16-22 Mayıs Haftası astrolojik yorumu
16-22 Mayıs 2022 = “Neşeli Ol ki Genç Kalasın…”
2022 yılının 20. Haftası bir “ölüm” deneyiminin bizleri karanlıktan aydınlığa doğru daveti ile tutkulu bir ritimde başlıyor…
Haftanın ilk günü 25° 18’ Akrep burcunun 3. dekanında (Venüs gezegeni yönetiminde), Mars gezegeninin ışığının yönetiminde, Satürn gezegeninin kısmi asalet ışığında, Başak burcunun dodekatemoria olarak konumlandığı derecede tezahür eden Ay Tutulması, 15 Kasım 2020 tarihinde Akrep burcunda doğan Yeniay’la başlayan Ay Döngüsünde ektiğimiz tohumların hasadını dönüşümsel bir güçle suyun en derinliklerinden yüzeye çıkartmak adına öz kara deliğimize doğru nefes kesici bir dalış gerçekleştiriyoruz!
Nefesinizin uzunluğuna ve derinliğine güven duyumsuyor musunuz?
Ay Tutulmasının tezahür ettiği anda yükselen, usta bir hikâye anlatıcısı olan İkizler burcu (yönetici gezegeni Merkür’ün de geri harekette olduğunu hatırlayalım), bizlere çok eski bir hikâyeyi ilk kez Çin’de MS. 9. yy. ’da kaleme alınmış** içsel bir dönüşüm sürecini aktaran, «KÜLKEDİSİ (SİNDİRELLA)» hikayesini yeniden anlatıyor… **(Bettelheim, B. 2019. Masalların Büyüsü: Masalların İşlenişi, Önemi ve Psikanalitik Anlamları., sy.:303., İnkılap Yay., İst)
Şimdi küllerimizden yeniden doğarak zafer uçuşumuzu sergileme vakti!
Külkedisi; sahip olabileceğimiz tek şeyin ebedi öz ışığımız olduğunu ve dışsal maddi alemde tutunduğumuz, sahip olduğumuz hiçbir şeyin bizim öz ’de kim olduğumuzu değiştirmeyeceğine «rekabet» ve «kıskançlık» temaları üzerinden değinmekte olan içsel bir dönüşüm hikayesi. Günümüzde evrensel kardeşlik ailemizin üyeleri/kardeşlerimiz ile nasıl bir rekabet içerisindeyiz? Her şeyden önce kendimizi sürekli değiştirmeye çalışarak kendimiz ile nasıl bir mücadele verdiğimizi de fark etmemiz bu süreçte işlevsel olabilir.
Ayağımıza bir türlü uymayan ayakkabılara bir şekilde sığabilmek adına nasıl da zorluyoruz kendimizi, değil mi?
Bir makam, bir unvan, somut maddelerle kendimizi donattığımızda suni bir güven duyumsuyoruz. Öz’e güven sadece kendimiz olarak, ÖZ SAF BENLİĞİMİZİN IŞIĞI ile BİRLEŞtiğimizde mümkün olabilir. Öz ışığımız ile birleşmenin bir yolu da Külkedisinin gerçek benliğini ışımak adına seçtiği yol olan, nesilden nesile aktarılan travmatik izleri iyileştirmek adına, «biz» bilincindenden »birliil" bilincine doğru uzanan dönüşüm yolculuğu olan evlilik akdini gerçekleştirmek bir seçenek olabilir. Diğer bir seçenek ise: dünya gezegeninde hikayemizin başladığı zeminde (rahim) duyumsadıklarımızı bilinçli bir farkındalığın ışığında beden hafızamızda yeniden damıtmak.
İçsel saatimizin akrep ile yelkonanı tam “12”nin üzerinde birleştiğinde, her şey en özüne, en saf haline dönüşürken, her nerede, hangi zamanın dalgasında var olursak olalım değişmeyecek olan ile (öz benliğimizin ışığı ile) tam temas kurmak, geçmişin tüm safrasından arınmak adına varoluşumuzun derinliklerine doğru güçlü ve yoğun bir tonda dalış gerçekleştiriyoruz.
Öz potansiyelimiz ile birleşmeye yönelik yoğun, derin bir çağrı duyumsadığımız süreçte bakalım altın ayakkabı ayağımıza tam uyduğunda bizim hikayemiz nasıl son buluyor ya da başlıyor diyelim!
Bu başlangıç için tıpkı “kartalın yeniden doğuş” hikayesinde olduğu gibi öncelikle kendi tohumumuzdaki öz kaynaklarımızın ve sınırlarımızın farkındalığı ile bilinçli bir ölüm süreci deneyimledikten sonra zafer uçuşumuzu özgürce sergileyebileceğimizi işaret ediyor.
Şimdi bu derin, tutkulu eş zamanlı olarak hafta sonunun başlangıcında öz yaşam gücümüzün ışığı Güneş’in İkizler burcunun meraklı doğasına geçiş gerçekleştirmesi ile içsel aklımızın iletişim trafiğinin yoğunlaşacağı, nefes döngümüzdeki yerimizi daha net gözlemleyebileceğimiz ve dinleyebileceğimiz yeni haftaya damarlarımızdaki asil kanın gücünün farkındalığı ile başlamaya hazır mısınız?
“Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir…
Muhtaç olduğun kudret,
Damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
Mustafa Kemal Atatürk
Haftanın başlangıç günü (16 Mayıs Pazartesi): yoğun ve derin bir ritimde içsel ışığımızın rehberliğinde yol alıyoruz. Ölümün ışık farkındalığını vurgulayan, cinsel enerjimizin (cinsel enerji= öz varoluş enerjisi) öz tohumumuzda yer alan gücüne işaret eden, majisyenlerin burcu olarak nitelendirebileceğimiz Akrep burcunun sessiz ve derin doğasında 07:14’te tamamlanan Ay Tutulmasının ardından şimdi içsel öz ebedi ışığımıza yoğunlaşma vakti! Asalarınız hazır ise biraz büyü, sihir gerçekleştirelim! Öncelikle ruh emicilere karşı güçlü bir kalkan yaratalım:
“Expecto Patronum!”
Yaşam döngümüzde, öz enerjimizi sağlıklı bir ritimde deneyimlememize barikat kuran her şeye güçlü bir tonda “Avada Kedavra!”
Önümüzdeki süreçte (Şubat 2023’e değin) “kendi kendimizin efendisi” olmak” ve “öz doğamıza uygun bir ritimde kararlılıkla çalışmak” ön plana çıkıyor. Ay döngüsünün dinamiği “Külkedisi” hikayesini zihinlerimize bir kez daha tattırırken; ayağımıza zorla oldurmaya çalıştığımız pabuçlara odaklanmak yerine, ayaklarımızın öz doğasına saygı duyarak onları tanımaya yoğun bir ritimde konsantre olmayı seçersek zaten bize ait olanın bizi kolaylıkla bulduğunu görebiliriz. Hedefimiz (hedeflerimiz)hususunda kararlı ve net olmak bu süreçte bir diğer önemli husus. Gideceğimiz yönü net olarak belirlemek ve ardından bu hedef yönünde tohumumuzdaki bilgiden yararlanmayı hatırlamak! Sürekli Kuzey yönüne doğru yol alırsak en nihayetinde kendimizi Güney’ de buluruz :)) bu nedenle arada bir Güneydeki derin tecrübelerimizin ışığının yolumuzu aydınlatmasına izin vermek akıllıca olabilir.
“Ölüm, uzun bir ömrün ortasındadır.”
Ay Tutulmasının hemen ardından, Ay’ın ışığı Hades ’in diyarlarını lütufkar bir tonda aydınlatıyor (Ay-Plüton üçgen açısı)! Bu süreçte bir Druid deyişini hatırlamak yerinde olabilir:” Ölüm, uzun bir ömrün ortasındadır.” (Ingerman., S. &Wesselman., H. 2015. Ruhsal Dünyaya Uyanış., sy.:189., Bilyay Yay., İst.)
Evet tıpkı bir kartal gibi zafer uçuşumuza hazırlanmak için tohumunuzdaki gücün farkındalığını idrak etme adına kendi kendimizi yeniden doğurmaya ne ölçüde kararlıyız? Hissetme fonksiyonumuz Ay bu soru üzerine 12.28-14.50 zaman aralığında derin bir tefekkür sürecine kendisini bırakıyor. (12.28-14.50 Ay, Akrep burcunda boşlukta).
Ay’ın Yay burcunun ılımlı atmosferine keşif odaklı bir ritimle adım atması ile ilk bakışması Zeus ile oluyor (Ay-Jüpiter üçgen açısı); öz tohumumuzdaki bilgiyi geniş bir perspektiften görmeye başlıyoruz. Hedeflerimiz yönünde kendimizi nasıl beslemeyi seçtiğimizi büyük resimde görebiliriz. Ve ardından geri hareketini sürdüren Merkür gezegenin tam karşısına geçen Ay; aklımızı başımıza almamız için hatırlamamız gerekenleri aydınlatıyor.
Haftanın ikinci günü (17 Mayıs Salı): Yaşam döngümüzün temelindeki henüz keşfedilmemiş güzellikleri görmek adına hevesli, ılımlı, umutlu ve sağduyulu bir motivasyonla başlıyor! Hissetme fonksiyonumuz Ay (dolunay fazında), gezgin ozanların burcu olarak nitelendirebileceğimiz Yay burcunun (2. Dekanında/Ay yönetiminde) sıcak ve kuru atmosferinde, süreç odaklı doğasında ufkumuzu genişletebileceğimiz yeni tecrübeler deneyimlemek üzere can atıyor! Bugün yaşam döngümüze nasıl bir tonda anlam atfettiğimizi yeniden değerlendirmek, bugüne değin aldığımız yara izlerimizden sızan bilgelik ışığının hikayesini yeniden gözden geçirmek belki bu eşsiz hikâyeyi bir diğer canlı varlığın yaşam sürecine ilham ve motivasyon vermesi adına paylaşmak güzel ve anlamlı olabilir (Ay-Kiron & Ay-Venüs üçgen açı dinamikleri). Varoluşsal kabiliyetlerimizin/ öz becerilerimizin farkına varmak, yaşam yolculuğumuzda bizi motive eden dinamikleri keşfetmek için yaratıcı sanat uygulamalarına başvurabilir, serbest yazı çalışmaları ile öz farkındalığımızı geliştirmek için kendimize rehberlik edebiliriz. Kendimize ne ölçüde doğru-dürüst bir tonda dokunmayı seçtiğimizi de daha sübjektif bir bakış açısı ile yeniden değerlendirebileceğimiz gün boyunca bir zamanın kalitesinde doğru olmayan birtakım eylemlerimizi (söz de bir eylemdir) düzeltmek adına yenileyici, tazeleyici, cesur bir adım atabiliriz.
“Gerçek keşif sanatı, yeni topraklar bulmaktan değil
Yeni gözlerle bakmaktan ibarettir.”
Marcel Proust
Haftanın ortasına vardığımızda (18 Mayıs Çarşamba): sınırlarımızı aşma, kendi gerçekliğimize, - bizleri bir rahim aracılığı ile şimdiki yaşam döngümüzde ete kemiğe bürünmemize ilham veren öz özleme - uyanma, korku duyumsadığımız dinamikleri fethetme yönünde güçlü, yoğun, tutkulu bir ritimde içsel çağrı duyumsayabiliriz. 16 Mayıs Pazartesi günü, Akrep burcunda tezahür eden Ay Tutulmasının ışığının yönetici gezegeni Mars, Neptün gezegeni ile hiçlikten beslenen Balık burcunun sezgisel ve özverili doğasında, Mars gezegenin kısmi asalet ışığında tam birleşim halinde ve Yay burcunun 3. dekanında (Satürn gezegeni yönetiminde) anlam arayışındaki Ay’ın ışığı (dolunay fazında), bu dinamiğe kare açı ile dokunuyor, eş zamanlı olarak Satürn gezegenine bir destek dokunuşu gerçekleştiriyor (Ay-Satürn sekstil açısı).
Işığın savaşçısı Mars gezegeni kozmik antenimizin (Neptün gezegeni) ayarlarını yeniden programlarken, değişen yayın gerçeklik algımız üzerinde karıncalı bir görüntüye hasıl olabilir. Bu bağlamda Ay’ın 07.00-15.02 zaman diliminde ışıkları birbirine aktarma misyonuna ara vererek keşif odaklı bir dinlenme sürecinde olduğunu da göz önüne alırsak (07.00-15.02, Ay Yay burcunda boşlukta), konsantrasyonumuzu bütünü ile kendi içsel ateşimize yönlendirmemiz varoluşsal köklerimize dair ilham verici yeni bilgiler keşfetmemize olanak verebilir. İçimizdeki ateşe yön verebileceğimiz sanatsal uygulamalar, meditasyon, yoga (özellikle Kundalini Yoga), derin dinlenme ve derin dinleme uygulamaları için verimli saatler. Bir şaman sözü şöyle diyor: “Gerçek seni özgürleştirir ama önce toz duman eder.” Ortalık biraz toz duman olmuş iken buzdağının henüz görünmeyen boyutuna doğru azimli bir tırmanışa özgün bir tonda baş koyuyoruz (15.02 -Ay Oğlak burcunda ilerliyor). Balık kuyruklu inatçı keçinin disiplinli, sebatkar, hırslı ve kararlı atmosferindeki Ay, ilk olarak Koç burcunun inovatif doğasındaki Jüpiter gezegeni ile uzlaşı arayışında (Ay-Jüpiter kare açısı), öz yaşam enerjimizi ölçülü kullanmayı hatırlamak, maddi-manevi boyutta; ukalalık-kibir-savurganlık gibi tutumlardan sakınmamız yararlı olabilir.
”Hayal ettim, hayalimin önündeki manileri tespit ettim.
Manileri kaldırdığımda hayalim kendiliğinden gerçekleşti."
Mustafa Kemal Atatürk
Haftanın en lütufkar günü (19 Mayıs Perşembe): “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız” kutlu olsun! Ay ışığını, cinsel enerjimizi = öz varoluş enerjimizi en yüksek oktavda ışıyan Oğlak burcunun soğuk ve kuru atmosferinde tabiatın kurallarına anlayış ve saygı duyumsayarak istikrarlı bir ritimde küçültmeye başlarken ilk olarak (özellikle 12.00 ve sonrasında yoğun duyumsayacağımız) gökyüzünün şamanı Kiron ile uzlaşma niyetinde, hemen akabinde kozmik şakacı Uranüs gezegenine lütufkar bir tonda dokunuyor (Ay-Kiron kare, Ay-Uranüs üçgen açı dinamiği). Duygu ve düşüncelerimizi doğru bir tonda telaffuz edemiyor olduğumuzu, anlaşılmadığımızı hissedebiliriz.
Bu süreçte mizahın iyileştirici gücünden yararlanmayı seçebiliriz, örneğin; kahkaha yogası uygulamayı deneyebiliriz. Nedensiz kahkaha beklenmedik değişimlere öncülük edebilir.
Günün akışında en yoğun tonda “Mars” gezegenin enerjisini hissediyoruz, Mars-Neptün birleşiminin dinamiği halen etkin, Güneş ile Plüton gezegeni arasındaki üçgen açı dinamiğini de göz önünde bulundurduğumuzda; Matrix filmindeki “kırmızı” & “mavi” hap sahnesini gözlerimizin önünde canlandırabiliriz. Uykuya devam mı? Yoksa gerçeklerle yüzleşme cesaretimizin ışığında öz benliğimizin varoluş dinamiğini ortaya koymak adına mücadele etmek mi? Kendimizden, kendimize doğru yürüdüğümüz yolumuzda; irademizin keskin gücü ve kalbimizin en derinliklerinde hissettiğimiz tutku, öz dönüşümümüze destek olabilecek yoldaşlarımız olabilir.
Akşam sürecinde, içsel tabiatımızın ciddi ve mantıklı tonu ön plana çıkarken, özellikle iç sesimizden yükselen bazı olumlu olmayan eleştirel seslere duyarsız kalarak seçici olarak dinleme becerimizi işlevsel kılmamız, içsel dengemizin ahengini muhafaza etmemize destek olabilir (Ay-Venüs kare açısı).
Günün akışında mümkün ise doğada kendimizle baş başa olmak da yaşam enerjimizin gücü ile bağ kurmamızı destekleyecektir.
Haftanın en güzel günü (20 Mayıs Cuma): saatler 15.52’yi gösterinceye değin ışıkların vals dansının özverili tesiri ile ayaklarımız köklü bir şekilde yeryüzü ile temas ediyor (Ay-Mars& Neptün sekstil açısı/ Ay-Plüton birleşimi / Ay-Güneş üçgen açısı). Ay, küçülen ay fazında tasarım boyutunda öncü olan Oğlak burcunun 3. Dekanında sebatla yolunda iz bırakarak yol alan (Güneş yönetiminde küçülen ay fazında) Ay, zihinlerimizde “Tavşan-Kaplumbağa” masalını canlandırıyor. Yavaş yavaş, sorumluluk bilincinin ışığında kendimizi adadığımız hedefimize doğru anlayışlı, kararlı ve sabırlı adımlar ile yol almanın önemi vurgulanıyor. Bu yolculukta omurgamızın esnekliği mühim! Hatırlayalım ki; esnek omurga = esnek zihin. Günün akışında yoga uygulamaları yaşam ağacımızın(omurgamız) gizil güzelliğini duyumsamamıza vesile olabilir. 15.52 itibari ile özgün bir ritimde esmeye başlayacak hümanist rüzgarlar ayaklarımızı yerden kesiyor (Ay, Kova (Saka) burcunda yol almaya başlıyor & 14.49-15.52 Ay, Oğlak burcunda boşlukta).
Günün akışında vurgulanan açı dinamiği ise; Merkür gezegenin Jüpiter’e olan destekçi dokunuşu (Merkür- Jüpiter sekstil açısı). Merkür gezegeninin İkizler burcunda İkizler burcunda geri hareketini sürdürmekte olduğunu (22 Mayıs’a değin) dikkate aldığımızda; aklımızdaki gündeme en geniş açıdan bakmak adına çok verimli bir zaman kalitesi deneyimliyoruz, şimdi zamanın ruhunu içsel bir muhakeme ile yeniden yorumlayabiliriz. Aklımızın kestirme ara yolları ile deneyim ve tecrübelerimizin ana yolunu destekleyerek projelerimizin işleyişini/ fikirlerimizin/düşüncelerimizin yayılımına ivme kazandırabiliriz.
Hafta sonu, değişken rüzgarların kuvvetli etkisi ile aklımızdaki düşünceleri birer uçurtma formuna dönüştürerek evrensel kardeşlik ailemiz ile neşeli dakikalar deneyimlemeye kendimizi açabiliriz. Güneş, İkizler burcunun meraklı atmosferine adım atarken, Ay ise sezgisel bir farkındalık ritmi ile 23 Şubat 2020 tarihinde Balık burcunda tezahür eden Yeniay ile başlayan Ay Döngüsünde Güneş ile son tango gösterisini sergilemeye hazırlanıyor (Ay-Güneş kare açısı -22 Mayıs Pazar-21.44).
Haftanın altıncı günü (21 Mayıs Cumartesi): tek ısı ve ışık kaynağımız Güneş, gün doğumundan yaklaşık 1 saat önce İkizler burcunun sıcak ve nemli atmosferine merakla ilk adımını atıyor (21 Mayıs-21 Haziran-12.14- Güneş İkizler Burcunda). Şimdi ve burada en çok “nasıl?” kelimesini telaffuz edebileceğimiz zihinsel boyutta oldukça hareketli, neşeli, çok yönlü bir bilincin ışığında daimî bir öğrenci ruhu ile en başta kendi içimizdeki bilgileri aydınlatacağımız capcanlı, dinamik bir döngü başlıyor (2 Haziran tarihine değin Güneş’in dispozitörü Merkür geri hareketini sürdürüyor). Ve eş zamanlı olarak İkizler burcundaki yolculuğuna henüz yeni başlayan Güneş (İkizler burcunun 1. Dekanında/Jüpiter yönetiminde), ilk olarak bugün dispozitörü (yönetici gezegeni) Merkür gezegeni ile birleşiyor (22.17). Rasyonel aklımızın ışığı, ışıl ışıl bilincimizin dört bir yanını aydınlatırken, algılarımız geniş bir perspektifle içe doğru yönelebilir, aklımızın zengin içerikli kütüphanesinde derin, geniş çapta bir araştırma başlatmak adına yaratıcı bir süreçteyiz. Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay ise (küçülen ay fazında) evrensel kardeşliğin, evrensel aklın, sezgisel farkındalığın simgesi Kova (Saka) burcunun realist, fütürist, hümanist doğasında ışığını küçültürken öncelikle travmanın bilge yönünü sentezleyen Kiron’a destekleyici, ardından biricik dehamızın devrimsel ışığı Uranüs gezegeni ile uzlaşı arayışında iken (Ay-Kiron sekstil / Ay-Uranüs kare açı dinamiği), ruhumuzun keşif odaklı cesaretli yönünü ön plana çıkabilir. Hatırlayalım ki, cesaret; varlığımızın tüm yönlerine (zayıf-güçlü) temas etmek, her şeyi olduğu hali ile kabul zeminimize alarak, tüm deneyimlerin uyandırdığı hissiyatları duyumsamaya açık olabilmektir. Bu bağlamda, zihnimiz ile ruhumuz arasındaki bağı güçlendirmek adına tüm duyu organlarımızdan duyumsadıklarımızı içe yönelterek duyularımızı boyunduruk altına alma, “Pratyahara” (duyuların kontrol altına alınması) deneyimini bilinçli bir farkındalıkla günün akışına entegre etmeyi deneyebiliriz. Böylece uçurtmamız rüzgârın akışına göre değil, boyunduruk altına aldığımız zihnimizin akış yönünde eşsiz bir ritimde uçabilir.
“Bir gemi Doğu’ya gider; biri Batı’ya.
Esen aynı rüzgarla;
Hangi yöne gidileceğini belirleyen
Rüzgâr değil, yelkendir.”
Ella Wheeler Wilcox
Haftanın son gününü (22 Mayıs Pazar): bir joker gün olarak değerlendirmeyi seçmek akıllıca olabilir. Zira önümüzdeki hafta (2022 yılının 21. Haftası) kişisel gezegenler olarak nitelendirdiğimiz; iletişim fonksiyonumuzu ışıyan Merkür (Boğa burcu geri harekette), eylem fonksiyonumuzu ışıyan Mars (Koç burcu), ve değerlendirme fonksiyonumuzu ışıyan Venüs gezegeni (Boğa burcu) ifade biçimlerini değiştiriyorlar. Bu bağlamda önümüzdeki hafta iki ayağımızın bir pabuca sokmamak adına günün akışında zihnimizi özgürleştirmek üzere konsantre olmamız daha dingin bir ritimde yeni, değişken haftamıza başlamamıza olanak sağlayabilir. Nitekim, bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay, 10.18-18.49 zaman aralığında Kova (Saka) burcunda şimdi “reklamlar” diyor! (10.18-18.49 Ay boşlukta). Bu süreçte, zihnimizde bir dönme dolap misali mütemadiyen var olan reklamların bizi neye doğru çekmek istediğine dair bir farkındalık geliştirebilmemiz için özgür nefesimizin ritmine odağımızı yönelteceğimiz meditasyon uygulamaları işlevsel olacaktır. Pazar sabahına biraz iştahsız bir ritimde başlamamız söz konusu olabilir, bir yaşam gurmesi bilincini ışıyan Kova (Saka) burcunun 3. dekanında (Ay yönetiminde) ışığını küçülten Ay, Ay Düğümleri ile kare, Venüs gezegeni ile sekstil ve son olarak Satürn gezegeni ile birleştikten sonra dinlenmeye çekiliyor. Balık burcuna geçtikten yaklaşık 3 saat sonra (21.44), İkizler burcundaki Güneş’i son bir kez tangoya davet ediyor böylece 23 Şubat 2020 tarihinde Balık burcunda tezahür eden Yeniay ile başlayan Ay Döngüsü nihayete eriyor…
Işık Olsun!
Özge Genlik - Mistikalem
- 15 Kasım 2024
- 01 Kasım 2024
- 21 Ekim 2024
- 01 Ekim 2024
- 18 Eylül 2024
- 03 Eylül 2024
- 25 Temmuz 2024
- 01 Haziran 2024
- 20 Mayıs 2024
-
10 Mayıs 2024
"YAŞAMAYA BAK DOYA DOYA" = Boğa Burcunda 'İyimser' Bir Ay Döngüsü
-
05 Mayıs 2024
ŞEYTANIN BACAĞINI KIRMAK =Zeus ile Prometheus un Yeni Yolculuğu
- 04 Nisan 2024