Orta Çağ Kalesi'nde bir müze: Residenz Muenchen
Yapı, 1385'te mütevazı bir Orta Çağ kalesi olarak inşa edildi ve hükümdarlar tarafından yıllar içinde genişletilerek, 1508'de Almanya'nın en büyük sarayı haline getirildi. Saray, 1918'de hanedanlık sona erene kadar işlevini sürdürdü.
Alman Wittelsbach hanedanı hükümdarlarının kraliyet sarayı "Residenz Muenchen" (Münih Rezidansı), yılın her ayında çeşitli ülkelerden binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Türklerin de yoğunlukla ziyaret ettiği, Almanya'nın en büyük şehir sarayı, mimarisi, oda süslemeleri ve eski kraliyet koleksiyonların oluşan sergileriyle tarih meraklılarının dikkatini çekiyor.
Rönesans'la başlayan, erken Barok ve Rokoko dönemlerinden Neoklasisizme uzanan geniş bir dönemi yansıtan sarayın odaları ve sanat koleksiyonları, Wittelsbach hanedanının seçici zevkine ve aynı zamanda politik hırsına ışık tutuyor.
11. yüzyıldan 1918'e kadar Bavyera'yı yöneten Wittelsbach ailesi, 400 yılı aşkın süre bu sarayı resmi ikametgah ve hükümet merkezi olarak kullandı.
Yapı, 1385'te mütevazı bir Orta Çağ kalesi olarak inşa edildi ve hükümdarlar tarafından yıllar içinde genişletilerek, 1508'de Almanya'nın en büyük sarayı haline getirildi. Saray, 1918'de hanedanlık sona erene kadar işlevini sürdürdü.
Binanın büyük bir kısmı İkinci Dünya Savaşı sırasında yıkıldı, 1945'ten itibaren bu bölümler yavaş yavaş yeniden inşa edildi. Bugün ise yapı birçok işleve sahip kompleksten oluşan dev bir sanat müzesi olarak sanatseverlerle buluşuyor.
Toplamda 10 avlu ve 130'un üzerinde odası bulunan saray, oldukça geniş bir bahçeye de sahip. En önemli bölümleri arasında Royal Court, National Theatre, Rezidens Theatre, Rezidenz Museum, Treasury ve Allerheiling Kirche yer alıyor.
Alman Wittelsbach hanedanı hükümdarlarının kraliyet sarayı "Residenz Muenchen" (Münih Rezidansı), yılın her ayında çeşitli ülkelerden binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Türklerin de yoğunlukla ziyaret ettiği, Almanya'nın en büyük şehir sarayı, mimarisi, oda süslemeleri ve eski kraliyet koleksiyonların oluşan sergileriyle tarih meraklılarının dikkatini çekiyor.
Rönesans'la başlayan, erken Barok ve Rokoko dönemlerinden Neoklasisizme uzanan geniş bir dönemi yansıtan sarayın odaları ve sanat koleksiyonları, Wittelsbach hanedanının seçici zevkine ve aynı zamanda politik hırsına ışık tutuyor.
11. yüzyıldan 1918'e kadar Bavyera'yı yöneten Wittelsbach ailesi, 400 yılı aşkın süre bu sarayı resmi ikametgah ve hükümet merkezi olarak kullandı.
Yapı, 1385'te mütevazı bir Orta Çağ kalesi olarak inşa edildi ve hükümdarlar tarafından yıllar içinde genişletilerek, 1508'de Almanya'nın en büyük sarayı haline getirildi. Saray, 1918'de hanedanlık sona erene kadar işlevini sürdürdü.
Binanın büyük bir kısmı İkinci Dünya Savaşı sırasında yıkıldı, 1945'ten itibaren bu bölümler yavaş yavaş yeniden inşa edildi. Bugün ise yapı birçok işleve sahip kompleksten oluşan dev bir sanat müzesi olarak sanatseverlerle buluşuyor.
Toplamda 10 avlu ve 130'un üzerinde odası bulunan saray, oldukça geniş bir bahçeye de sahip. En önemli bölümleri arasında Royal Court, National Theatre, Rezidens Theatre, Rezidenz Museum, Treasury ve Allerheiling Kirche yer alıyor.
Alman Wittelsbach hanedanı hükümdarlarının kraliyet sarayı "Residenz Muenchen" (Münih Rezidansı), yılın her ayında çeşitli ülkelerden binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Türklerin de yoğunlukla ziyaret ettiği, Almanya'nın en büyük şehir sarayı, mimarisi, oda süslemeleri ve eski kraliyet koleksiyonların oluşan sergileriyle tarih meraklılarının dikkatini çekiyor.
Rönesans'la başlayan, erken Barok ve Rokoko dönemlerinden Neoklasisizme uzanan geniş bir dönemi yansıtan sarayın odaları ve sanat koleksiyonları, Wittelsbach hanedanının seçici zevkine ve aynı zamanda politik hırsına ışık tutuyor.
11. yüzyıldan 1918'e kadar Bavyera'yı yöneten Wittelsbach ailesi, 400 yılı aşkın süre bu sarayı resmi ikametgah ve hükümet merkezi olarak kullandı.
Yapı, 1385'te mütevazı bir Orta Çağ kalesi olarak inşa edildi ve hükümdarlar tarafından yıllar içinde genişletilerek, 1508'de Almanya'nın en büyük sarayı haline getirildi. Saray, 1918'de hanedanlık sona erene kadar işlevini sürdürdü.
Binanın büyük bir kısmı İkinci Dünya Savaşı sırasında yıkıldı, 1945'ten itibaren bu bölümler yavaş yavaş yeniden inşa edildi. Bugün ise yapı birçok işleve sahip kompleksten oluşan dev bir sanat müzesi olarak sanatseverlerle buluşuyor.
Toplamda 10 avlu ve 130'un üzerinde odası bulunan saray, oldukça geniş bir bahçeye de sahip. En önemli bölümleri arasında Royal Court, National Theatre, Rezidens Theatre, Rezidenz Museum, Treasury ve Allerheiling Kirche yer alıyor.