2019: Kendimi doğuruyorum

19 Aralık 2018 Çarşamba
2019: Kendimi doğuruyorum
2019: Kendimi doğuruyorum

İlk can Dünya gezegenine merhaba demek üzere özenli bir humma ile sıcacık, korunaklı sınırlı karanlık sularda (rahim) ışığa doğru yol almak üzere hazırlanıyor. Dünya gezegenindeki ilk kadın bir başka canın hayalini gerçekleştirmek üzere gittikçe sıklaşan dalgalar üzerinde çoşkuyla, heyecanla, hazla, merakla sörf yapıyor… Ve bir adım sonra ilk soluk öz bağımsızlığın pınarında yankılanıyor …Doğum süresince kadının en birincil destekçileri kimler? Tabi ki hormonlar (oksitosin-endorfin-adrenalin), eterik bedenin altıncı enerji merkezi sonsuz sevginin tezahürünü, eşsiz bir lütfu, ete kemiğe büründürür. Lütfun (Jüpiter bilinci /eterik bedenin altıncı enerji merkezi) ve anlayışın (Satürn bilinci /eterik bedenin yedinci enerji merkezi) birliğini deneyimliyor olduğun ışıl ışıl bir doğum yılına hoş geldin…

DOĞUM

Doğum size göre neyi/neleri sembolize eder?
Seks, orgazm, ölüm, yaşam gücü, teslimiyet, boşluk, hiçlik hali, acı, zevk, mucize…

Doğmak nasıl bir deneyim size göre?
İlk zihninizde ne/neler beliriyor? Zihninizde beliren görüntüyü mercek altına alın (bilinçdışı ile iletişim kurmanın en doğal yolu imajinasyondur).
Doğum; başlı başına deneyimlenen travmatik bir deneyimdir. Ve bu travmanın özünde gerçek hazinemiz saklıdır. Öz mutluluğu deneyimlemek, doğum sürecimizi anlamlandırmak ve çözümlemekten geçmektedir.
Belki de doğum sürecini, acı duygulanımını içten deneyimlediğiniz bir süreç olarak nitelendiriyor olabilirsiniz. Öyle ise hatırlamamız gereken; acılarımızın en değerli yol göstericilerimiz olduğu…

Acının içerisine doğru yürüyebilme cesareti gösterebildiğimizde dönüşür,
gerçekte kim olduğumuzu hatırlarız.

Her son, yeni bir başlangıcın ritmini çekirdeğinde barındırmaktadır…

Doğum; rahimdeki yaşam sürecimiz sona ererken Dünya adı verilen gezegenin toprağı ile buluşmak, olarak da nitelendirilebilir. Ölümün özünde yeniden varoluşun tadına bakmak. Her ölümün bir doğuma, her doğumun da bir ölüme gebe olduğunu hatırlamak. Ve bu sonsuz döngüyü idrak etmeye yönelebileceğimiz muhteşem bir 12 ay bizleri tüm ihtişamı ile kucaklamaya hazır.
Her bir insan varlığının gerçekleştirmek üzere üzerinde durduğu nokta; sonsuz doğum-ölüm döngüsünden özgürleşebilmek, bir başka deyim ile nesiller boyu aktarılmış hikayenin özüne eğilmek ve teslimiyet bilinci içerisinde birliği deneyimlemek adına, yaşamlar boyu edinilmiş izlerin yakılması üzerine emek vermektir. Bunun gerçekleşebilmesi için; kendimizi doğurmayı seçmek “öz”e doğmak güzel ışıltılı bir başlangıç olabilir, sadece başlangıç…

KENDİMİ DOĞURUYORUM…
Müjdeler olsun ki; 2019, kendimizi doğuracağımız bir süreç deneyimini armağan ediyor bizlere, ne kadar da mucivezi değil mi?

Her birimiz, sihirli bir niyetin beden bulmuş bir tezahürüyüz.

Ya biz? 2019 a ne/neleri, nasıl vermeyi seçiyoruz? İnsan varlıklarının geneli vermekten ziyade almaya odağını yönlendirmeyi seçer. Halbuki alınan kadar vermek, verilen kadar da almak denge halinin bir başka deyim ile sağlıklı olma halinin deneyimlenebilmesi için oldukça mühimdir. Birşeyi isterken karşılığında ne/neleri vermeye hazır olduğumuzun bilinci olabilmek yaşam serüvenimize anlayış katacaktır. Birşeyi istemek; heyecanlı, güzel ve bir o kadar da iradenin gücünün sergileneceği bir sürece işaret eder. Herhangi birşeyi istediğimizde bir tohum atmış oluruz. Tohumun kendine has dokusunda mis gibi kokan çiçekler/lezzetli meyveler sunabilmesi toprağın verimine, havanın durumuna, kendisine bakım sunanın öz sevgi ve şefkatine göre değişkenlik gösterecektir. Özünde birşeyi istediğimizde kendimizde açılım yaratmak, büyümek, ışığımızı yansıtmak üzere bir alan seçimi yaparız. Peki ya zaman? Doğumun gerçekleşmesi için bir alan (dişil enerji) ve zamanın (eril enerji) bir olması gerekir.

Lakin zaman kişiye özgüdür. Ve her birimizin en derinlerde arzuladığı zamanın kalbinde iz bırakabilmektir. Tik tak tik tak tik tak… Zamanın içinde zaman (lar) mevcut bu bakımdan aynı yöne doğru baktığımızda gördüklerimiz farklıdır çünkü herşey bizim bir yansımamızdan ibarettir. Kişinin deneyimleceği açılım kendisinin hangi zamanı tecrübe ettiği ile doğru orantılıdır.

Yaşam hakkındaki hissiyatlarımızın, yaşamda alacağımız kararların, psikolojik-fizyolojik olarak karşı karşıya kalabileceğimiz her türlü semptomun biçimlendiği anın Dünya gezegenine gelmeyi seçtiğiniz “an”da oluşmaya başladığını biliyor musunuz?

Bundan önceki 12 ayın seçtiğimiz yaklaşık 9 aylık bir sürecinde kendimize hamile idik.
Hamileliğiniz nasıl bir süreç deneyimi idi?
Biliyorsunuz ki rahim; Dünya gezegeninde hikayemizin başladığı zemindir. Rahminizdeki siz, bu süreç boyunca sizin tüm deneyimlerinizi bir sünger gibi emdi ve içselleştirdi, herşey beden hafızasına sinir sistemi aracılığıyla gerilmeler-kasılmalar yolu ile kaydoldu. Bu bakımdan umarım keyifli, çoşkulu, kendinizle olan ilişkinizi şefkat ve öz sevginin zemininde doya doya aşkla deneyimlediğiniz kendiniz ile daima barış ittifakında olmayı seçtiğiniz bir süreç olmuştur. Doğum anımıza adım adım yaklaşıyoruz, 2019 un bir bölümünde gerçekleşecek tam zamanını henüz bilmiyorsunuz ancak sezgileriniz kulağınıza bu anı fısıldıyor olabilir. Halen doğumu başlatanın ne olduğu konusunda bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. Doğumu ne başlatıyor? Bilmiyoruz. Bildiğimiz bebeğin hazır hissettiği an rahim kasılmalarının başladığı bir başka deyim ile doğum anımızı kendimiz belirliyoruz, kendimiz seçiyoruz.

DOĞMAYA HAZIRIM…

Şimdi her birimiz 2019 da kendimizi istediğimiz “an” da ve alanda doğurmayı seçiyoruz, ne harika değil mi? Peki bu zamanın ve alanın belirleyicisi nedir? Diye soruyor olabilirsiniz bunun için mevcut bedeninizin fizyolojik ve psikolojik doğum hikayesine doğru bir seyre davet ederim sizleri…

Mevcut bedeninizdeki doğum hikayenizi hatırlıyor musunuz? Bedeninizde duyumsadıklarınızı, zihninizden akanları, ruhsal olarak deneyimledikleriniz arasında anımsadıklarınız var mı? Belki şu an anlamlandıramadığınızı hissediyorsunuz, bu hissiyat ile kalmayı seçin bir süre…Belirsizlik ve boşluk…
Bu sorunun yanıtı yeni başlangıçlara olan yaklaşımınızda mışıl mışıl uyumakta. Bir hikayeyi tekrar ettiğimiz süre boyunca uyku halindeyiz demektir. Uyanmak için önce olanı fark etmek ardından fark edilen ile temas ederek mutlak kabul sürecini deneyimlemek ve sonrasında beslenme biçimimizi (ruhsal) değiştirmemiz işlevseldir. Her yeni başlangıçta, doğum anınız bir hayalet gibi gözleriniz önünde hortlayıverir belki bugüne değin görmeyi seçmediğiniz için bu deneyimle temas etmemiş olabilirsiniz eminim ki şu andan itibaren daha farklı bakacak ve görmeyi deneyimliyor olacaksınız.

2019 da ikinci doğumumuzu gerçekleştiriyoruz peki nasıl bir ortama?

Şöyle ki; oldukça sisli bir atmosfer hakim gökyüzünde. Sisli puslu havalarda davranışlarınız nasıl form kazanır? Dikkatiniz her zamankinden daha keskin ve konsantrasyonunuz daha çok bedeninizin hissettiği uyaranlara yönelirken sezgileriniz rehber olur gözlerinize. Peki bu göz gözü görmeyen sisli atmosferde, balık kuyruklu bir dağ keçisi olduğunuzu ve dik yamaçlı bir dağa tırmandığınızı düşünseniz nasıl olur? İşte 2019 yılı boyunca her birimiz konsantrasyonumuzu kendi içselliğimize yönelterek kendi Everestimize tırmanacağız cebimizde ise 2019 nun bizlere koşulsuz sevgiyle sunduğu armağanları şöyle: sabır, öz disiplin, anlayış. Kendini bilmenin yolunda bilgelik zeminimizi genişletirken her birimiz bir serüvene doğru yola koyuluyoruz. Kendimizi doğurduğumuz andan itibaren çocuğumuzu büyütmemiz için muazzam eşsizlikte daha çok sezgiselliğimizin rehberine başvuracağımız bir serüven bu. Hatırlayalım ki; çocuklarımız bizlerin en değerli rehberleridir yaşam döngümüzde. Çocuğumuz büyürken yaşamın nihai anlamını içselleştirebilmek adına iştahımız kabaracak ve bir diğerine hizmet sunmaktan oldukça haz alacağımız bir 12 ay deneyimliyor olacağız, eş zamanlı olarak.
2019 yılını belirsizlikleri ve boşlukları daha iyi idrak ettiğimiz bir koan yılı olarak da değerlendirebiliriz. Zamanın kendi ritminde dans etmeyi sevdiği paradoksal bir zemine doğum yapıyoruz. Ve manik-depresif ruh hallerini sıklıkla deneyimlememiz oldukça muhtemel. Duyguların dalgalı okyanusunda sörf yapıyoruz, anlyacağınız. Neşeli, tatminkar hissederken bir anda hırslarımızın esiri olarak daha hüzünlü ve doyumsuz hissedebiliriz tabi bu da zaman zaman kendimizi döverken eş zamanlı olarak sevdiğimizi fark etmemize vesile olacaktır.
İki kutbu, zıtlıkları dengelemenin en iyi yolu kendi içselliğimize doğru yönelmektr ki 2019 yılının atmosferi bunu oldukça destekliyor. Her kaos bir düzeni oluşturmaktadır, bizlere anlamsız kopuk dağınık gibi görünenlerin ardıl planında eşsiz bir dehanın planı mevcuttur. Dengenin sağlanması (iyileşme) geçmişi bütünü ile geri kazanabildiğimizde mümkündür, bunun için geçmişe yönelmemize gerek yok geçmiş zaten bu anda tıpkı gelecek ve şimdi gibi her biri kol kola girmiş bir halde an da tezehür ederken gerçekleştirilmesi gereken tek şey her ne hissediyor, duyumsuyor ve düşünüyor isek olduğu gibi kabul ederek, olduğunuz yerden başlamaktır. Bu yıl, bilincimiz evrenin kalbine doğru aşkla akarken kendinize bugüne değin hiç yaklaşmadığınız kadar yaklaşmaya belki de size engelmiş gibi görünen herşeyin aslında sizi büyüten, bilgeleştiren bir sembol olduğunu görmeye ve ilk kez en çıplak haliniz ile özünüze temas etmeye hazır mısınız?

Hoşgeldin 2019
Işık Olsun


Uzman Psikolog Özge Genlik
Vesta77 Psikolojik Dönüşüm ve Yaşam Akademisinin Kurucusu
www.vestaakademi.com

http://oozgegenlik.blogspot.com/