25 -26 Ocak tarihinde gezegen hizalanması var mı?

25-26 OCAK 2025 TARİHİNDE GEZEGEN HİZALANMASI VAR MI ?

Öncelikle, gerçekleştiğine inanmak istemediğimiz ve hepimizi derinden sarsan, Kartalkaya kayak merkezindeki otel yangınında hayatını yitiren canların üzüntüsü içindeyiz. Mekanları Cennet olsun, yaralıların şifası için duacıyız.

Bir gezegen dizilimi olacağı ve 6 gezegenin Güneş'in bir tarafında çizgi halinde sıralanacağı iddia edilmişti. Böyle bir dizilme olmamıştır. Zaten Ocak ayı boyunca gece göğünde hep 6 gezegen vardı, bakış açımıza göre de, hala oradalar ve düzgün bir gezegensel hizalanma olmasa bile, Şubat başına dek bu biçimde görülmeye devam edecekler.

Dünya-Güneş düzlemi, ekliptik olarak gezegenlerin hayali bir çizgi boyunca bir yerde görünmesini sağlıyor. Bu çizgi, Güneş sistemimizin 3 boyutlu düzleminin sadece 2 boyutlu bir temsili. Eğer orada birden fazla gezegen bulunuyorsa, her zaman Ay ve Güneş'le aynı çizgide görünür.
Ocak 2025 gece göğü, 4 parlak gezegen ve 2 sönük gezegenle süslü olacak. Sağda Mars, Jüpiter, Satürn ve Venüs. Bu gezegenler, Güneş çevresinde düz bir düzlemde döndüğü için, bir çizgi boyunca yer aldıkları öngörülse de, ekliptiği izlerken; Güneş'ten 3 boyutlu uzaya doğru, birbiri ardına uzanan bir çizgi halinde sıralanmamaktadırlar.

Merkür ise, ayın 25'inde akşam göğünde izlenmeyecek, sadece sabah gökyüzünde belirecek. Uranüs ve Neptün, optik yardım olmadan görülemeyecek. Bu durumda görebileceğimiz 4 parlak gezegenimiz kalmaktadır.

Mars yaklaşık iki yıldır en parlak halinde. Şubat sonuna kadar gezegenler aynı anda gökyüzünde olacaklar. Güneş sistemimizdeki 6 büyük gezegen; Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün diziliminin, 25-26 Ocak'ta bir hizalanma biçiminde oluşu Nasa'ya göre de mümkün sayılmamış, o nedenle buna; bir bakışta 4 gezegenin seyri denilmiştir.

4 parlak gezegeni gece göğümüzde izlemekle yetinmek, yine de yeterince güzel.
Bugün özel olan ise; her yıl gerçekleşmeyen bir olgu olan, aynı anda 4 parlak gezegeni görebilmemizdir.

İnsanın çok katmanlı doğasına baktığımızda, gezegensel bir manyetik enerjinin, iç gücümüzde sezgileri yükseltmekle bağlantılı olacağı söylenebilir. Bu anlamda, arındırıcı, şifalandırıcı, uyandırıcı manevi girişimler göz ardı edilmemelidir.
Düşünceyi odaklama, elektriksel alanımıza tesir edebilecek iç güçlerimizin ilk temelidir. Titreşim ise, Hermetik bir prensip olarak, bize, tüm gücün ve maddi formlar içerisinde kullanılabilen enerjilerin, belirli frekanslardaki kodlarda titreştiğini ifade eder.
Gezegenlerin titreşim frekansının da, belirli senkronizasyon notalarında, kutsal bir akustiğe dönüşerek, olumlu çalışmalarımıza olumlu yanıtlar sunabileceğini düşünebiliriz.

Ferda Ercan Uyulan - Mistikalem.com
www.facebook.com/okultizmveenerji
www.facebook.com/karanliginmesaji