Sağlık Bakanlığına göre en iyi bayram sofrası
Bakanlık tarafından Hekimevi'nde düzenlenen etkinlikteki, sağlıklı yiyeceklerden oluşan "Sağlık Bayram Sofrası"nda hazırlandı. Bayram sofrasında söğüş salatalık, domates, salata, ceviz, peynir, zeytin gibi kahvaltılıkların yanı sıra içecek olarak süt ve vişne kompostosu, sütlü tatlı olarak güllaç, sebze çorbası, haşlama et yemeği, yoğurt ve zeytinyağlı taze fasulye yer aldı.
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğünde görevli Diyetisyen Hatice Berna Karakaş, ramazanın ardından sağlıklı ve dengeli beslenmenin püf noktalarını anlattı.
Diyetisyen Karakaş, ramazan ayında beslenme düzeninde değişiklikler meydana geldiğini, öğün düzeni, sıvı alımı ve fiziksel aktivite oranlarının değiştiğini belirterek Ramazan Bayramı'nda daha fazla yemek yeme istediğinden ötürü kişilerin bazı sindirim sistemi rahatsızlıklarıyla karşılaşabildiğine dikkati çekti.
Şeker, çikolata, baklava, börek gibi geleneksel bayram ikramlarının kan şekerini hızla yükselten, enerji içeriği yüksek gıdalar olduğunu vurgulayan Karakaş, bu nedenle bayram ziyaretlerinde sunulan ikramlara dikkat edilmesi, aşırıya kaçılmaması, yeterli ve dengeli beslenme ilkelerine göre hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
Karakaş, "Bayramda, genellikle sütlü tatlıların öne çıkmasını istiyoruz. Bu tatlılara meyve eklenebilir, şeker oranı azaltılabilir. Az miktarda kuru meyveler kullanılabilir, meyve tabakları hazırlanabilir. Kompostolar da olabilir. Bunlar sıvı alımına da büyük katkı sağlar ve sindirim sistemi rahatsızlıkları ve mide problemlerinin önüne geçmeye yardımcı olur." diye konuştu.
Bayram ve sonrasında sağlıklı beslenme önerileri veren Karakaş, bu kapsamda beş temel besin grubunda bulunan besinlerden yeterli miktarlarda tüketilmesine özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Karakaş, bu besin gruplarının süt ve süt ürünleri grubu, et, yumurta, kuru baklagiller ile yağlı tohumlar grubu, sebzeler grubu, meyveler grubu, ekmek ve tahıllar grubu olduğunu anlattı.
- "Yiyecek miktarı aniden artırılmamalı"
Ramazan ayının sonlanması ile yenilen yiyeceklerin miktarının aniden arttırılmaması uyarısında bulunan Karakaş, şöyle devam etti:
"Öğün araları en az 2, en fazla 4-5 saat olacak şekilde düzenlemelidir. Buna göre öğün sayısı 3 olarak planlanabilir. Gerektiğinde ara öğünler de tercih edilebilir. Eğer kişi önceden de böyle besleniyorsa, ara öğünlerde sağlıklı yiyecekler yiyorsa, bu beslenme şekline devam edilebilir."
Karakaş, bayram sabahına hafif bir kahvaltı ile başlanması gerektiğini belirterek, kahvaltıda kızartma ve kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinlerin yenilmemesi gerektiğini söyledi.
Domates, salatalık, maydanoz, taze biber ve çiğ sebzelerin bolca tüketilmesi, az tuzlu peynirin tercih edilmesi gerektiğini dile getiren Karakaş, "Kahvaltıda, haşlanmış yumurta gibi sağlıklı yöntemler tercih edilmeli, kavurma, kızartma gibi aşırı yağlı yöntemler kullanılmamalı. Yağsız omlet ya da bol sebzeli menemen yapılabilir. Sucuk, salam, sosis gibi yağlı besinlerden, börek gibi hamur işi gıdalardan sakınılmalı. Ekmek olarak tam tahıl ekmeklerin tercih edilmesi kan şekerini kontrol altında tutar ve tokluk hissi verir." diye konuştu.
Çay içimine de dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Karakaş, çayın sık idrara çıkarak sıvı kaybına da yol açtığını vurguladı. Karakaş, "İçeriğinden dolayı kalp damar hastalıkları ve yüksek tansiyon sıkıntısı bulunan kişiler çay, kahve gibi içecekleri tüketirken miktarına dikkat etmeli." uyarısında bulundu.
- "Besinler iyi çiğnenmeli, yemekler hızlı yenmemeli"
Bayramda mide ve bağırsak rahatsızlıkları yaşanmaması için fazla şeker ve şekerli gıdaların yenmemesine dikkat edilmesi, çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak durulması gerektiğini anlatan Karakaş, tatlı olarak hamurlu, şerbetli tatlılar yerine küçük porsiyonlar halinde sütlü tatlılar, taze veya az miktarda kuru meyveler, şerbetler yerine şekersiz veya az şekerli komposto ve hoşaf suları, az şekerli limonata, ayran gibi içeceklerin uygun olduğunu dile getirdi.
Karakaş, sindirim sisteminin düzenli çalışması ve kabızlıktan korunmak için lif içeriği yüksek olan sebze, meyve ve kuru baklagillerin tüketilmesi gerektiğine işaret ederek yetişkinlerin imkanlar dahilinde günde 5 porsiyon sebze ve meyve yenilmesi önerisinde bulundu.
Diyabet, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olanların diyetlerine bayram süresince de uymaya özen göstermesi gerektiğine dikkati çeken Karakaş, şunları kaydetti:
"Ramazan ayı boyunca su ve sıvı içiminin azalmasından dolayı vücutta oluşabilen sıvı kaybının yerine konması için günde en az 2-2,5 litre sıvı alınmalı, öğünlere su, ayran, az şekerli limonata, az şekerli-şekersiz komposto-hoşaf gibi sıvı gıdalar eklenmeli. Tüm bireyler özellikle de yaşlı ve tansiyon hastası olanlar çay, kahve gibi kafein içeriği yüksek içecekleri gün boyu fazla miktarda tüketmemeli. Ramazan boyunca gece kalkıp sahur yemeği yemek, ramazandan sonra gece yeme alışkanlığı şeklinde sürdürülmemeli."