Kuveyt Türk Katılım Bankası Genel Müdürü Ufuk Uyan, katılım bankalarının halihazırda yüzde 4,8 olan pazar payının 2025'te yüzde 15 seviyesine çıkarılmasının hedeflendiğini belirterek, "Katılım bankalarının bu hedefe ulaşmak için hizmet modeli olarak konvansiyonel bankalara yaklaşmasını ve onlara benzemeye çalışmasını arzu etmeyiz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortaklığında "İnsani Finans" temasıyla düzenlenen Küresel Katılım Finans Zirvesi'nin ikinci gününde "İnsani Finans Öncüsü: Katılım Bankacılığı" başlıklı bir panel gerçekleştirildi.
Kuveyt Türk Genel Müdürü Uyan, panelde yaptığı konuşmada, katılım bankacılığı modelinin paylaşmayı, çalışmayı, üretmeyi, birlikte kazanıp bölüşmeyi hedefleyen insani finans sisteminin en önemli uygulama alanı olduğunu ifade etti.
Paradan para kazanmanın amaçlandığı klasik finans modellerinin telafisi zor krizlere ve mağduriyetlere yol açtığını savunan Uyan, küresel finansal kriz ortamında, risk paylaşımını esas alan yapılarıyla insani değerler üzerinde uzlaşan katılım bankalarının, konvansiyonel bankalara kıyasla daha dayanıklı olduklarını kanıtladığını vurguladı.
Uyan, 2008 krizinde Wall Street Journal'ın "İslami bankacılık istiyoruz" şeklinde manşet attığını hatırlatarak, "Spekülatif işlemleri engellemesi, varlığa dayalı finansman sağlaması, finansal ürünlerin karmaşıklığını sınırlandırması, finansal hedeflerin yanı sıra değer odaklı hedefleri de benimsemesi gibi özellikler, katılım bankacılığının istikrarlı büyümesini destekleyici temel unsurlardır. Ayrıca, tüm finansal işlemlerin arkasında gerçek bir ticaretin olması, görece daha kaliteli ve sürdürülebilir bir aktif yapısına sahip olunmasını da sağlamaktadır." diye konuştu.
Türkiye'deki katılım bankalarının, sektöre yeni girişler de göz önünde bulundurulduğunda, iddialı hedefleri olduğunu belirten Uyan, katılım bankalarının halihazırda yüzde 4,8 olan pazar payının 2025'te yüzde 15 seviyesine çıkarılmasının hedeflendiğini aktardı.
Uyan, katılım bankalarının bu hedefe ulaşmak için hizmet modeli olarak konvansiyonel bankalara yaklaşmasını ve onlara benzemeye çalışmasını arzu etmediklerini vurgulayarak, "Katılım bankalarının etik, ilkeli ve değer odaklı özelliklerini muhafaza ederek ilerlemeleri ve bu alanlarda konvansiyonel bankalardan ayrışması gerekmektedir. Katılım bankaları, ilkelerinden ödün vermeksizin müşterilerinin ihtiyaçlarına İslami ürün ve hizmetlerle en iyi şekilde cevap vermeye devam etmelidir." şeklinde konuştu.
Bu noktada Kuveyt Türk'ün güzel bir örnek teşkil ettiğini dile getiren Uyan, 28 yıldır İslami ve insani prensiplere bağlı kalarak, bugüne kadar hiçbir şekilde müşterilerinden "hesap işletim ücreti" almayarak milyonlarca lira gelirden feragat ettiklerini söyledi.
- "İnsani finans sisteminin geleceği parlak"
Ufuk Uyan, Türkiye'de konvansiyonel bankacılık sektörü genelinde tüketici kredilerinin yarısını ihtiyaç kredileri oluştururken, bu oranın katılım bankalarında yüzde 9'lara düştüğünü, ayrıca katılım bankalarında yüzde 4 olan bireysel kredi kartlarının tüketici kredilerine oranının konvansiyonel bankalarda 6 katına çıktığını ifade etti.
Uyan, "Bu örnekler de göstermektedir ki katılım bankaları bireysel müşterilerini ihtiyacı olmayan harcamalara yönlendirmemekte, gereksiz tüketim alışkanlıklarından ve borç batağına saplanmaktan müşterilerini korumakta, bunun yerine gerçek bir ihtiyaç ve alım satım ürünü olan konut, taşıt ve diğer ürün ve hizmet ihtiyaçlarına faizsiz finansman desteği sağlamaktadır. Bu yaklaşımın temelini insani finans anlayışının oluşturduğu aşikardır." değerlendirmesinde bulundu.
Kuveyt Türk olarak son dönemde hız verdikleri girişim bankacılığı konusundaki çalışmalarının, paydaşı oldukları insani finans sistemi tanımına her açıdan uyduğunu kaydeden Uyan, kurdukları Lonca Girişimcilik Merkezi ile fikri olan girişimcilere fon ve mentorluk desteği sağlayarak ülke ekonomisinin sürdürülebilir refahını ve ekonominin üretim kapasitesini artırmayı hedeflediklerini kaydetti.
Uyan, Kuveyt Türk ailesi olarak, insanoğlunun varoluş gayesine ve fıtratına en uygun yöntemlerden biri olan insani finans sisteminin geleceğinin parlak olacağına inandıklarını ifade etti.
- "Ticari bankalar gibi hiçbir şey olmadan müşterinin cebine parayı koymuyoruz"
Albaraka Türk Katılım Bankası Genel Müdürü Melikşah Utku da katılım bankacılığının tanıtılmasının önemli olduğunu vurgulayarak, hem mevcut hem potansiyel hem de yeni katılım bankalarının tanıtımda aktif rol alması gerektiğini söyledi.
Utku, katılım bankacılığının en temel sıkıntılarından birisinin operasyonel yükler olduğunu vurgulayarak, “Biz ticari bankalar gibi, hiçbir şey olmadan müşterinin cebine parayı koymuyoruz. Arkasında ne tip bir işlem var, kim ne alıyor, kim ne satıyor kısmı var. Ciddi evrak yükümüz bulunuyor. Dijitalleşme ile birlikte birçok operasyonel yük halledilebilir olacak. Bunu yavaş yavaş görmeye başladık.” diye konuştu.
Farklı modeller kurmanın kolay olmadığına işaret eden Utku, “Ortaklık apayrı zihniyet, yapı gerektiriyor. Risk sermayesi, paylaşımı apayrı bir model gerektiriyor.” dedi.
Katılım bankalarının tek başına bu sektör için yetemeyeceğini aktaran Utku, sigortasının, sermaye piyasası ürünlerinin, borsa tarafının gelişmesi gerektiğini, bütün bunlar bir arada geliştiği zaman katılım bankacılığının payının hızlı bir şekilde yüzde 10-15’e çıkabileceğini söyledi.
Katılım bankacılığı ürünlerinin ekosistem içerisinde yatırım ve ticari bankacılığı arasında bulunduğunu ifade eden Utku, şunları kaydetti:
“İster istemez bu işin planlamasını çok doğru yapmanız lazım. 'Ürün geliştirin' demekle de olmuyor. Gerçekten mevzuatı, risk modellemesini kamu ile birlikte yapmanız lazım. Bunları yeni yeni öğreniyoruz. Bu bakımdan risk paylaşım esaslı proje, proje finansmanı, kar-zarar yapacaksanız, klasik ticari banka için yapılmış risk modellemesi içerisinde yaptığınızda yüzde 300’lere varan sermaye karşılığı ayırmanız gerekiyor, daha farklı bir model bulmamız lazım. Mesela, kar zarar gibi gelir, nakit akışı standart olmayan ürünleri nasıl paylaşacaksınız? Bu işin exim tarafında uygun ürün, pazar ve müşterinin olması lazım. Kolay adımlar değil. Bu alanda gelişmek için nitelikli yatırımcılara veya fonlara ihtiyaç var.”
- "(Kar-zarar ortaklığı) Reel sektör buna hazır değil"
Vakıf Katılım Genel Müdürü İkram Göktaş ise katılım bankacılığında yeni ürünlere ihtiyaç olduğunu belirterek, “Konvansiyonel ürünlerin dışında sermaye piyasası ürünlerinin ciddi anlamda hayatımıza girmesi gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Göktaş, Vakıf Katılım olarak yeni bir banka olmalarına rağmen kısa sürede ciddi anlamda farklı sukuklar ihraç ederek belli bir noktaya geldiklerini ancak bunun yeterli olmadığını söyledi.
Girişimcilere destek olmanın ortak iş yapma kültürü açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Göktaş, “Aslolan, insanı odağa koyduktan sonra sermaye piyasası araçlarını işin odağına koyarak bir noktaya gelmemiz lazım.” ifadesini kullandı.
Dünya genelinde en büyük sıkıntılardan birinin gelir adaletsizliği olduğuna dikkati çeken Göktaş, bunun çözülmesi gereken en önemli sorunlardan biri olduğunu, bu etkinliğin söz konusu sorunun çözümü için bir başlangıç olduğunu söyledi.
Göktaş, ortak iş yapmanın kolay olmadığını, tarafların tamamının bu kültüre sahip olması gerektiğini belirterek, “Kar-zarar ortaklığını biz reel sektör ile yapabiliriz. Yoksa 5 banka, kendi aramızda yapacağımız ortaklıkların çok bir anlamı yok. Reel sektörün buna çok hazır olmadığını görüyoruz.” dedi.
İstanbul Finans Merkezi’nin hükümetin önem verdiği bir proje olduğunu aktaran Göktaş, “İstanbul, coğrafi olarak avantajlı bir yerde. İstanbul’un, öncelikle İslami Finans Merkezi olma yolunda ciddi anlamda avantajlı olduğunu görüyorum. Bu kapsamda İstanbul’un önce İslami, sonra küresel finans merkezi olma yolunda önünde engel olduğunu düşünmüyorum.” şeklinde konuştu.
- “Kamu bu sektöre girdiğine göre demek ki birtakım açıklar var”
Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir de "Kamu, katılım bankacılığı sektörüne girdiğine göre demek ki sektörde birtakım açıklar ve yol alınması gereken mesafeler var. Kamu katılım bankaları olarak piyasadaki fon kullandırma noktasında çeşitliliği artırma açısından özellikle ortaklık noktasında biraz daha cesaretli davranmamız talep ediliyor. Bu konuda çalışmalar yapıyoruz.” şeklinde konuştu.
Özdemir, katılım bankacılığının öncelikle geçmişten de gelen kendi gücünü keşfetmesi gerektiğini söyledi.
- "Daha fazla hizmet kanalı açmaya ihtiyaç var"
Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürü Wael Abdulaziz Raies, Katılım bankaları olarak sundukları hizmetlerin hızı ve kolaylığını bankacılık sektörünün normlarının ilerisine taşımaları gerektiğini belirtereks, "Biz de Türkiye Finans olarak insani finansın insana hizmet ile gerçekleşebileceğini düşünüyor ve bu motivasyonla TFX Target, Bol Kepçe mevduat hesabı gibi yenilikçi ürün ve hizmetler geliştirmeye devam ediyoruz." dedi.
Wael Abdulaziz Raies, ticaretin her iki ucunda bulunan mevduat sahipleri ve fon kullanıcılarının en az sektör kadar olgunlaştığını ve sofistike olduğunu, pazardaki yüksek taleplere yanıt vermek amacıyla gelecek günlerde şubeler ve dijital kanallar aracılığıyla daha fazla hizmet kanalı açmaya ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
İngiltere'deki Durham İslami Ekonomi ve Finans Merkezi Direktörü Prof. Dr. Mehmet Asutay, insani finans kavramının insanın dışlandığı modern finans yaklaşımına bir alternatif olarak doğduğunu belirterek, "İnsani finans, kendi içinde ahlaki motivasyonlara sahiptir. İnsanların hayatlarını kolaylaştıran normatif bir anlayışa sahip insani finans, insanı tekrar merkeze alma yöntemidir." dedi.
Asutay, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortaklığında "İnsani Finans" temasıyla düzenlenen Küresel Katılım Finans Zirvesi'nin ikinci gününde yaptığı sunumda, insani finans kavramının insanın dışlandığı modern finans yaklaşımına bir alternatif olarak doğduğunu söyledi.
Asutay, "Ekonomilere baktığımız zaman milli gelir ülkedeki tüm üretimlerin ya da katma değerlerin toplanmasıdır ama öbür tarafta bir ülkedeki finans kurumlarının varlıklarını topladığınız zaman ülkenin milli gelirinden fazla çıkıyor. Burada matematiksel bir sorun var. Modern finans sisteminin kendi içinde oluşturduğu büyük bir değer var ama üretime, topluma katkısı son derece kısıtlı olan bir yapı var ortada." şeklinde konuştu.
Konvansiyonel finansın insanların yaşayışıyla hiçbir bağlantısı kalmamış, kendi egemenliğini dayandıran bir yapıya evrildiğini belirten Asutay, "İnsani finans, kendi içinde ahlaki motivasyonlara sahiptir. İnsanların hayatlarını kolaylaştıran normatif bir anlayışa sahip insani finans, insanı tekrar merkeze alma yöntemidir." dedi.
- "İnsani finansı küresel güçlere kolay kolay kabul ettiremeyiz"
Prof. Dr. Mehmet Asutay, Avrupa'da yaşanan krizlerin finans dünyasının kendisini sorgulamasına yol açtığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Kapitalizmin gelişmesi ve arkasındaki güç finansla ilgili pek çok şeyi yönlendiriyor. Yani biz insani finansı küresel güçlere kolay kolay kabul ettiremeyiz. Onlar sadece hegemonik sistemin içine gömülebilir formatlara sıcak bakar. Örneğin, İslami ticaret finansı modelleri bu bağlamda ele alınabilir."
Türkiye'de ve Müslüman ülkelerde devletin, tüm karar alma ve iletişim süreçlerinin merkezinde olduğunu vurgulayan Asutay, "Devlet her şeyin çok fazla merkezinde... Devlet, rollerinden bir kısmını sivil toplum kuruluşlarına verirse toplumu baz alan finans mekanizmaları gelişimini daha hızlı tamamlayabilir." dedi.
Kuveyt Türk Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Albayrak da küresel bankacılıkta yaygınlaşan etik bankacılık ve sosyal sorumlu bankacılık anlayışının Türk katılım bankalarında da benimsenmeye başladığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Etik bankacılık kavramı dünyada hızla gelişiyor. Global Alliance for Banking on Values isimli birliğin 127 milyar dolar büyüklüğü var. Bu birliğin milyonlarca müşterisi bulunuyor. Bu birlik, çevreden sosyal sorumluluk projelerine kadar pek çok alanda sorumluluk alıyor. Baktığınızda, bizde de bu anlayış katılım bankalarının özünde halihazırda var ve giderek gelişiyor. Hizmet paydaşlığı modelini uyguluyoruz."
Yorumlar