23-29 Ekim 2022 = “ ‘Sevgi'nin Saklı Simetrisi"

01 Kasım 2022 Salı
23-29 Ekim 2022 = “ ‘Sevgi'nin Saklı Simetrisi
23-29 Ekim 2022 = “ ‘Sevgi'nin Saklı Simetrisi"

          "Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır,                                                                   ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

                                                                            -Mustafa Kemal Atatürk-

Cumhuriyetimizin 99. yıl dönümünü kutladığımız 2022 yılının 43. Haftası;  öz çekirdek enerjimizin yenileneceği doğum kanalına güçlü bir giriş gerçekleştiriyoruz, Güneş ve Ay Tutulmalarının tesirini derinden deneyimlemeye başlıyoruz… Karmik cerrahlar iş başında !

Değerli okurlar, Kova (Saka) evrensel kardeşliğin’ zamanın bir dalga boyutunda her birimizin birbirimizle var olan sonsuz bağının bilgisini ışıyan burç sürecidir, Plüton gezegeninin Saka burcundaki yolculuğu (23 Mart 2023- 11 Haziran 2023/ 21 Ocak 2024-19 Ocak 2044) bizlere bu bilginin hücresel boyutta açılımını sağlamaya doğru derin derin yaklaşırken , şimdi her birimizin ruhsal boyutta bir ailesi ve pek tabi her bir ailenin kendine özgü bir hikayesi olduğunu hatırlama vakti!

Her Güneş Tutulmasının enerjisi bir girdap gibidir, şu anda deneyimlemekte olduğumuz gelecek-şimdi- geçmiş boyutlardaki yaşam hikayelerimizi dönüştürebileceğimiz , yaşam adını atfettiğimiz ölüm-doğum döngüsündeki biricik yerimize ilişkin bilgi alabileceğimiz ve eş zamanlı olarak bilgi verebileceğimiz bir portal açılır. Zamanın dalgalarında ne kadar derine dalarsak o boyutta ileriye doğru bir sıçrama da gerçekleştirmiş olduğumuzu bu süreçlerde hatırda tutmak akıllıca olabilir. 

Her 18 yılda bir,  ruh ailemizin hikayesi yeniden aktarılır ve bilinçli bir şekilde bedenimizle (beden=bilinçdışı) temas halinde olabilirsek  ruhumuzun sonsuz yolculuğundaki hikayeyi değiştirebiliriz, bunun için ejderhamızı nasıl eğitebileceğimizi hatırlamamız yeterli.


25 Ekim Salı günü  zodyak çemberinin ‘dönüşüm’ boyutunu ışıyan su elementinin sabit ve dişil niteliğindeki, güçlü-konsantre bir enerjiyle yaşamın gizemlerini ortaya çıkaran, yaşamın daimi olarak tohumda devam ettiğini işaret eden, ölümün farkındalığını yansıtan, Akrep burcunun tutkulu, sezgisel doğasında tezahür eden Güneş Tutulmasının hikayesi  Mark Wolynn’in kaleme aldığı ’Seninle Başlamadı’ kitabının tadında olmasının yanı sıra bizleri Paulo Coelho’nun ölümsüz eseri ’Simyacı’ da olduğu gibi kendi derinliklerimizle yüzleşmeye çağırıyor…

Zamanın kalbinde iz bırakabilecek , öz benliğimize ilişkin bilgileri açığa çıkartmamıza ışık tutan  iyileştirici tesiri olan çok derin bir süreçteyiz, Tutulmanın ışığının yönetici gezegeni Mars gezegeni de 30 Ekim itibariyle İkizler burcunda geri hareketi başlatırken zihnimizin derinliklerine derin bir dalış gerçekleştirmek, atalarımızdan gelen karmayı iyileştirmek için bilinçli bir şekilde enerjimizi yönetmek adına ideal bir zaman kalitesindeyiz. 

Karmik Cerrahlar İş Başında! 

Akrep burcunun 2. derecesinde tezahür eden  Güneş Tutulmasının (6 Güney Saros Döngüsü-Saros 124)dekan yöneticisi ve Yeniayın ışığının yöneticisi olarak Mars gezegenin enerjisinin zamanın kalbinde iz bıraktığı , kutsal kaseyi (rahim) sembolize eden Venüs gezegenin ışığıyla birleşen  tutulmanın enerjisiyle başlayan her şeyin neticesini/sonucunu 24 Nisan 2024 yılında deneyimleyeceğimiz yeni bir “karma” döngüsünün (etki-tepki/neden-sonuç döngüsü)  ilk tohumlarını atmaya  başlıyoruz! Özellikle 25 Mayıs 2023-24 Nisan 2024 arasındaki zaman diliminde ektiğimiz tohumlar önem arz ediyor. 

Bu tutulma ailesine ilişkin hikayeye 1950-1968-1986-2004 yıllarında tezahür eden tutulmalarda şahit olmuştuk, bu yıllardaki tutulmalarda yaşamlarınızdaki deneyimleri zihninizin gözüyle bir kez daha izlemeniz, nasıl bir süreç deneyimlemekte olduğunuza dair yolunuza ışık olabilir. 

25 Ekim 2022 Akrep Burcunda Güneş Tutulması:

“ KAÇIŞ YOK”

Kendimizden, öz benliğimizin güçlü ışığından “kaçış yok”. Dışarıda her ne olursa olsun, her şey bizi bize yaklaştırmak, öz ışığımızla birleşmemiz adına tezahür etmekte olduğunu derinden anımsayacağımız bir döngüdeyiz. 

Mevcut süreçte ölümlü doğamız ile ruhani sonsuz yolculuğumuz arasındaki dengeyi barışçıl bir zemine oturtmamız önem arz etmekte. 

Sonsuz ruhani bir varlık olsak dahi zamanın döngülerine öz sevgiyle bağlıyız ve her şeyin bir nedeni ve nasılı olduğu gibi mevcut bedenimizi seçmiş olmamızın da bir nedeni var. İşte o “neden”ler şimdi bir bir su yüzeyine çıkmaktalar, dikkatli bakıyor musunuz? Peki perdenin arkasında ne görüyorsunuz?

Belki de şimdi perdenin ötesine geçme ve zamanın kalbine iz bırakmanın tam zamanıdır, ne dersiniz?

                           

                               "Dünyaya bir kez anne babanız aracılığı ile gelirsiniz,

                                                  ikinci doğumunuz ise bekleyiştir.

   Kendi kendinizi dünyaya getirmek ve kendi kendinizin anne babası olmak zorundasınızdır." 

-Chandra Mohan Jain-

(Osho)

Nasıl ki bir bebek doğum kanalına girdiğinde tek çıkış yolu sezgilerini dinleyerek aydınlığa doğru  tek başına yol almak ise 25 Ekim Salı günü (13.48) yaşamın tohumda devam eden boyutunu, ölümü ve yeniden doğumu simgeleyen, majisyenlerin burcu olarak nitelendirilen Akrep burcunun turkuaz renkteki şifalı sularında doğan Yeniay süreciyle birlikte bizler de kendi öz eşsiz ışığımızdan kaçamayacağımızı anlayışla karşılayarak , hazinemizi aramak için  Paulo Coelho’nun ölümsüz eseri “Simyacı” tadında bir yolculuğa başlıyoruz.


                                                 “Bir şeyi gerçekten istediğin zaman, 

                arzunu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar.”

                                                                 -Paulo Coelho-

 Yeniayın tezahür ettiği dereceye (2 Akrep Burcu) bağlı olarak Yeniayın ışığının kısmi asaletinde yer alan, eş zamanlı olarak dekan yöneticisi ve Yeniayın ışığının yönetici gezegeni; eylem fonksiyonumuzu nitelendiren,  Mars gezegeni, birbirine taban tabana zıt ve eş zamanlı olarak birbirini birebir tamamlayan karşıtlıkların doğasını ifade eden İkizler burcunda geri hareketine başlamaya hazırlanırken (30 Ekim 2022- 12 Ocak 2023), bizler de asalarımızın ışığında kendi kişisel menkıbemize doğru, doğum kanalında aydınlığa doğru  kararlı, azimli adımlar, manevralar almaya başlıyoruz.  

Yeniayın ışığının ilk olarak Venüs gezegeniyle birleşmesi ve tutulmanın Güney Ay Düğümü yönünde tezahür ettiğini de göz önüne aldığımızda yaşam döngümüzde değişmesini istemediğimiz her hususa ilişkin içsel değerlerimizi yeniden gözden geçireceğimiz bir eşikte olduğumuzun altını çiziyor, bizi değişimden alıkoyan tüm pas tutmuş bağları kudretin kılıcı ile kesip atma, konfor alanımızdan güçlü bir sıçrama gerçekleştirme vakti! 

Yeniayın doğduğu anın haritasında yükselen derecesinde yer alan balık kuyruklu keçi (Oğlak burcu); korkularımızın özüne doğru ilerlediğimizde gerçekten neyi istediğimizi anlayabileceğimize işaret ederken, yükselen burçta konumlanan Plüton gezegeni; aradığımız hazinenin içimizdeki derinlikte gizli olduğunu yoğun bir basınçla ifade ediyor.

Kendi kendimize var ettiğimiz hipnozdan uyanışa, ölümlü doğamızla yüzleşerek ölümsüz-sonsuz doğamızın sırrına erişmeye sadece zihnimizin irade gücünü ehil kullandığımızda erişebileceğimiz bu gizemli ve dönüşümsel döngüde ektiğimiz tohumların bizlere neler sunacağını , aradığımız hazinemizin en başından beri kalbimizin en derinliklerinde saklı olduğunu, ise   24 Nisan 2024   tarihindeki dolunay sürecinde görüyoruz.


                                                              'Aradığın ancak sensin, sen.'

                                                              -Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî-

Bu dinamik, yenileyici, canlandırıcı süreçte Mars gezegenin ışığının vurgulu olduğunu görmekteyiz, daimi bir öğrenci ruhunu ışıyan İkizler burcunun meraklı doğasında geri hareketine başlayacak olan Işığın Savaşçısı Ares, bizlere “Doğum Hikayemizi Yeniden Yazmak” , üzere öz potansiyelimizde var olan gücümüzü ortaya koymak adına kendimizle savaşa bir çağrı gerçekleştiriyor! Çağrıyı dinlemeyi seçiyor musunuz? 


                                                          “Kalbini dinle o her şeyi bilir.”

                                                                         -Paulo Coelho-

Yılın 43. Haftası gökyüzündeki trafik  oldukça yoğun, Güneş Tutulmasının yanı sıra,

‘Akrep Zamanı’ başlıyor diyebiliriz.

Haftanın ilk günü (23 Ekim Pazar) sonsuzluğun özündeki yerimizi ışıyan Güneş ve öz değer bilincimizin barometresi Venüs gezegeni, Akrep burcunun derin ve şifalı sularına dalış gerçekleştiriyorlar. 

Güneş, 22 Kasım tarihine değin Akrep burcunda yol alırken, benliğimizin derinliklerinde uyuyan gizemleri çözümlemek, gölge yönlerimizle bütünleşmek adına psiko-analiz sürecine başlamak adına ideal bir zaman kalitesindeyiz.

Venüs gezegeni de 16 Kasım tarihine değin Akrep burcunun gizemli doğasında tutkulu kulaçlar atarken, kendimizle ilişkimizi yeniden değerlendirmek ve dönüştürmek. Değer yargılarımızın form kazandığı ilk çevremizi (rahim) daha derinden dinlemek ve yeniden çerçevelendirmek adına derin bir süreçteyiz. Şimdi kendimizle tutkulu bir şekilde sevişmeyi hatırlamanın  zamanı!


Haftanın son günü (29 Ekim Cumartesi) yeryüzünde ve eş zamanlı olarak yeraltı diyarında var olabilen tek Tanrı Hermes (Merkür gezegeni) de 17 Kasım tarihine değin Akrep burcunun yenileyici doğasında konumlanıyor.  Merkür gezegeninin Akrep burcundaki yolculuğu boyunca söyleneni değil, söyleninin ardındaki deşire eden bir zihin yapımızın olması muhtemel olmakla birlikte, bir bilginin tohumlandığı kökleri araştırmak adına rahatlıkla konsantre olabilir, sezgilerimizin iletişim süreçlerimizin direksiyonuna hakimiyetini gözlemleyebiliriz. 

Işığın Savaşçısı Ares ile Tanrıların Habercisi Hermes birbirlerini karşılıklı ağırlarken(Akrep burcunun yönetici gezegeni Mars, Merkür gezegenin yönetimindeki İkizler burcunda, İkizler burcunun yöneticisi Merkür ise Mars gezegenin yönetimindeki Akrep burcunda), sözcüklerimiz/kelimelerimiz kılıçtan daha derin yaralar açabileceği gibi eş zamanlı olarak sözcüklerin dönüştürücü ve iyileştirici tesiri daha derinden nüfuz edebilir.

Ruhsal boyuttaki sağlığımızı en çok gözeten gezegen; Satürn  haftanın başlangıç günü (23 Ekim Pazar) Kova (Saka) burcunda 7 Mart 2023 tarihine değin tam yol ileri diyor. Bilimsel ve teknoloji zeminlerinde yeni bilgi akışı, sosyal boyutta reformlar, küresel boyutta  devrimsel nitelikteki bilgiler geleceğimizi inşa etmeye devam ediyor. 

Haftanın en güzel günü ; Cuma  ise (28 Ekim) Jüpiter gezegeni geri hareketini  24 Kasım 2022 tarihine değin Balık burcunda devam ettirmeye başlıyor! Yoga yoluna baş koymak ve/veya yoga yolculuğunda derinleşmek adına mistik ve şefkatli bir süreçteyiz. Hayal gücümüzün engin okyanusuyla empatik bağlar kurarak yaratıcı projelerimize yeni bir soluk getirebiliriz. Kim olduğumuza dair hatıralarımızla, kim olabileceğimize ilişkin potansiyelimizle daha derinden temas kurabiliriz. Bu süreçte "uyku" süreçlerimizi yeniden düzenlemek de işlevsel olabilir. Patrick Michael Fuller şöyle diyor: “Uyku, uyanıklığın yararınadır.” Uyku sürecimizin kalitesini arttırmak adına sağlıklı adımlar atabiliriz.  

Haydi şimdi gelin yeni haftamızı derin derin analiz etmeye başlayalım mı?:

Haftanın başlangıç günü (23 Ekim Pazar): Duygusal boyutta oldukça yoğun hissedebiliriz. Günün ilk dakikalarında 00.17; Venüs ve Güneş Terazi burcunun 3. dekanının (dekan yöneticisi: Jüpiter) son derecesinde (29. Derece Mars gezegeninin kısmi asaletinde) Işığın Savaşçısı Ares’in şahitliğinde birleşiyorlar. Böylece doğurganlığın, aşkın, güzelliğin Tanrıçası Afrodit ilişki zeminlerimizde sevginin saklı simetrisinin gücünü duyumsayacağımız yeni bir döngü başlatıyor. Ay (Balsamik Ay Fazında) ise bu dakikalarda  04.53’e değin zihni sinir Başak burcunun soğuk ve kuru topraklarında boşlukta hizmet odaklı bir ritimle ışığını küçültüyor…Artemis (Ay) “Biz” bilincini ışıyan  Terazi burcunun sıcak ve nemli atmosferine ılımlı bir ritimle adım attığında öncelikle Tanrıların Tanrısı Zeus (Jüpiter) ile karşı karşıya geliyor (Ay-Jüpiter karşıt açı dinamiği). İçsel olarak dengemizi  yeniden nasıl sağlayacağımıza ilişkin neyi/neleri abartılı bir biçimde yaptığımızı ve/veya yapmaya yöneldiğimizi  gözlemleyebileceğimiz  günün akışında değişen enerjiler yeni koşulları beraberinde getirmekte. Venüs gezegeni 16 Kasım 2022’e değin ‘zararlı’ konumda olduğu Akrep burcununun derin ve dönüştürücü doğasındaki yolculuğuna başlıyor. Sonsuzluğun özündeki yerimizi ışıyan Güneş de Akrep burcunun tutkulu, iyileştirici, sezgisel sularında 22 Kasım 2022 tarihine değin parlamaya başlıyor. Sonlanmaların özünden yeniden başlıyoruz… Bireysel olarak dönüşüm dolayısıyla iyileşme sürecimizin hız kazanacağı, yaşam döngümüzde hangi alanlarda derinleşmek istiyor isek tüm varoluş enerjimizle o alanlara derin bir sondaj gerçekleştirebileceğimiz bu süreçte bütünüyle kendimizle yüzleşiyoruz. İlişki zeminlerimizde ise tutkulu bir zeminde daha  sahiplenici, kontrol edici, saplantılı olabilecek eylemler sergilemeye yönelik içsel bir çekim duyumsayabiliriz. Bugün ruhsal boyuttaki sağlığımızı en çok gözeten Satürn gezegeni Kova (Saka) burcundaki geri hareketini tamamlıyor ve  zamanın fütürist dalga boylarında tam yol ileri diyor! Şimdi sorumluluklarımızın sınırlarını daha iyi gözetebileceğimiz bir sürece geçiyoruz. 

Haftanın ikinci günü (24 Ekim Pazartesi): İş ve çalışma haftasının ilk günü biraz karanlık bir atmosferdeyiz Ay ışığını iyice azaltmış, biricik, yegane aşkı Güneş ile birleşmeye hazırlanıyor. Ay, balsamik fazda yol alırken aman kimseler duymasın- bilmesin- görmesin diyebileceğimiz, gizli-saklı kalmasını istediğimiz bazı eylemlerimizi gerçekleştirmek adına güzel bir zaman kalitesi olabilir. Şafaktan önce Artemis (Ay), gökyüzünün Bilen Kişisi ile karşı karşıya geliyor (Ay- Kiron karşıt açı dinamiği). Doğada tek başımıza vakit geçirerek kendimizi okumaya yönelmemiz akıllıca olabilir,  kendi kendimizden bilgi transferi sağlayabileceğimiz güzel bir atmosferdeyiz. Artemis (Ay), Zamanın Tanrısı Kronos (Satürn) ile lütufkar sohbetini gerçekleştirilen kendigenliğimize ilişkin elde ettiğimiz bilgilerin yararını görebiliriz. Öz potansiyelimizdeki tohumu besleyebileceğimiz eğitim-öğretim süreçleri hakkında araştırma yapabilir, bilgi edinebiliriz. Ay ışığını Merkür gezegeniyle birleşmeye doğru ahenkle yol alırken, doğal liderlik becerilerimizin kendiliğinden aydınlandığını gözlemleyebiliriz. İlişkilerin aynası Terazi burcunun sıcak ve nemli atmosferinde  Venüs gezegeninin kısmi asalet ışığının şahitliğinde birleşen Ay ve Merkür gezegenlerin enerjisi bir ‘aşk büyüsü’ tadında olabileceği gibi ilişki zeminlerimizdeki iletişimsel sürecin kazanını fokur fokur bir ritimde kaynatabilecek potansiyeline sahip, sözcüklerimizi/kelimelerimizi özenle seçmek işlevsel olabilir.


                                                                                       “Yanlış düşünebilir,

                                                                  Yanlış anlayabilir veya yanlış yapabilirsin

                                                                                 Ama yanlış hissedemezsin.”

                                                                                              -Edith Wharton-

Haftanın ortasına vardığımızda (25 Ekim Salı): Doğum var! Hatırlayalım ki; doğumda zaman mefhumu yoktur, her doğum süreci biriciktir ve kendi ritminde ilerler. Günün akışı boyunca, 13.48’de tezahür edecek parçalı Güneş Tutulmasının güçlü tesiri altındayız, bugünü mahremiyeti ön planda tutarak iç referanslı bir ritimle mümkün olabildiğince kendi özel alanlarımızda tek başımıza değerlendirmemiz işlevsel olabilir. Salı günü Ay boşlukta (03.35-10.18 zaman diliminde Ay boşlukta) iken Güneş’i selamlıyoruz bu bağlamda güne başlarken meditasyon, derin dinlenme, Yoga Nidra uygulamalarında bedenimizi dinlendirmek ve eş zamanlı olarak bedenimizi dinlemek böylece  zihinsel olarak derinleşmek adına uyumlu ve huzurlu bir zaman kalitesindeyiz. 

 10.18’den itibaren Akrep burcunun soğuk, derin, şifalı sularında tutkulu ve azimli kulaçlarla biricik aşkı Güneş’e doğru ilerleyen Ay, ışığını Güneş ile birleştirdikten sonra ışığını hemen Venüs gezegenine iletiyor, hayat/yaşam olarak nitelendirdiğimiz ölüm-doğum döngüsünde  İlişki zeminlerimizdeki her şeyin kendimizle olan ilişkimizdeki dinamiği köklendiğini güçlü bir şekilde hissedebiliriz. İçsel dünyamızda her neye inanmayı seçiyorsak dış dünyada o deneyimleri kendimize çektiğimize dair derin bir  farkındalık geliştirmek adına gizemli bir süreçteyiz. 


Haftanın dördüncü günü (26 Ekim Çarşamba): “Büyük lokma ye, büyük söz söyleme” atasözümüzü hatırlamak yerinde olabilir. Güneş Tutulmasının ardından Ay (Yeniay fazında) ilk olarak ışığını değerlendirme fonksiyonumuz Venüs gezegeniyle birleştirmişti ve Güney Ay Düğümü yönünde azimle yol almaya başlamıştı… Bugün Akrep burcunun ikinci dekanında (Dekan yöneticisi: Güneş)  Güney Ay Düğümüyle ışığını birleştirdiğinde (Merkür gezegenin kısmi asalet ışığında), her duyduğumuzun gerçeği olduğu gibi  yansıtmama payını değerlendirmemiz işlevsel olabilir. Dış görümü albenili olan manevi/maddi boyutta her şeyin iç yüzeyinin çürümekte olduğunu fark edebiliriz. Öğleden sonraki zaman diliminde Boğa burcunda geri hareketini sürdüren bireyselliğimizi, biricik dehamızın özgünlüğünü devrimsel bir ritimde ışıyan Uranüs gezegeniyle karşı karşıya duran Ay ışığını Satürn gezegeniyle uzlaşma yönünde ilerletirken (Ay-Uranüs karşıt açı & Ay-Satürn kare açı dinamikleri), kendimizi bir yabancı gibi hissedebiliriz. Geçmişten özgürleşme ihtiyacımızı daha sıra dışı bir ritimde hissedebilir, duygusal olarak mesafe almaya gereksinim duyumsayabiliriz. Artemis (Ay) Poseidon ile lütufkar hülyalı bir sohbete doğru girişirken hayal gücümüzün zengin dünyasına dalış gerçekleştirebileceğimiz gibi meditasyon süreçlerimize mudra uygulamalarını entegre ederek iç dünyamızın zenginliklerine doğru engin ve derin bir dalış gerçekleştirmeyi de seçebiliriz. 

Haftanın en lütufkar günü (27 Ekim Perşembe): Zihinsel boyutta gerginlik ve basınç hissedebiliriz. Gün doğumunda Artemis (Ay-Yeniay fazında) Yeraltı diyarının adaletli hükümdarı Hades (Plüton) ile iş birliği  ve dayanışma gerçekleştirdikten sonra dinlenmeye çekiliyor (Ay-Plüton sekstil açı dinamiği). 

Ay, 07.27-13.54 zaman aralığında Akrep burcunun gizemli doğasında boşlukta. Ay (13.54’den itibaren) yaşam döngüsünü sentezleyen Yay burcunun keşf odaklı doğasında ışığını büyütürken ilk olarak Koç burcunda geri hareketini sürdüren Jüpiter gezegenine lütufkar bir tonda dokunuyor (Ay-Jüpiter üçgen açı dinamiği) bu bağlamda özellikle eğitim-öğretim alanında yeni ideolojileri keşfetme bu bağlamda vizyonumuzu genişletmek adına birtakım deneyimlere ilhamla kucak açabiliriz. Günün akışında kendimizle olan ilişkimize dair derin derin düşünebilir, iletişim zeminlerimizde günün akışında sözcüklerimizin hem dönüştürücü hem de manipülatif gücünü gözlemleyebiliriz(Merkür- Plüton kare açı dinamiği). 

Haftanın en güzel günü (28 Ekim Cuma): Süreç odaklıyız. Ufuklarımızı genişletebilecek tecrübelere doğru iyimser, hevesli bir ritimle okumuzu fırlatabiliriz. Ay (Yeniay fazında), ateş elementinin değişken, eril niteliğindeki Yay burcunun umutlu, neşeli, doğrucu, maceracı,  keşif odaklı doğasında zihinsel olarak sınırlarımızı aşmak niyetinde olabiliriz(Ay-Merkür yarım kare açı dinamiği), özellikle ilişki dinamiklerimizde bazı sırların aydınlığa kavuşması, yenileyici-tazeleyici bir soluk almamıza vesile olabilir (Ay-Kiron üçgen açı dinamiği). 

Günün akışında, kendimizden öğrenebileceğimiz ne çok şey olduğunu bire bir büyük bir hevesle tecrübe ederek deneyimlemeye açığız (Ay-Satürn sekstil açı dinamiği). Bugün Tanrıların Tanrısı Zeus (Jüpiter gezegeni) merhametin okyanusuna sevgi şimşeklerini göndererek öz sevgi yolunu şefkatle aydınlatmaya yeniden başlıyor, Jüpiter gezegeninin Balık burcundaki geri hareketine ilişkin detayı yazının giriş bölümünde okumayı seçebilirsiniz.

Haftanın son günü (29 Ekim Cumartesi):Ne Mutlu Türk’üm Diyene!’

Cumhuriyetimizin 99. yıl dönümü kutlu olsun. 

Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay (Hilal fazında), Yay burcunun sıcak ve kuru atmosferinde ışığını hevesle büyütürken ok yaydan çıktığı anda geri dönüşünün olmayacağı bilinciyle eylemde olmamız , ok yaydan çıktığı anda rüzgarın şiddetini de hesabımıza katmamız işlevsel olabilir (Mars-Neptün kare açı dinamiği).  Ulaşmak niyetinde olduğumuz hedefimize yönelik içsel gücümüze ilişkin risk alırken, hedef ve okun birbirlerinin varoluşuna eş zamanlı olarak anlam kattığını da aklımızda tutumamız anlamlı olabilir (Ay-Jüpiter kare açı dinamiği). 

Merkür gezegeni, Akrep burcundaki yolculuğuna başlıyor, bu transite ilişkin bilgiyi yazının başlangıç bölümünde daha detaylı okumayı seçebilirsiniz. 


Işık Olsun!