Geleceğin Sineması ödülleri Salt Galata'da verildi
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) iş birliğiyle, "Birlikte Güzel" sloganıyla gerçekleştirilen yarışmanın kazananları, Salt Galata'da yapılan törende açıklandı.
Türkiye çapında sinema öğrencilerinin daha kaliteli filmler yapmalarını sağlamak amacıyla düzenlenen yarışmanın ön jürisinde grafik sanatçısı Kemal Ökten, akademisyen Okan Ormanlı, sinema yazarı Senem Erdine ve TÜRSAK Vakfı Proje Direktörü Derya Can yer aldı.
Yarışmanın kazananları, Yönetmen Abdullah Oğuz'un başkanlığında Vildan Atasever, Caner Özyurtlu, Zafer Külünk, Ceylan Özgün Özçelik, Serdar Kökçeoğlu ve Selçuk Yavuzkanat'tan oluşan ana jüri tarafından seçildi.
Yarışmada, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi'nden Cahit Kara Demir'in "Fegere" projesi birinciliğe layık görüldü.
Işık Üniversitesi'nden "Patates Olmak Çok Zor" projesiyle İlke İzgi ikinci seçilirken, Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Soner Sert "Alarga" projesiyle yarışmanın üçüncüsü oldu.
- "Sinema müthiş bir güce sahip"
TÜRSAK Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Yaşar, törende yaptığı konuşmada, 15 yıldır gençlerin sinemaya olan aşkına destek olmak için uğraşmaktan gurur duyduklarını söyledi.
Gençlere destek vermekten yılmayacaklarını ve hep yanlarında olacaklarını ifade eden Yaşar, yarışmanın bugüne kadar gelmesine katkıda bulunanlara teşekkür etti.
Genç bir sinemacı iken Türkiye'de sinema aşkının yaygınlaşmasına katkı sağlayan bir kurumun takipçisi ve 3 film birden seyrettiği günler olduğunu dile getiren Yaşar, şunları kaydetti:
"O zaman dünyada büyük bir iletişimsizlik vardı, kültürler, kıtalar, medeniyetler birbirlerini tanımıyorlardı. Sinema o kadar büyük bir olanaktı ki ben sinemaya aşık olduğum zaman inanamadım. Küçücük bir salona giriyorum ve Latin Amerika'nın hikayelerini dinliyorum, onların kahramanlarına üzülüyor, onların hikayelerine ağlıyor, seviniyor ve coşuyorum. Afrika'yı izliyor, onların yönetmenlerini tanıyorum. Avrupa'yı, İspanya'yı büyük yönetmenleri, büyük sanatçıları sinemayı sorgulayanları tanıyorum. O kadar zengin ve inanılmaz bir dünyaydı ki sinemanın bu yönüyle karşılaşmak beni büyüledi ve kendisine bağladı."
Daha sonra dünyanın birdenbire sinemada verilen bütün bu mesajları almaya başladığını, globalleşen dünyada kültürlerin birbirinden yararlanmaya başladığını belirten Yaşar, şöyle devam etti:
"Fakat sonra ne olduysa oldu ve kültürler yeniden ayrışmaya başladı. Çıkar çatışmaları, büyük devletlerin senaryoları ve ticaret kavgalarının sonuçları yeniden bir ayrışma dönemini başlattı. Kültürler tekrar farklılıkların üzerine vurgu yapan politikacılara teslim olmaya başladı. Sinema birdenbire dilini ve etkisini kaybetti. Popüler bir meta haline geldi, eğlence endüstrisinin bir parçası haline geldi. Şimdi tekrar kültürler, medeniyetler ve farklılıklar arasında diyaloğu kurma zamanı, burada sinema müthiş bir güce sahip. Hepinizden ülkenizin hikayelerini, sorunlarını, kahramanlarını anlatmanızı, insanlara onlarla aynı hikayelere sahip olduğumuzu, aynı göğün altında olduğumuzu, aynı insani damarlara tutunduğumuzu anlatmanızı istiyor ve size bunun için destek olmaya çalışıyoruz. Abdullah Oğuz arkadaşımız bugün jüri başkanı olarak 'o kadar güzel 3 tane film var ki muhteşem çok heyecanlandım' dedi. Size verdiğimiz destekten gurur duyuyorum. Bu desteğe katkıda bulunan herkese sonsuz teşekkür ediyorum. Gençlere verilen desteği kutsal bir destek sayıyorum."
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ise konuşmasında, şehirleri ayakta tutanın marka üretimleri olduğunu vurgulayarak, kentsel dönüşümle ilgili hazırladıkları kısa bir filmin beklediklerinden çok daha fazla etkili olduğunu anlattı.
Altı aylık bir çalışma sonucu 6-7 dakikalık bir film hazırladıklarını kaydeden Demircan, "Film için uzun uzun çalıştık ve sosyal medyada paylaştık. Tepkiler inanılmazdı. Üretmek kolaylaştı demek ki iş döndü dolaştı sanata, kültüre, tasarıma ve doğru iletişime yani sinemaya geldi, yani kısa film çekebilecek gençlere geldi. Elbette kültür ve sanatın farklılıklarının yaşadığı Beyoğlu'nun belediye başkanı olarak bunlara vurgu yapıyor ve konuşuyoruz. Ama refah olmadan, ekonomi olmadan da geleceği göremiyoruz onlar da geleceğe bakacaklar." diye konuştu.
Sinemanın ve kısa filmlerin bir konuyu anlatmanın en iyi yollarından olduğunun altını çizen Demircan, "Bütün dünya üretiminin ipek yolu bizim ülkemizden geçecek. Türkiye böyle bir geleceğe hazırlanıyor. Çin'den başlayan yeni ipek yolu bizim üzerimizden bütün Avrupa'ya ve dünyaya gidecek. Bu ticaret üssü yeni baharat yolları ve ipek yollarının yeniden geçeceği bir yerde gelecekte iletişimimiz güçlü bir ülke olmak zorundayız." ifadesini kullandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdür Yardımcısı Selçuk Yavuzkanat, "Gençlerimizin kendi hikayelerini hayata geçirme fırsatı yakaladıkları bunu da sinemanın en çok ustalık gerektiren dalı olan kısa filmlerle ortaya koymalarına imkan tanıyan bu tür etkinlikleri sinemacıların geleceğe yönelik motivasyonlarını arttırdığını düşünüyoruz." görüşünü dile getirdi.
Bakanlık olarak gençlerin desteklenmesine özel önem verdiklerini, verilen desteklerin tümünde özellikle gençlere alanlar ayırdıklarını ve bu desteklerin artarak devam edeceğini vurgulayan Yavuzkanat, "Genç sinemacıların verilen desteklerle ortaya koyduğu başarılı projeler hiç şüphesiz ki ileride nitelikli ve başarılı eserler olarak karşımıza çıkacak." dedi.
Konuşmaların ardından dereceye giren gençlere ödülleri takdim edildi. Hatıra fotoğrafı çekilmesinin ardından ödül alan 3 kısa film seyredildi.
Projelerini zamanında ve başarıyla hayata geçiren öğrencilerin filmleri, TÜRSAK tarafından gerçekleştirilen Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali'nde, Aralık ayında seyirciyle buluşma imkanı bulacak.