bulunması hedefleniyor.
Türkiye Obezite Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Volkan Demirhan Yumuk, “Obezite ve komplikasyonları dünyada ve ülkemizde önemli bir halk sağlığı problemi olma özelliğini inatla koruyor. Obezitenin tedavisinde diyetisyenden psikoloğa, egzersiz uzmanından hekime tüm disiplinleri barındıran bir ekip birlikte görev yapmalıdır . Obeziteyle mücadele, hükümetler, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, endüstri ve medya gibi bileşenlerin ortaklığıyla hızlanarak devam etmelidir” dedi.
Türkiye Diyabet Vakfı başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz ise şunları söyledi: “Hareketsiz yaşam günümüzde obeziteyi de beraberinde getiriyor. Vücut Kitle İndeksi 30’un üzerinde olan kişiler obez olarak tanımlanıyor. Sağlık Bakanlığı çocuklarda obezite oranının yüzde 10’u aştığını açıkladı. Obezitenin estetik bir sorun değil, ciddi bir hastalık olduğunun yeni yeni farkına varıldı. Obezite dünyada ölüm nedenleri arasında ilk dört sebepten biri. Diğer üç neden de hiper tansiyon, diyabet ve kalp hastalıkları. Obezlerin tamamına yakınında karaciğer yağlanması görünüyor. Temelde obezitenin iki ana nedeni kötü beslenme ve hareketsiz yaşam. Ancak, genetik, metabolik ve hormonal hastalıklar da obezitenin gerisinde yatan nedenler olabilir. Obezite medikal bir hastalıktır. Altında yatan tıbbi sorun bulunmadan tedavisi olmaz.”
Türk Diyabet ve Obezite Vakfı başkanı Prof. Dr. Nazif Bağrıaçık konuşmasında “Çocuk yaşta obezite giderek artıyor. 2-10 yaş arasındaki çocukların sağlıklı gıda ve hareket etme imkanına erişimini temin etmek lazım” dedi.
Avrupa Obezite Günü nedeniyle düzenlenen toplantıda konuşan Novo Nordisk Türkiye Medikal Direktörü Dr. Demet Özkaya, “Dünya Sağlık Örgütü’nün 2016 verilerine göre obezite dünya genelinde 1975’ten bu yana 3 katına çıktı. Dünyada fazla kilolu 1.9 milyar yetişkin insanın 650 milyonu obez. Yine, 5 yaşın altındaki 41 milyon çocuk ise fazla kilolu veya obez. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması, Türkiye’de obezite hastalığı görülme sıklığının yüzde 36 olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de her 3 kişiden birisi obezite hastası” uyarısında bulundu. Obezite ile mücadele konusunda kamuoyunu bilinçlendirmenin önemli bir rolü olduğunu söyleyen Dr. Özkaya, şöyle devam etti:
“Hakkında nereden nasıl yardım alınabileceği bilinemeyen ve üniversitelerde, tıp okullarında bile okutulmayan bir hastalık düşünün… Tabii atılması gereken çok önemli adımlar var… Öncelikle kamuoyunu obeziteyle mücadele etmek (obeziteyi yönetmek) konusunda bilinçlendirmek gerekiyor. Ardından obezite kliniklerinin ve temel bakım merkezlerinin kurulmasını desteklemek çok önemli. Tabii en önemlisi hastalar için en iyi tedavi seçeneklerini erişilebilir kılmak...”
OBEZİTE HASTALARININ GERÇEK HAYATI
Gazeteci Yeşim Sert Karaaslan, “Obeziteye Meydan Okuyanlar” isimli kitapta, obezite hastalarının gerçek yaşam öykülerini anlatıyor. Gazeteci Karaaslan’ın kendi deneyimlerini de kaleme aldığı kitap, obeziteye meydan okuyan hastaların yaşamlarındaki değişimi, deneyimi ve başarıyı çarpıcı bir dille okurlara sunuyor.
Kitabın yazarı gazeteci Yeşim Sert Karaaslan, yola çıkış noktasını şöyle anlatıyor:
“Bir gazetecinin yapabileceği en güzel şey, yazılı bir ürün ortaya koyabilmekti. Ben de gücümün yettiğince obeziteyle mücadele eden, çocukken bu hastalığın esiri olan, umutsuzluğa düştükleri bir dönemde yanlış beslenme sonucunda obezite ile tanışan ama kabullenmeyerek sağlıklı günler için savaşma kararı alan kahramanların hayatlarını yazmak istedim. Direnen, kendiyle, toplumla savaşan, önyargıları kıran, korkan ama kaçmayan, ürken ama üstüne giden savaşçıların duygularını kaleme almaya çalıştım. İstedim ki, yola çıkmaya karar verdikten sonra ancak başardığında durulabileceğini başkaları da görsün. İstedim ki mücadele etmek için umut ve kararlılığın ne kadar itici bir güç olduğunu kitabı her eline alan hissetsin…”