Sevgili okurlar 2023 yılına merhaba dememize sadece 10 haftamız var. 2022 yılının 42. Haftası, bizleri özellikle zihinsel boyutta bir “ateşkes” sürecine davet etmekte.
İş/çalışma haftasının ilk gününün (17 Ekim Pazartesi) akşam saatlerinde (20.16) netleşen Ay-Güneş kare açısı ile (Son Dördün Ay fazı) 20 Temmuz 2020 tarihinde Ay ve Güneş’İn Yengeç burcunun son derecelerinde (28° 26’) birleşimiyle başlayan Ay Döngüsü kapanıyor. Şöyle hafızamızda kısa bir yolculuğa çıkalım 20 Temmuz 2020 tarihinde Yengeç burcundaki Ay-Güneş birleşimi (Yeniay) Satürn ile karşıt açı ilişki kurmakta idi ve bu süreç kısıtlayıcı / zorlayıcı / engelleyici koşullara işaret ederken sessizce sabırlı olabilmenin önemini vurgulamakta idi.
Haftanın son gününü (22 Ekim Cumartesi) 2022 yılının 43. Haftasına bağlayan ilk günün dakikalarında (23 Ekim Pazar- 00.17-) tezahür eden Venüs-Güneş birleşimiyle ilişki zeminlerimizde çok güçlü iz bırakacak nitelikte yeni bir döngüye başlıyoruz. Terazi burcunun 29. derecesinde Işığın Savaşçısı Ares’in şahitliğinde (Mars gezegeninin kısmi asalet ışığında), Jüpiter gezegenin dekan yöneticisi olduğu derecede gerçekleşen bu dış birleşim bir dolunay etkisiyle ilişki dinamiklerimizde güçlü bir değerlendirme gerçekleştireceğimizi ve ‘Sevgi’nin iyileştirici ve yenileyici gücünü daha yoğun bir şekilde duyumsayacağımıza, sevginin sonsuz ışığının eylemlerimize yön vereceğine işaret etmekte.
Haftanın başlangıç günü (16 Ekim Pazar): Bizleri zaman boyutuna boyutuna bağlayan gölgemiz Ay’ın ışığı ,Küçülen Ay fazından, Son Dördün Ay fazına doğru Yengeç burcunun soğuk, nemli, ve temiz sularında hassas bir ritimde kulaç atarken, bir diğerinin ihtiyaçlarını tam anlamıyla idrak ederek anlayışlı olabilmemiz için öncelikle benliğimizin öz ihtiyaçlarına ne ölçüde duyarlı olduğumuzu içsel olarak değerlendirmemizin önemini vurguluyor (Ay-Merkür & Ay-Kiron (Chiron) kare açı dinamikleri). Gökyüzünün Bilen Kişisi Kiron (Chrion), “Bir diğerine merhametin göstermenin kökü kendine anlayışla dokunmaktan filizlenir” diyor. Günün akışında kendimizi zihinsel ve duygusal boyutta güzelliklerle beslemeye özen göstermemiz işlevsel olacaktır.
”Benim hayatımı yargılamadan önce benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan geç…
-Kızılderili Atasözü-
Haftanın ikinci günü (17 Ekim Pazartesi): İş/çalışma haftasının başlangıç günü bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay, su elementinin dişil, öncü nitelikteki burcu Yengeç’te Son Dördün Ay fazında (Ay-Güneş kare açı dinamiği), 20 Temmuz 2020 tarihinde başlayan Ay Döngüsünü nihayete erdirirken, ödüllerimizi alma zamanı! Özellikle şafak vaktinde netleşen Ay’ın kozmik dehamızı simgeleyen Uranüs ile dayanışması (Ay-Uranüs sekstil açı dinamiği) üzerine yoğunlaştığımız mevzulara gökkuşağının renkleriyle yepyeni bir bakış açısı kazanmamıza araç olabilecek fikir tohumlarını fark etmemize öncülük edebilir. Akşam saatlerinde ise (19.00’dan sonra) Artemis (Ay) öncelikle Terazi burcunda Güneş’in ışınları altında yanıp kavrulan güzeller güzeli Afrodit ile uzlaşma masasına oturduktan (Ay-Venüs kare açı dinamiği) hemen sonra Balık burcunun özverili sularında geri hareketini sürdürmente olan Neptün gezegenine lütufkar bir tonda dokunuyor ve eş zamanlı olarak (Ay-Neptün üçgen açı dinamiği) , biricik -yegane aşkı Güneş ile uzlaşı arayışına koyuluyor (Ay-Güneş kare açı dinamiği -20.16-) ve son olarak yeraltı diyarının adaletli hükümdarı Hades’in huzuruna çıkıyor (Ay-Plüton karşıt açı dinamiği) Ay’ın bu rotası; bireysel sınırlarımızın farkındalığına yeni bir perspektif kazandırırken en derinlerde bekleyen ilgiyle, sevgiyle beslendikçe büyüyebilecek potansiyelimize ışık tutmakta. Konfor alanımızın çemberinden çıkabilmek adına sessiz atın çiftesi pek olur misali olay deneyimlerini yaşam döngümüze çekmemiz olası olabilir, böylelikle pasif-agresif bir tutumla kendi öz gücümüzü manipüle ettiğimiz alışkanlıklarımıza ilişkin derin bir farkındalık geliştirebiliriz.
Ay, 23.56 dan itibaren 18 Ekim Çarşamba 07.44’e değin insanlığın burcu olarak nitelendirilen Yengeç burcunun anlayışlı sularında sezgisel bir ritimde kulaçlar atarak ışığını hiçbir gezegenin ışığına temas etmeksizin (Ay boşlukta) küçültürken bizler de bu süreç zarfında hayal gücümüzün enginliğine doğru kulaç atabilir, yoga pratiğimizde, meditasyon uygulamalarımızda derinleşmeyi araştırabilir, uykuya geçişten önce farkındalığın sessiz alevi; Yoga Nidra
uygulaması gerçekleştirebiliriz.
”Yoga uygulamasını bir tür jimnastik sanmaları çok yazık. Oysa hücrelere, zihne ve ruha hitap eder; insanı tüm varoluşuyla muhattap alır.”
Bellur Krishnamachar Sundararaja Iyengar-
Haftanın ortasına vardığımızda (18 Ekim Salı): Yeni günümüze Ay (Son Dördün Ay Fazında), Yengeç burcunda boşlukta başlıyoruz, bireysel farkındalığımızı besleyici nitelikte uygulamalarla Güneş’i selamlamamız işlevsel olabilir. Saatler 07.44’ü gösterdiğinde bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay, tek ısı ve ışık kaynağımız Güneş’in yöneticisi olduğu Aslan burcunun harlı alevli fırınına doğru, özümüzdeki yaratıcı enerjiyi tetikleyici nitelikte cesaretli ve yürekli adımlarla, ilerliyor. Cesur yürek Aslan burcunun cömert doğasındaki Ay, ilk olarak Koç burcunda geri hareketini sürdürmekte olan Jüpiter gezegenine lütufkar bir tonda dokunuyor (Ay-Jüpiter üçgen açı dinamiği). Ön planda yer almak istediğimiz, yaratıcı fikirlerimizi evrensel kardeşlik ailemizle paylaşmak istediğimiz her zeminde şimdi özümüzdeki Güneş’in eşsiz ışığını cesaretle ortaya koyma vakti!
Günün akışı boyunca Apollo (Güneş) ile Ares (Mars) arasındaki lütufkar diyaloğun tesiri altındayız (Güneş-Mars üçgen açı dinamiği) . Bu bağlamda hedeflerimize konsantre olmamız, istek ve hedeflerimiz yönünde kararlı, cesur başlangıçlar gerçekleştirebileceğimiz bir atmosferdeyiz. Geleceğe yönelik hedeflerimize ilişkin bugün nerede olduğumuzu net bir şekilde gözlemleyebilir, gerekli revizyonları da değerlendirme merceğimizin kapsama alanına almayı seçebiliriz.
”Her ne yapıyor ya da yapabileceğinizi düşlüyorsanız yapmaya başlayın. Cesarette deha, güç ve sihir saklıdır.”
- Johann Wolfgang Von Goethe -
Haftanın dördüncü günü (19 Ekim Çarşamba): Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay (Son Dördün Ay fazında), Aslan burcunun yaratıcı sahnesinde ışığını cömertçe azaltırken yönetici gezegeni Güneş ile Plüton arasındaki kare açı dinamiği “Venüs” gezegenin temsil ettiği temalarda, değerlerimize yönelik gücümüzü kanıtlamamız yönünde özümüzdeki volkanın hareketini tetikleyen deneyimlerle yüz yüze gelmemiz söz konusu olabilir. Venüs-Mars arasındaki üçgen açı dinamiğinin de aktif olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda; “Ladesim lades olsun mu?” Diyebileceğimiz bir süreçteyiz. Artemis (Ay) ise öncelikle Tanrıların Habercisi Hermes (Merkür gezegeni) ile bir dayanışma gerçekleştiriyor ve eş zamanlı olarak Melanie Reinhart’ın deyimiyle “Gökyüzünün Şamanı” : Kiron (Chrion) ile lütufkar bir sohbete dalıp gitmiş gibi görünüyor (Ay-Merkür sekstil açı & Ay-Chiron üçgen açı dinamikleri), bu güzel akan süreçte Ay’ın Ay Düğümlerine olan kare açısını da göz önünde bulundurduğumuzda, sesin ete kemiğe büründüğü sözcüklerin/kelimelerin yaratıcı ehemmiyetini bir kez daha hatırlayabiliriz. İletişimin özellikle sözel boyutunda ağzımızdan atmosfere yayılan kelimelerimizin nasıl bir yaratım gücüne vakıf olduklarına şahit olabiliriz. Bu bağlamda sohbetlerimizde ve yazılı beyanlarımızda kullanmayı seçtiğimiz sözcükler/kelimelerle neyi/ nasıl yarattığımızın bilincinde, dikkatli olmamız işlevsel olabilir. Akşam üzeri (16:45 civarı ve sonrası) Artemis (Ay) öncelikle kozmik şakacı Uranüs gezegeniyle uzlaşı arayışında olurken hemen sonra Zamanın Tanrısı Kronos ile karşı karşıya geliyor (Ay-Uranüs kare & Ay-Satürn karşıt açı dinamikleri). “Dediğim dedik çaldığım düdük” demenin kimseye pek bir yararının dokunmadığını gözlemleyebiliriz bu sebeple deneyimlediğimiz olaylara bir kartalın bakış açısıyla yaklaşmak ve sezgisel bilişimizle bağlantımızı güçlendirmemiz işlevsel olabilir. Toplumsal zeminlerde belirli inanç ve ideolojilere bağlı abartılı boyutta söylemler ve eylemler gündemimizde olabilir.
”Sözler, binlerce kilometre yolculuk edebilir. Sözler, karşılıklı anlayış ve sevgi yaratabilir. Mücevherler kadar güzel, çiçekler kadar müşfik olabilirler.”
-Thich Nhat Hanh-
Haftanın en lütufkar günü (20 Ekim Perşembe): Halet-i ruhiyemizi nitelendiren Ay (Son Dördün Ay fazında), ateş elementinin sabit ve eril niteliğindeki Aslan burcunun sıcak ve kuru doğasında ışığını gururla ve sevginin gücüyle azaltmaya devam ederken, biricik yegane aşkıyla sevgi dolu bir vals gösterisi sergiliyor (Ay-Güneş sekstil açı dinamiği).
Günün ilk bölümünde ışıkların (Ay ve Güneş) uyumu ve eş zamanlı olarak Ay’ın eylem fonksiyonumuz Mars ve değerlendirme fonksiyonumuz Venüs ile dayanışma ve iş birliği içerisindeki ahenkli tutumu özellikle sosyal ilişkilerimizin zemininde keyif duyumsayabileceğimiz hoş bir zaman dilimine işaret etmekte ancak Gökyüzünün Prensesi Afrodit’in (Venüs gezegeni) , Yeraltı Diyarının Adaletli Hükümdarı Hades (Plüton gezegeni) ile uzlaşma yönünde koyu bir sohbeti günün akışına egemen olan en temel enerji dinamiği (Venüs-Plüton kare açı dinamiği).
Venüs gezegeni Terazi burcunun son dekanında (Jüpiter gezegenin yönetiminde), Plüton gezegeni ise Oğlak burcunun son dekanındaki geri hareketini sürdürmekte (Güneş’in yönetiminde); “Aşk; bilinçdışını bilince taşıyabilen en büyük güçtür.” Özellikle ikili ilişki zeminlerimizde red edilme yönünde korku duyumsamamızın ve para ile olan ilişkimizde kaybetme korkusunun kök sebeplerini feth ederek cesaretle akışa izin vermek adına eylemde olmak işlevsel olabilir.
Artemis (Ay) ile Apollo un (Güneş) vals gösterisinin ardından, Ay dinlenmeye çekiliyor ve ışıkları aktarma misyonuna mola veriyor.
Ay, 13.35-19.25 zaman diliminde Aslan burcunun sevgi dolu doğasında boşlukta iken rutin işlerimizi yaratıcılığımızın özgün renkleriyle taçlandırmak adına cömert bir süreçteyiz, Ay bir gezegenin ışığını diğer bir gezegene iletmiyor iken (boşlukta) , içsel öz ışığımıza konsantrasyonumuzu derinleştirmek ve iç görü geliştirmek adına en ideal zaman süreçleridir.
”Hayatta korkulacak hiçbir şey yoktur. Sadece anlaşılması gereken şeyler vardır.”
-Marie Skłodowska Curie
Haftanın en güzel günü (21 Ekim Cuma): Doğanın ritimlerini ışıyan Ay (Balsamik Ay Fazında) , toprak elementinin değişken ve dişil niteliğindeki Başak burcunun marifetli, pratik, çalışkan, mükemmeliyetçi, hizmet odaklı doğasında kılı kırk yaran bir ritimle ışığını görünenin ardındaki detaylara yönelterek azaltırken odağımız “sağlıklı ol”ma halimizde köklenmekte, “Sağlıklı olmak ne demek?”
Bugün biraz dinlenmeye ve iç sesimizi dinlemeye bilinçli bir şekilde zaman vermemiz yerinde bir seçim olabilir. Beden ve ruh sağlımızı dengelememiz için zihinsel ve bedensel boyutlarda bir detoks programı başlatmak adına verimli bir zaman kalitesindeyiz.
Zihinsel boyutta vesvese üretmeye müsait olabileceğimiz günün dinamiğinde Ay’ın ışığı, Ay Düğümlerinin enerjisiyle akışkan bir ritimde ilişki kurmakta (Ay-Ay Düğümleri üçgen açı dinamiği), özellikle sosyal boyuttaki alışverişlerimizde dengeli, ahenkli bir akıştayız. Venüs gezegeniyle yarım kare açısını netleştiren Ay, Uranüs gezegenine lütufkar bir tonda dokunmak (Ay-Uranüs üçgen açı dinamiği) üzere etkin bir ritimde yol alıyor… Yarın için organize ettiğimiz işlerimiz için analitik zekamızın ışığında bir ‘B planı’ oluşturmamız işlevsel olabilir.
”Başarı, içinizde kendiliğinden alev alan bir ateşin eseri değildir. Yapmanız gereken kendinizi ateşlemektir.”
- Reggie Leach -
Haftanın son günü (22 Ekim Cumartesi): Dikkat dikkat! Aman bastığımız yere, her türlü eylemimizi (Söz de bir eylemdir)tezahür ettirirken 3 düşünerek çok çok dikkatli bir bilinçle 1 harekete geçmemiz günün dinamiğini etkin bir şekilde yönetmemizi destekleyebilir.
Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay (Balsamik Ay Fazında), kendine yeten-kendi kendisinin efendisi olma bilincini ışıyan Başak burcunun son dekanında (Merkür gezegeni yönetiminde) şafaktan önce Dane Rudhyar’ın deyimiyle; “Evrensel ruhun yaratıcı gücünü” sembolize eden bireyselliğimizi simgeleyen Uranüs gezegenine lütufkar bir tonda dokunuyor (Ay-Uranüs üçgen açı dinamiği). Dış dünya tezahüründe, özümüzde filizlendirdiğimiz öz değer bilincimizi duyumsayacağımız birtakım beklenmedik gelişmeler gerçekleşebilir, tek başınalık zaman kalitemizi arttırmaya yönelik ve daha önce deneyimlemediğimiz süreçlere doğru iştahımızın kabardığını duyumsayabiliriz.
Ancak, Ay’ın ışığı iyice azalmış durumda, atmosfer iyice karanlık, sisli-puslu önümüzü görmek pek rahat değil !
Artemis (Ay), öğleden sonraki zaman sürecinde (15.26 ve sonrası) önce Okyanusların Tanrısı Poseidon(Neptün gezegeni) ile karşı karşıya geldikten sonra Işığın Savaşçısı Ares (Mars gezegeni) ile uzlaşı arayışına girişiyor ve son olarak Yer Altı Diyarının Hükümdarı Hades (Plüton gezegeni) ile akışkan ritimde koyu bir sohbetle günü nihayete erdiriyor (Ay-Neptün karşıt açı & Ay-Mars kare açı & Ay-Plüton üçgen açı dinamikleri).
Her duyduğumuz, her gördüğümüz öz gerçekliği yansıtmıyor olabilir, bu bağlamda sezgisel bilişimizin ışığında eylemde olmak işlevsel olacaktır.
Özellikle zihinsel boyuttaki iletişim kazalarına mahal vermemek adına konuşmalarımıza, yazılarımıza yüksek dozda bir özen göstermemiz yerinde bir seçim olabilir
Ay, 21.17’den itibaren 23 Ekim Pazar 04.24’e değin Başak burcunda boşlukta titizlikle ışığını küçültmeye devam ederken 23 Ekim Pazar gününün ilk dakikalarında Terazi burcunun 29. derecesinde, Mars gezegenin kısmi asalet ışığı altında, birleşen Venüs ve Güneş öz sevginin sonsuz ışığıyla ilişki zeminlerimizde yeni bir sayfa açıyor…
Işık Olsun!
Özge Genlik - Mistikalem.com
#astroloji, #ozgegenlik