14-20 Ağustos haftasına astrolojik bakış
14-20 Ağustos 2022 = “Neye niyet, neye kısmet!”
“Hiçbir şeyi geri almayı bekleme,
Yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme,
Ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme,
Daireyi tamamla,
Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul.
Geçmişte olduğun kişiyi bırak ve şu anda kimsen o ol.”
-Paulo Coelho-
-2022 yılının 33. Haftasına, kim olduğumuza dair hatıralarımızla kim olabileceğimize ilişkin potansiyeli nitelendiren, su elementinin koruyucu- besleyici doğasında derin, sezgisel bir ritimde başlıyor ve aklın ötesine geçen bilişle bağlantılı hava elementinin objektif-sosyal- şeffaf doğasında haftamızı nihayete erdiriyoruz, bu bağlamda haftanın anahtar sözcüğü: “akış”.
Doğum-ölüm döngüsünün çarkıfeleği hızla dönerken bakalım her birimizin kısmetine ne(ler) isabet ediyor bu akıştan? Aklımızın, kalbimizin ve irademizin gücünü iyi yönelebileceğimiz hafta süresince niyetlerimiz doğrultusunda açılan kapıların farkında olalım.
Yılın 33. Haftası gökyüzünde ,3’te 3, gezegenlerin üçgen açı dinamiklerinin aroması hakim;
15 Ağustos Pazartesi: Mars-Plüton
16 Ağustos Salı: Merkür-Uranüs
18 Ağustos Perşembe: Venüs-Jüpiter, gezegenlerinin arasında var olan üçgen açı dinamiklerini bir Kızılderili özdeyişiyle şöyle özetleyebiliriz: “Erteleme, gözünde büyütme, görmezden gelme, harekete geç.”
Üçgen açı dinamikleri; “Jüpiter” gezegeninin doğasındadır. Bu bağlamda hafta boyunca merhametli bir akışta olmanın yanı sıra öz doğal yeteneklerimizi içsel bir motivasyonla harekete geçirebileceğimiz fırsatların bize sunulması olası olabilir, aniden önünüzde dört yapraklı bir yonca belirebilir, görmeye hazırsanız.
Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay ise, Kova (Saka) burcundaki “diriliş” dolunayı;
Bizlere, “Seçeneklerin sadece bir illüzyondan ibaret olduğunu ve içsel olarak zaten ne gerçekleştirmemiz gerektiğini bildiğimizi” ışımakta ve zihnimizi özgür bırakmamızın önemini işaret etmekte idi öz ve yalın olarak bu süreci ‘Matrix Resurrections’ filminin hikayesiyle bağdaştırmıştık, dolunayın aydınlattığı ve farkındalık zeminimizi genişlettiği alanlardaki sürecimiz devam ediyor, dönüşümün hızla ivme kazanacağı bu Ay döngüsü 12 Mayıs 2023 tarihinde Ay ve Güneş’in son kare açısı ile nihayete eriyor…
19 Ağustos Cuma günü (07:35) Boğa burcunda tezahür eden son dördün ay fazıyla 22 Mayıs 2020 tarihinde Ay ve Güneş’in birleşmesiyle başlayan Ay Döngüsünün ödüllerini almaya hazır mıyız? Şöyle bir maziye uzanalım ve 22 Mayıs 2020- 19 Şubat 2021 zaman aralığında toprağa ektiğiniz tohumların, yeni başlattığımız her şeyin muhasebesini 19 Kasım 2021 tarihinde Boğa burcundaki Ay Tutulmasıyla gerçekleştirmiş belki hafif revizyonlar yaparak yolumuza devam etmeyi seçmiş idik, şimdi bu Ay Döngüsünde Ay ve Güneş son tangosunu tezahür ettiriyor ve 22 Mayıs 2020 tarihinde başlayan Ay Döngüsü yavaş yavaş son buluyor.
Işığın Savaşçısının Yeni Hikayesi: “Uzun İnce Bir Yoldayım”
(Mars İkizler Burcunda 20 Ağustos 2022- 24 Mart 2023/
30 Ekim 2022-13 Ocak 2023 geri (Retro) harekette)
Haftanın son günü (20 Ağustos Cumartesi) ise eylem fonksiyonumuz Mars, gezegeni “Uzun ince bir yoldayım” diyerek İkizler burcunda bilgi yönündeki iştahını doyasıya doyurmaya hazırlandığı seyahatine başlıyor.
Eril nitelikteki gece gezegeni Mars’ın sıcak ve kuru doğasını tanımlayabilecek en önemli iki anahtar kelime: “enerji” ve “hareket/eylem”dir.
Bir şeyi istediğimizde bunu elde etme yönünde nasıl bir hamle gerçekleştireceğimizin belirleyicisi Mars gezegenidir.
Mars gezegeni, genel olarak, kendimizi nasıl ortaya koyduğumuz, sınırlarımızı nasıl korumayı seçtiğimiz, cinsel enerjimizi (yaşam enerjimiz) nasıl ifade ettiğimiz, irademizin gücü, ve kardeşlerimizle olan bağımızın niteliğiyle ilişkilidir.
Biraz daha üst bir perdeden bakarsak, Mars bir burç sürecindeki yolculuğunu yaklaşık olarak “40” günde tamamlar tıpkı bedenlerimizin kan dolaşımında her bir hücreyi yenilemesinin “40” güne tekabül etmesi gibi! Bu bağlamda herhangi bir eylemi hücresel boyutta bir alışkanlık ritmine dönüştürmek istiyor isek bu eylemi düzenli bir şekilde “40” gün uygulamamız gerekir.
Öz olarak; eylemlerimizle (söz de bir eylemdir) dokuduğumuz yaşam döngümüzde bireysel zeminlerimizde geçmişin üzerinden geleceğimizin gidişatına karar verme mercimiz de Mars gezegeniyle bağdaşmaktadır.
Işığın Savaşçısı Ares (Mars gezegeni), hava elementinin değişken nitelikteki burcu İkizler’in meraklı doğasında, eylemlerimizdeki ikirciklilik dozunu arttıracaktır. Karar verme süreçlerimiz uzayabilir, iki seçenek arasında bocalayabiliriz. Konsantre olmamız pek kolay olmayabilir. Bunun yanı sıra somut maddi boyuttaki eylemlerin yerine sözün gücünün, dilimizin keskinliğinin ön planda olacağı çok yönlü, esnek bir yolculuğa başlıyoruz. Eylemlerimize mantığımızın ve rasyonel aklımızın yön vereceği hızlı ve kıvrak manevralar alacağımız yeni bir hikaye yaratmaya hazır mıyız?
Haftanın başlangıç günü (14 Ağustos Pazar): Haftaya Güneş ile Satürn gezegenleri arasındaki düelloyla başlıyoruz (Güneş-Satürn karşıt açısı).
Baş öğretmenimiz benliğimizin öz ışığının “eril” yönünü sınava tabi tutuyor.
Eril enerjimizin gölge unsurlarının aydınlanarak “verme” eylemine yönelik nasıl bir bilinçsel tutum geliştirdiğimize ilişkin farkındalığımızın genişleyebileceği nasıl inisiyatif aldığımıza ilişkin sınırlarımızın test edilebileceği, özümüzdeki “baba” arketipinin niteliklerinin kimlik duygumuz üzerindeki iradesini görebileceğimiz güçlü bir gün deneyimliyoruz.
Ay (dolunay fazında), Zodyak çemberinin ‘evrensel sevgi’ boyutunu ışıyan dişil/su elementi niteliğinde, bizlere sınırsızlığın yaratıcı gücünü işaret eden şefkatli, merhametli, özverili, gizemli, yaratıcı doğasıyla ‘insan bilinci’ ile ‘evrenin sonsuz bilinci’ arasındaki yanılsamaları çözümleyen Balık burcunun engin okyanusunda lütufkar kulaçlar atarken başlıyoruz. Şafağın ilk ışıklarını ön görmediğimiz bazı gelişmelerle karşılayabiliriz (Ay-Uranüs sekstil açısı). Ufkumuzu genişletebilecek yeni bir formda, alışılagelmişin dışında bir sistematikte zihnimizin kapısını yeni düşüncelere açarsak, günü daha esnek bir ritimde değerlendirebiliriz. Ardından Ay ışığını Balık burcunda geri hareketini sürdüren kozmik antenimiz Neptün gezegeniyle birleştirirken, duygularımızı daha iyi anlamlandırabileceğimiz meditatif bir süreç deneyimliyoruz. Zihnimizi dinlendirmek adına verimli bir vakitteyiz. 18.11 civarında Plüton ile dayanışma gerçekleştiren Ay (Ay-Plüton sekstil açısı) hızlı bir serüvene başlamadan biraz dinlenmeye çekiliyor
18.11-23.43 Ay boşlukta: Ay, gezegenlerin ışıklarını birbirine aktarma misyonuna ara verdiğinde enerjisi çok güçlü ancak enerjinin akış yönü, gideceği -varacağı yön belirsizdir. Bu süreçte benliğimizin derinliklerine ilişkin çok önemli içgörüler geliştirebiliriz, bu bağlamda meditasyon süreçlerinde derinleşmek adına en ideal zaman süreçleridir.
“Kainat yekvücut, tek varlıktır.”
Şems-i Tebrizi
Haftanın ikinci günü (15 Ağustos Pazartesi): Nerede hareket, orada bereket ! Haftanın 2., çalışma ve iş haftasının ilk gününe liderlik bilincimizin tetiklendiği, hızlı, motive edici duyumlarla başlıyoruz.
Ay (öğlen 12:52’den itibaren Küçülen Ay Fazında), hayat döngülerimizden edindiğimiz tecrübeleri paylaşmak, bir diğerine ilham olmak adına yeni deneyimlere gözü kara bir ritimde atılım gerçekleştirme potansiyelimiz tetikleniyor.
Işığın savaşçısı Ares ile Yeraltı diyarının adaletli hükümdarı Hades arasındaki lütufkar sohbetin ana teması: öz misyonumuzu tezahür ettirdiğimiz dinamiklerin ana motivasyon kaynakları. (Mars-Plüton üçgen açısı). Boğa burcundaki Mars gezegeni Satürn gezegeninin (kısmi asalet) tonunda, Oğlak burcunda geri hareketini sürdüren Plüton gezegeni ise Mars gezegeninin tonunda(kısmi asalet) konuşmakta. Özellikle yaşam döngümüzün omurga hattında yeniden revize edilmesi gerekenleri ele almak, yeniden yapılandırmak adına çok güçlü bir süreçteyiz, bu açı dinamiğinin tesirini hafta sonuna değin duyumsuyoruz.
Ay, Koç burcunun ilham veren yenileyici doğasında, ışığını Jüpiter gezegeniyle birleştirmeden hemen önce Venüs gezegeniyle lütufkar bir sohbet gerçekleştiriyor (Ay-Venüs üçgen açı dinamiği), kendimizle olan ilişkimizde dolayısıyla tüm canlı-cansız varlıklarla deneyimlediğimiz ilişki dinamiklerinde tatlı bir enerji akışı hakim. İçsel mutlu olma halimizi besleyici eylemlere yönelebilir, kendimizi sanat aracılığıyla çoşkulu bir ritimde ifade edebiliriz. Artemis, Zeus ile Afrodit’in şahitliğinde, kafa kafaya verdiğinde (Ay-Jüpiter birleşimi Koç burcunda, Venüs gezegeninin kısmi asalet ışığında), daha önce cesaretimizi uyandıramadığımız bazı girişimleri şimdi gerçekleştirmek adına yeniden bir kapı aralandığını fark edebiliriz. Ay, gökyüzünün bilen kişisi Kiron ile ışığını birleştirme yönünde kendinden emin adımlarla hızla yol alırken sevginin kainattaki tek iyileştirici güç olduğunu derinden hissedebileceğimiz, sevmenin ve sevilmenin tadını çıkarabileceğimiz bir süreçteyiz.
Genel olarak, içsel potansiyelimizde/tohumumuzda var olan içsel bilgeliği maddi alemde ortaya koyabilmemiz adına hayat/yaşam bize çeşitli kapılar aralayacak önemli olan o kapıdan içeri adım atma yönünde risk almak ve cesaretimizi ete kemiğe büründürebilmek.
"Hiç aklından çıkarma genç adam:
Öğretmenler kapıyı açar, içeriye kendin girersin."
-Chen Hai Yang-
Haftanın ortasına vardığımızda (16 Ağustos Salı): Yaşam döngümüzeki yerimize, konumumuza ilişkin inançlarımızda; “Dediğim dedik, çaldığım düdük” motivasyonunda olabiliriz.
Ay (küçülen ay fazında), Koç burcunun inovatif doğasında biraz inatçı ve “ben” bilirim edasıyla ışığını küçültürken, bilebileceğimiz tek şeyin hiçbir şey bilmediğimiz olduğunu Kiron ile ışığını birleştirdiğinde fark ediyor ve Kronos ile iş birliği gerçekleştirdikten sonra biricik yegane aşkı Güneş’i valse davet ediyor.
(Ay-Kiron birleşimi / Ay-Satürn sekstil / Ay-Güneş üçgen açı dinamikleri).
Günün akışında akılcıl girişimlerimizde bize ön ayak olabilecek bireylerle diyaloglarımızı kuvvetlendirebiliriz. Zeus’un şimşekleri yeni olasılıkları fark edebilmemiz adına güçlü bir ritimde yolumuza ışık olmakta.
Başak burcunun ikinci dekanında yolculuğuna devam eden Merkür gezegeniyle, Boğa burcunun ikinci dekanında sıradışı yolculuğuna devam eden Uranüs arasındaki lütufkar sohbet (Merkür-Uranüs üçgen açısı), kaynaklarımıza ilişkin (özellikle maddi boyutta) farklı bir stratejiyle yolumuzda ilerleme yönünde seçim yapmamızın daha mantıklı ve kazançlı olabileceğini işaret etmekte.
Maddi kaynaklarımızın sepetini çeşitlilikle zenginleştirme yönünde daha önce denemediğimiz bir plan tezahür ettirmek adına cömert bir akış hakim.
23.17 de Artemis, Hades ile uzlaşma niyetinde (Ay-Plüton kare açısı), bilinçdışında atıl bir şekilde beslenen duygularımızın , eylemlerimiz üzerindeki sınırlayıcı tesirlerini duyumsayabilir, biraz iç sıkıntısı, basınç hissedebiliriz, Ay’ın Plüton ile kare açısının ardından yarın sabaha kadar boşlukta yol alacağını göz önüne aldığımızda, günü “derin dinlenme” ve/veya “Yoga Nidra” uygulamalarıyla zenginleştirerek nihayete kavuşturmak rahatlatıcı olabilir (23.17-05.22 Ay, Koç burcunda boşlukta).
“Kapı açılır sen yeter ki vurmayı bil, ne zaman açılır bilemem,
sen yeter ki o kapıda durmayı bil.”
Hz. Mevlana
Haftanın dördüncü gününe (17 Ağustos Çarşamba): Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay, saf bir ben bilincini nitelendiren Koç burcunun vahşi coğrafyasında boşlukta salınmakta iken başlıyoruz, taaaa ki 05.22 de Boğa burcunun güzel bahçesine huzurlu bir adım atıncaya değin.
Sabah saatleri, meditasyon süreçlerimize mantraları entegre etme anlamında verimi bir akış vaat ediyor (Özellikle “Har Har Mukanday” mantrasıyla çalışabiliriz). Boğa burcunun verimli, bereketli topraklarında istikrarla ışığını küçülten Ay (küçülen ay fazında), Aslan burcundaki Venüs ile uzlaşı yönünde ilerliyor (Ay-Venüs kare açı dinamiği). Maddi boyuttaki varlıklarımızın gelecek projeksiyonuna ilişkin planlarla zihnimizin meşgul olabileceği günün akışında, Merkür ile Venüs & Jüpiter ile Satürn gezegenleri arasındaki yarım kare açı (45 derecelik açı) dinamikleri dikkat çekmekte. Günün akışında “Venüs” gezegenin hakim enerjisini sezmekteyiz. Venüs gezegeni, Aslan burcunun ilk dekanındaki (Satürn gezegeni yönetiminde) yolculuğunu kendi kısmi asaletinde sürdürmekte.
Cebimizdeki materyal kaynaklarımızı, bize kısa süreli zevk ve haz verebilecek maddi nesnelere yönelik çekim hissederek, çarçur etme potansiyelimiz yüksek olabilir. Sevgimizi cömertçe paylaşmak ve eş zamanlı olarak sevdiklerimiz tarafından biraz pohpohlanma ihtiyacı hissedebiliriz ancak Artemis, Afrodit ile uzlaşı niyetinde ilerlediğinden, (Ay-Venüs kare açısı), sevgi ihtiyacımızı biraz hırçın ve dominant bir şekilde ifade edebilir, sevgimizi sözcüklerin zemininde ifade etmekte güçlük deneyimleyebiliriz.
Haftanın en lütufkar gününe (18 Ağustos Perşembe): İçsel derin bir huzur ve şükran duyumsayarak başlıyoruz. Sahip olduğumuzu zannettiklerimiz kadar bugüne değin isteyip de gerçekleştiremediklerimiz adına da şükür bilincinde var olabiliyor muyuz?
Keyiften dört köşe olabileceğimiz günün akışına en tatlı biçimde aromasını sunan gezegen Venüs, öz değer bilincimizin barometresini yoklamakta.
Ay (küçülen ay fazında), Bahar’ın Güneş’inin simgesi Boğa burcunda tahtına yerleşmiş bir kraliçe edasıyla öz’e güvenle ışığını küçültürken oldukça değişken/ dalgalı bir rota izleyebilir nitekim Boğa burcunun ikinci dekanı Ay yönetimindedir, Ay’ın rotası şöyle: Kuzey Ay Düğümü ve Uranüs gezegenleriyle ışığını birleştirdikten sonra Başak burcundaki Merkür gezegeniyle üçgen, Kova (Saka) burcunda geri hareketini sürdüren Satürn gezegeniyle de kare açı dinamiğini aktifleştirecek . Ay’ın bu rotasını şöyle özetleyebiliriz:
“Yaşamın bize sunduklarına ilişkin bir gurme bilinciyle eylemde olmayı seçebiliyor muyuz?”
Ay’ın dispozitörü ( yönetici gezegeni) Venüs gezegenin(Aslan burcunda) Jüpiter gezegeniyle (Koç burcunda) kurduğu üçgen açı dinamiği; kendi sahnemizde öz’e güvenerek başlatacağımız her şeye yönelik zihinsel-duygusal-fiziksel-spiritüel boyutlarda yeni açılımlar vaat etmekte.
İçsel dünyamızda uyumu ve barışı var edebilmek adına önümüze sunulan deneyimlerin farkında olalım. Hayata atfettiğimiz anlamla olan ilişki boyutumuzu da daha geniş bir boyutta mercek altına almak isteyebiliriz. İçselleştirdiğimiz inançların somut formdaki tezahürlerini nasıl yaşam döngümüze çektiğimizi farkına varabiliriz.
Kainatın büyük senaryosundaki rolümüzü daha geniş bir kapsama alanında görme şansını kullanacak mıyız?
Günün akışında, aklımızın hesap edemediği bazı koşullar, aldığımız kararları yeniden değerlendirmemize vesile olurken, öz olarak her ne olursa olsun yine de her an yaşamın güzelliğinin keyfini duyumsayıp duyumsayamadığımızı içsel bilincimizle değerlendireceğimiz lütufkar bir süreçte var oluyoruz.
Haftanın en güzel günü (19 Ağustos Cuma): 07.35’de Boğa burcunun 3. dekanında (Satürn gezegeni yönetiminde) tezahür eden son dördün ay fazı (Ay-Güneş karesi) beraberinde 19 Kasım 2021 tarihinde gerçekleşen Boğa burcundaki Ay Tutulmasında aydınlanan toplumsal boyuttaki özellikle yeniden yapılandırmamız gerekirken ertelediğimiz tüm gerçeklikleri yeniden gündemimize taşıyor, gerek toplumsal gerek bireysel sahnemizde bizi beslemeyen her şeyi geride bırakma vakti! Şimdi 22 Mayıs 2020 tarihinde başlayan Ay Döngüsünde son olarak neleri derleyip toparlamamız gerektiğine ilişkin bir kriz deneyimi yaşantılıyoruz. Her krizin (manevi- maddi boyutta) her daim yepyeni bir fırsat sunduğunu hatırlayalım. Ay, Plüton gezegeniyle üçgen açıya doğru kendinden emin sağlam adımlarla yol alırken, yenilememiz gereken her şeye dair içsel bir güç duyumsuyoruz, hemen akabinde yarın (20 Ağustos Cumartes/ 10.56) İkizler burcundaki yolculuğuna başlayacak Mars ile enerjisini birleştiren Ay, “Tam gaz ileri!” diye seslenmekte, öz enerjimizle nereye, nasıl bir yatırım gerçekleştireceğimizden emin isek, bu enerjiyi geçmişi bütünüyle geride bırakmak adına çok verimli bir şekilde değerlendirebiliriz. Ancak, enerji yatırımımızı nereye yapacağımızı bilemiyorsak, içsel dünyamızda anlamlandıramadığımız enerji yoğunluğunu, dış dünya tezahüründe agresif boyuttaki olay/durum deneyimlerini kendimize çekmemize sebebiyet verebilir.
Ay, 14.07-15.07, zaman diliminde ışıkları birbirine aktarma misyonuna ara vererek (Ay boşlukta), Boğa burcunun güzel bahçesinde iç sesini dinlemeye çekiliyor.
Bizlere anın bilgisini sunan İkizler burcunun değişken rüzgarlarında, esnek bir ritimde sörf yapamaya başlayan Ay, ilk olarak Koç burcundaki bilen kişi Kiron ile yarım kare açısını kesinleştiriyor ve yarın sabahın ilk saatlerinde (05.56) Jüpiter gezegeniyle sekstil açısını kesinleştirmeye doğru yol alıyor. İkizler burcunun ilk dekanı Jüpiter gezegeninin yönetimindedir, bu bağlamda iletişim boyutunda açılan bir bilgi, kendimizle olan ilişkimize ilişkin bir merhem vazifesi niteliğinde olabilir.
Haftanın son günü (20 Ağustos Cumartesi): Dayanışma ve iş birliği günü.
Kıvrak zekayı, daimi bir öğrenci ruhunu simgeleyen İkizler burcunda merakla ışığını küçülten ay (son dördün fazında), adeta bir kelebek misali oldukça hızlı, neşeli, renkli, paylaşımcı, biraz da şaşaalı olabilecek sosyal bir akışı vurgulamakta.
Ay, öncelikle Jüpiter gezegenine destekçi bir tonda dokunduktan sonra Venüs gezegeniyle de iş birliğine açık diyaloğunun ardından Kiron ile de dayanışma bağı kurduğunu görüyoruz (Ay-Jüpiter sekstil & Ay-Venüs sekstil & Ay-Kiron sesktil açı dinamikleri).
Değer verdiğimiz ve değer gördüğümüz bireylerle sevgi dolu deneyimlere açık olduğumuz günün akışında eylem fonksiyonumuz, Mars gezegenin de İkizler burcundaki uzun yolculuğu başlıyor (bu transit ile ilgili detaylı bilgi yazının giriş bölümünde yer almaktadır). Bu bağlamda düşüncenin gücünü, bilginin yeni bağlar dokuyan, yeni yollar açan niteliğini deneyimlemeye başlarken dört düşünüp bir konuşmak yerinde olabilir.
Işık Olsun!
Özge Genlik - Mistikalem.com
- 26 Ocak 2025
- 14 Ocak 2025
- 19 Aralık 2024
- 15 Kasım 2024
- 01 Kasım 2024
- 21 Ekim 2024
- 01 Ekim 2024
- 18 Eylül 2024
- 03 Eylül 2024
- 25 Temmuz 2024
- 01 Haziran 2024
- 20 Mayıs 2024