2018 Yılının Psikolojik Tüyoları

02 Şubat 2018 Cuma
2018 Yılının Psikolojik Tüyoları
2018 Yılının Psikolojik Tüyoları

"Son başlangıçta saklıdır, başlangıç ise sonda". Eski bir simya deyimidir. Bu yılın bizlere en çok göstermek ve özümsememiz için önümüze şans kapılarını aralayacağı hususlardan biri bu. Her başlangıç bir sonu, her son bir başlangıcı vaad ediyor. Tıpkı ölüm-doğum döngülerindeki yaşam süreci deneyimlerimiz gibi. Her doğduğumuzda ölüme doğru adım adım ilerlerken, her ölüm deneyimi ile yeniden farklı bir biçimde var olacağının hatırlanması insanoğlunun özündeki şefkati uyandırarak ve kendisinden başka değiştireceği veyahut dönüştüreceği başka biri olmadığı gerçeği ile yüzleştiriyor. Baktığımız her yerde gördüğümüz kendimizden bir başkası olmadığını idrak ediyoruz bu yıl.  Mutlak kabulün gücü ile olanı olduğu gibi kabul ederek teslimiyet bilinci içerisinde birliği deneyimlemek üzere bu yıl kendi kendimizden doğuyoruz. Ancak çok iyi bildiğimiz üzere doğmadan önce ölmeyi hatırlamamız gerekiyor. 

İç dünyamızdaki ilişkimizin ahengi, diğer varlıklar ile ilişkimizin niteliğinin belirleyecisidir. 2018 yılına son sürat bir girizgah gerçekleştirirken başlangıçta bırakmamız, bizim için artık işlevsel olmayanları ayırt etmek ve onlardan özgürleşmek uğruna biraz emek verdiğimiz bir süreç deneyimledik. Bir bağlamda kendi ölümümüz ile yüz yüze geldik, geliyoruz...Her mevsim döngüsünde ağaçlar ne zaman yapraklarının tümünü bırakmaları gerektiğini özlerinde bilirler. Yeniden taptaze yaprakların var olabilmesi için vakti geldiğinde var olan yaprakların dökülmesi gerekir. 2018 yılının ilk dakikalrından itibaren yeniye yer açmak için, o hep içten içe istek uyandıran her şeyin form kazanabilmesi için eski olan ne varsa her birini aşama aşama bırakmamız gerektiği kulağımıza fısıldandı, halen mesajı dinlemeyenler için yaklaşık bir hafta kadar daha süre var. Köprüden önceki son çıkışı görmeniz dileğiyle...

2018 Yılı buram buram AŞK kokuyor...

Her şey binbir çeşit gibi farklı görünse de her şey BİR'dir. Ben' in farklı tonlardaki küçük "ben"lere yansımalarıdır. İşte bu cümleyi tüm hücrelerimiz ile karşılayacağımız bir yıl deneyimliyoruz. Bunun için de ilişkilerimizi yeniden düzenliyoruz. Fark ediyoruz ki; ilişki halinde temas ettiğimiz her varlık bizim içimizdeki bir alanı ışımaya, uyandırmaya vesile oluyor. Öfke, huzur, neşe, hüzün vb. duyguları deneyimlediğimizde; "böyle hissediyorum çünkü senin davranışın yüzünden vb." gibi deyimler ile topu taca atmak yerine deneyimlediğimiz duygunun anlamlarını bizde uyandırmaya çalışan bilgeliğe odaklanarak penaltı atmaya tüm konsantrasyonumuzu yöneltiyoruz.Aşk, en yüce gerçekliği deneyimlemektir. Aşk,  "sen--ben, biz-ben, onlar-biz" in bittiği an başlayan ve kalbin ritmik canlı atışlarının sorgulamaksızın izinin sürülerek  bizleri varoluşumuzn köklerine uzanma cesareti veren tılsımlı bir büyüdür. Öyle bir büyülü bir kokudur ki; bir koklayan bir daha kendini görmeden ve kendini okumadan bırakamaz kendine doğru uzanan yolu. Bu yıl, aşkla kendimize adım adım yaklaşıyoruz. Diğer bir deyim ile büyüyoruz bu yıl.

YENİDEN BAŞLASIN

Her birimiz varoluş potansiyelimizi en iyi biçimde yansıtabilmemiz yönünde bizleri en iyi biçimde destekleceğini ön gördüğümüz ebeveynlerimizin vasıtası ile Dünya gezegeninde belli bir zamanın kalitesinde beden almayı seçiyoruz. Lakin bazen belirli döngüler sonucu dış dünyanın albenisine kapılıp gidiveriyor Dünya gezenenine neyi/nasıl / ne zaman gerçekleştirmek için var olduğumuzu unutuyor,  öz benliğimizden uzaklaşıyoruz. 2018 yılı boyunca "öz"e doğru yol alırken tutku ile büyümeyi denyimliyoruz. Dönüşüm; teslimiyeti ve mutlak kabulü içerir bu bağlamda yeniden doğabilmek için önce  kendi kendimize hamile olduğumuz bir sürece başlıyoruz. Kendi kendimizin rüyasını gerçekleştirmeye niyet ediyoruz ki; var oluş potansiyelimizi bütünü ile Dünya gezegenine sevgiyle ışıyalım. 

KENDİMİ DOĞURUYORUM...

Rahim, geçmişin geleceğe dönüştüğü alan ve zaman boyutudur. Bu yıl, kendi kendimizin rahminde iken; umut duygusunu yoğun bir biçimde deneyimliyoruz. Hani bazen o kadar karanlık olur ki zifiri karanlık deriz, bir daha asla ışık olmayacak gibi hissederiz ancak bir an gelir birden içimizden dalga dalga kıvılcımlar salınıverir ağır ağır. Ve deriz ki bir kez daha denemeye değer. Yeniden başlayabilirim, yapabilirim. Güç bende artık... Ve hafif hafif dalgalar deneyimleriz kısıtlanmalar, zorlanmalar, sınırlar fark etmeye başlarız. Rahimde zamanın sonsuz olduğunun, birliğin bilincindeyizdir, döl yolunda ağır ağır yol alırken,  zamanın içerisindeki bilinci algılamaya başladığımız bir süreç baş gösterir. Her sınırlanıp, kısıtlandığımızı hissettiğimizde depresif bir hal deneyimleyebiliriz. Ancak hemen hatırlıyor olacağız ki;  tüm semptomlar (fiziksel-zihinsel-duygusal-ruhsal) öz benliğimizin uyanış çağrıları. Ve bu süreçte, uyanmak için biraz acı duyumsamamız en değerli yardımcımız. Acılarımızın içinden geçme cesaretimizi hatırladığımızda acının ardındaki güzelliğimiz ile buluşabiliriz, özümüzü hatırlarız. Bunun için en karanlıktan ışığa doğru odaklı bir biçimde disiplinle, ciddiyetle anlamaya yol açarak ilerliyoruz. Ve mucize, ışığı tam anlamı ile görüyoruz ne büyük aşk, doğum anı; şimdi biliyoruz ki bir biz daha var bizden içeri. Mekan ve zaman ile sınırlandırılmış alanımıza merhaba der iken gezegenimizin büyük dönüşümü için neler gerçekleştirmek üzere burada olduğumuzu biliyoruz ve aldığımız ilk soluk ile o muhteşem havanın dalga dalga ciğerlerimiz ile temasını duyumsarken Dünya gezegeninde, gerçekleştireceklerimizin bir provasını gözlerimizin önünden seyr ediyoruz sevgimizin gücü ile... Önce bir kaos bir düzensizliğin içerinde buluveriyoruz kendimizi, şimdi kendimizi gerçekleştirebilmek adına ilmek ilmek dokuyacağız yeteneklerimizi yeryüzünün dergahında. Çılgın dalgalar üzerinde sörf tahtamız ile harikulade bir gösteri gerçekleştirmeye hazırız artık...

Hazır mısınız? Kendinizi Görmeye? 

Azaldıkça çoğalıyoruz bu yıl süresince....

Fizyolojik bedenimizi düzenli bir biçimde harekete davet edelim, sıklıkla doğada vakit geçirmeye odağımızı yönlendirelim. Her baktığımız yerde yepyeni bir şey keşfetmeye merakla yaklaşalım,

Zihinsel bedenimizi güçlendirmek için meditasyon uygulamalarına alan ve zaman açalım,

Duygusal bedenimizin sağlığı için cesurca içimizden yükselen duyguları tatlı, nazik, şefkatli bir dil ile ifade edelim, 

Sezgilerimize güvenelim, içimizdeki o belli belirsiz tınılara yüreğimizin kulağını kabartalım,

Dönüşmeye cesaret edelim, yeniden yeniden doğabileceğimize inanalım,

Diğer insanların özlerindeki potansiyeli görmelerine vesile olarak güzel projelerine destek verelim,

Kendimizi Dünya ya güvenle açarken, içsel farkındalığınızın adım adım geliştiğine şahit olun,

Mucizelerin yaşamınızda var olmasına izin verin, mucizeler her an her yerde yeter ki; teslimiyet bilinci ile kendimizi Dünya ananın kucağına şefkatle bırakabilelim.

"Sadece kendimizi dönüştürebiliriz, bir diğerinin gözlerinde kendimizi görerek. Gücümüzü sadece kendimizin öz ışığını Dünya gezegeninde sevgiyle yaratmak üzerine odakladığımız ve yarattıklarımızı şefkatle paylaştığımız yemyeşil bir yıl olsun, ışık olsun..."

Özge Genlik - Mistikalem.com

Uzman Psikolog