27 Haziran- 3 Temmuz haftasına astrolojik bakış
27 Haziran- 3 Temmuz 2022 = Yeniden Doğum
“İnsanın hayattaki temel görevi; potansiyel olarak sahip olduğukişiliğin doğumunu gerçekleştirmektir.”
Erich Fromm
2022 yılının tam ortasındayız! Yılın 26. Haftası; “Yaşamı/Hayatı Kutsa” diyerek geçmiş ve geleceği değiştirmek üzere bir doğum süreci deneyimiyle kapımızı tıklatmakta… Şimdi zamansızlığın kalbinde en başa dönmeye, alışılmışın dışındaki seçeneklere yönelerek, kendinizi anın dalgalarına bırakarak, bambaşka bir hikâye var etmeye hazır mısınız?
YENİDEN DOĞUM/ KENDİ KENDİNİN EFENDİSİ OLMA SÜRECİ
29 Haziran Çarşamba günü (05.52/ İstanbul iline göre), 7° 23’ su elementinin öncü niteliğindeki burcu Yengeç’in besleyici, koruyucu, hassas doğasında, Venüs gezegeninin kısmi asalet ışığında birleşen Ay ve Güneş; insanoğlunun tam anlamıyla “Ben değişirsem, dünya değişir” bilinç boyutuna doğumunu müjdelemekte!
Yeniay anında İstanbul iline göre 10° Yengeç burcu yükseliyor ve Ay-Güneş birleşimi ilk soluğumuzu temsil eden Yükselen derecesiyle de birleşiyor. Her Yeniay bir “doğum”u simgeler. Ancak bu Yeniay döngüsü geçmişi geleceğe eş zamanlı olarak geleceği geçmişe dönüştüren rahmi simgeleyen, Tanrıça İsis ile ilişkilendirilen Yengeç burcunda “doğurganlığı” sembolize eden Venüs gezegenin kısmi asalet ışığında tezahür etmesi tam anlamıyla bir “doğum” sürecini işaret etmekte.
Bu hususta hatırlamamız gereken her doğum sürecinin eşsiz, biricik olduğu ve doğumda zaman mefhumunun olmadığı hakikati.
Yeniayın tezahür anında öz değer bilincimizi ışıyan, öz sevginin, ezoterik boyutta “Aşk’ın (gerçeklik)” simgesi Venüs gezegenin hem dekan yöneticisi, hem de kısmi asalette yer alıyor olması bunla birlikte Koç burcunda konumlanan Jüpiter gezegeniyle destekçi tondaki işbirliğine dayalı diyaloğu (Venüs-Jüpiter sekstil açısı) tohumumuzda var olan potansiyelin doğumunu destekleyici nitelikte bu süreçte biricik ışığımızın değerini bilmek, dürüst ve cesur olmak, öz’e güvenerek bütünüyle kendimiz olmak ön plana çıkmakta.
DİLE BENDEN NE DİLERSEN
Yeniay’ın tezahür ettiği derecede toprak elementinin değişken nitelikteki burcu “Başak” ın dodekatemoria olarak konumlandığını görmekteyiz. Kendi kendimizi besleyerek kendi kendimizin efendisi olma yönünde büyümeye doğru zihnimizin yelkenlerini ateşleyeceğimiz yeni döngüde, Yeniay’ın ışığı Koç burcunda konumlanan Jüpiter ile de kare açı gerçekleştirmekte. Bu bağlamda, Yeniay süreci tıpkı Aladdin’in sihirli lambasından çıkan cinin sorduğu gibi bizlere “Dile benden ne dilersen” diye seslenmekte.
Ne dilediğimize çok dikkat etmemiz gereken bu yeni döngüde, içi dışından güzel, işlenmemiş bir elmas olanlar mucizeler mağarasına girebiliyor.
Mağaradaki altın lambayı bulduğumuzda, her dileğin bir niyet olduğunu ve mutlak suretle tezahür ettiğinin bilincinde olmamızda fayda var.
Şimdi kendinizi hem Aladdin hem de Cin olarak imgeleyin, dilekleriniz neler olur?
Aladdin’in hikayesindeki Cin şöyle söylüyordu: “Kendi kendinin efendisi olmak, dünyadaki tüm hazinelerden, tüm sihirlerden daha değerli!” Sizce?...
SİZİ BİR RAHİM ARACILIĞIYLA ŞİMDİKİ HAYATA GELMEYE ÇEKEN ŞEY NEDİR?
Yeniay döngüsü her birimizin iyileştirmekle mükellef olduğu “doğum travma”mız üzerine detaylı ve zihinsel ve bedensel olarak organize bir uyumla çalışabilmeyi de vaat etmekte. Her birimiz kim olduğumuzu hatırlamak, öz benliğimizle yeniden bağ kurmak, gerçekliğimizle yüzleşmek üzere muazzam güzellikteki bir geçiş eşiğindeyiz. Bu süreçte kendi kendimizle yeniden bağ kurmak adına vereceğimiz düzenli ritimdeki emeğin karşılığını 27 Aralık 2023 tarihinde tezahür eden Yengeç burcundaki dolunay süreci aydınlatıyor.
Doğum hikayemizi yeniden yazmak için doğum psikolojisi alanında uzman kişilerle öz keşif yolculuğumuza başlamak, sonsuzluğun özündeki yerimizi hem hissetmek hem de görmek adına ideal bir süreçteyiz.
Kadim öğretiler olan; “Feng Shui” ve “Ayurveda” felsefelerini özümsemek, bu öğretilerin aktardığı bilgileri hafızamızda açmak adına verimli bir süreçteyiz. Öz besin kaynağımız meditasyon uygulamalarını günlük beslenme rutinimize entegre etmek adına da mucizevi bir yenilenme döngüsünde olduğumuzu hatırlayalım.
Şimdi öz yuvamıza yolculuk serüvenimizdeki bu geçiş eşiğinde doğum destekçilerimizi belirleyebiliriz. Hafta sonuna değin (Ay Hilal fazına geçinceye değin) karanlıktan ışığa doğru hafızamızda spiraller çizerek yol alırken “4” dilek hakkımız üzerine odağımızı yoğunlaştırabiliriz.
"İnsanlar seni ne diye çağırırlarsa çağırsınlar,
Senin için ne derlerse desinler sen her kimsen osun, sadece sensin.
Bu hakikati unutma.
Kendine sorman gereken soru şu: ‘Sen hayatını nasıl yaşamak ve nasıl bir hayatının olmasını istiyorsun?’
Yaşarız ve ölürüz, bu bir gerçek ve bu gerçekle sadece yalnız başımıza yüzleşebiliriz, kimse bize yardım edemez.
Şimdi şunun üzerine dikkatlice düşün:
‘Seni hayatını istediğin gibi yaşamaktan alıkoyan nedir?’ "
Şems-i Tebrizi
Haftanın başlangıç günü (27 Haziran Pazartesi): Bedenimizi ve bedenin soyut hali olan zihnimizi akort etmemiz adına bilinçli bir farkındalıkla “dinlemeye” ve “dinlenmeye” alan ve zaman açmamız işlevsel olabilir.
Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay, ‘balsamik faz’ da hava elementinin değişken nitelikteki burcu, leb demeden leblebiyi anlayan, İkizler ’in (2. Dekanında: Mars gezegeni yönetiminde) esnek, objektif, hafif, neşeli, hareketli, net, çok yönlü, meraklı doğasında zekice değişen koşullara uyum sağlayıcı, sağduyulu bir ritimde ışığını küçültürken öncelikle İkizler burcunun yönetici gezegeni Merkür ile birleşerek zihinlerimizde atalarımızın şu sözünü anımsatacak: “Akıl, akıldan üstündür.”
Hemen ardından ‘Bilen kişi’ Melanie Reinhart’ın deyimiyle “Gökyüzünün Şamanı” na destekçi bir tonda dokunan (Ay-Kiron sekstil açısı) Ay, zihnimizde gezinen sesleri netleştirmemizde sezgilerimize başvurabileceğimizin altını çizmekte.
Dünün büyüsünü bugünün bilimine dönüştüren, yeraltı diyarında ve eş zamanlı olarak yeryüzünde var olabilen tek Tanrı; Hermes ile bir ayağı fiziksel bir ayağı ruhsal alemde olan Gökyüzünün Şamanı arasındaki dayanışma (Merkür-Kiron sekstil açısı) şöyle sesleniyor:
“Ikigainizin bilincinde misiniz?”
Bugün sabah uyanma sebeplerimiz üzerine bilinçli bir farkındalıkla odaklanmak, tüm canlılar arasındaki mucize; iletişim, ve konsantrasyon becerilerimiz üzerine çalışırsak önümüzde açılabilecek yeni kapıları/ yeni olasılıkları işaret etmekte.
İçimize doğana güven duyumsayabileceğimiz günün akışında dış maddi alemde önem arz eden görüşmeler, başlangıçlar adına eylemde olmak, Ay ışığını iyice küçülttüğü için, pek akıllıca olmayabilir bunun yerine değişen koşullara nasıl uyumlanabileceğimize ilişkin hem içsel bilişimize hem de bir bilene akıl danışmak yararlı olabilir.
Antar Mouna (sessizlik) meditasyonu uygulamak, bedenimizle zihnimiz arasındaki köprü ve geleceğin biliminin yapıtaşı; sesimiz üzerine çalışmak, günlük tutmaya başlamak adına verimli bir gündeyiz.
“Yazmak, kalbin nefes alıp verişini kâğıda dökmektir.”
William Wordsworth
Haftanın ikinci günü (28 Haziran Salı): Yeni bir döngüye geçiş eşiğindeyiz. 05.39-14.53 Ay, İkizler burcunun 3. Dekanında (Güneş yönetiminde) balsamik fazda, boşlukta kendisini değişken rüzgarların akışına bırakırken, yeni güne sessizliğin özündeki sesi onurlandırarak, Güneş’imizi selamlayarak başlamak anlamlı olabilir.
Yarın sabah doğum var! Gebe kaldığımız ölüm-doğum döngüsüne bir kez daha kendimizi getirmeye hazırlanırken, bugün hissetmeye başladığımız doğum dalgalarıyla Yeni bir Ay döngüsüne doğru merakla ve heyecanla yol alırken, yeniye yer açmak adına yaşam döngümüzdeki bazı olguların ölüm fermanını imzalamak yerinde olacaktır.
Ay’ın Salı gününün akışındaki rotası şöyle: günün ilk saatlerinde eylem fonksiyonumuz , Koç burcunda konumlanan, Mars ile sekstil ve eş zamanlı olarak ruhun özgürleşmesi adına gerekli gerçeklilikleri ışıyan, Kova (Saka) burcunda geri hareketini sürdürmekte olan, Satürn gezegeni ile üçgen açı dinamiklerini kesinleştirdikten sonra Ay, ışıkları birbirine aktarma sürecine mola vermeden önce son olarak, bugün Balık burcunda geri hareketine başlayan evrensel sevgiyi simgeleyen Neptün gezegeniyle uzlaşı arayışında (Ay-Neptün kare açısı). Bununla birlikte Işığın Savaşçısıyla, Karmanın Lordunun iş birliğine şahit olmaktayız (Mars- Satürn sekstil açısı).
Bizim farkındalıklı bir bilinçle izleyeceğimiz rotanın ana teması; korku duyumsadığımız, öz yaşam enerjimizi gölgeleyen her şeyle yüzleşmek olabilir. Korku dinamiklerimizden duyumsadığımız güçle içimizdeki kahramanın öz gücünü ortaya koymak, öz yaşam enerjimizi çalan her şeyi bırakmaya gönüllü olmak işlevsel olabilir. Bu bağlamda, gereksinim duyumsadığımız cesareti damarlarımızdaki kanda uyandıracak olan; Kronos (Satürn gezegeni), dayanıklılığımızı & tahammül sınırlarımızı (zihinsel-duygusal-fizyolojik boyutlarda) sınava tabi tutuyor. Bilinçli olarak korku duyumsadığımız her şeyle yüzleşmeye hazır mıyız? Şimdi geçmişi geçmişle baş başa bırakma ve değişime şimdide kucak açma zamanı!
Ay, Yengeç burcunun şefkatli sularında öz sevgiyle kulaç atmaya başladığında (14.53) derin dinlenme, meditasyon uygulamalarıyla gevşemeye, doğumumuzu gerçekleştireceğimiz zeminin mahremiyetine ve güvenliğine özen göstermemiz işlevsel olabilir.
“Sonsuzluk,
Sonsuz zamana sahip olmak demek değildir,
Zamansızlık demektir.
Sonsuz aydınlığı yaşamak istiyorsan,
Geçmiş ve geleceği aklından çıkar, şimdide kal”
Şems-i Tebrizi
Haftanın ortasına vardığımızda (29 Haziran Çarşamba): Doğum hikayemizi yeniden yazmak üzere çok verimli bir döngüye cesaretle adım atıyoruz. Bugün kendimizi anın dalgalarının coşkusuna bırakmak, suyun hafızasına dokunarak bilincimize doğanları dikkatle analiz etmek işlevsel olabilir. Doğum psikolojisi alanında yapılan araştırmalar gösteriyor ki; sperm ve yumurtanın birleşme anından itibaren fetüsün ana rahmindeki gelişim süreci (bu süreçte annemizin duygusal hissiyatları kendi hissiyatlarımıza dönüşür) ve ardından doğum anı gerçekte kim olduğumuzun en önemli belirleyici unsurları. Bugün yaşam döngümüzde neyi/neleri nasıl abarttığımızı bir terzi bilinciyle ölçüp biçmek, hangi duygusal boşluk hissiyatlarını nasıl yamadığımızı açıkça gözlerimizin önüne sererek, değişime nereden nasıl başlayacağımıza dair önemli bir ayrıntıya işaret ediyor olabilir!
Ay-Güneş ile birleştikten sonra-Yeniay sürecine ilişkin detaylı açıklamayı yazının giriş bölümünde okumayı seçebilirsiniz- “Bilen Kişi”; Kiron ile, “Özgür ve bilinçli bir tonda kararlarımızı farkındalıkla mı alıyoruz?” teması üzerine uzlaşma yönünde bir sohbet gerçekleştiriyor (Ay-Kiron kare açısı). Tam anlamıyla kendimiz olduğumuzda duyumsamaktan kaçındığımız “acı” dinamiklerini nasıl ve nelerden feragat ederek beslemeyi seçtiğimizle yüzleşmenin tam zamanı!
Günün akışında her şeyde ölçülü olmaya, orta yolda dengeli bir ritimde yürümeye özen göstermemiz, eril-dişil enerjilerimizi dengeleyici uygulamalara yönelmek işlevsel olabilir. Örneğin bir niyet deneyi gerçekleştirmek üzere mandala çizebiliriz.
“Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol.
Bırak hayat sana rağmen değil, seninle aksın.
‘Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir’ diye endişe etme.
Nereden biliyorsun
Hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”
Şems-i Tebrizi
Haftanın en lütufkar günü (30 Haziran Perşembe): Yılın 6. Ayını sürprizli bir ritimle yolcu ediyor, yeni olasılıklar diyarına coşkuyla sıçrıyoruz! (Ay-Uranüs sekstil açısı).
Ay, Yeniay fazında, Yengeç burcunun duyarlı, şefkatli sularında sezgisel bir ritimde ışığını büyütürken duygusal farkındalığımızın tetiklendiği durum ve olaylara yönelik nasıl bir tonda iletişim kurduğumuza dikkat etmemiz ön plana çıkmakta. Eylemlerimizin neyi beslediği yönünde uyanık olmamız günün dalgalı ritmiyle akışta olmamızı destekleyebilir.
Hissetme fonksiyonumuz Ay, biricik dehamızı ışıyan Uranüs gezegeninden aldığı destekle ilahi aşkın simgesi Neptün gezegenine lütufkar bir tonda dokunmak üzere hafızamızda daha önce hiç girilmemiş odalarında sörf yaparken akşam saatlerinde meditasyon ve derin dinlenme uygulamaları gerçekleştirebiliriz.
Meditasyon süreçlerimizde yaratıcı görselleştirme teknikleri beraberinde
“Ay Taşı” kullanabiliriz.
Haftanın en güzel günü (1 Temmuz Cuma): Yılın 7. Ayı, Temmuz’u ‘Göklerin Bilgeliği’ ni içimizde bulma yönünde tetikleyici oldukça enerjik bir ritimde karşılıyoruz. Günün ilk saatlerinde (00.00), hissetme fonksiyonumuz Ay, Yengeç burcunun son demlerinde (3. Dekanı/ Ay yönetiminde) iken öncü nitelikteki burçlarda oluşan t-kare açı kalıbının apex/kilit noktasında bulunan Mars gezegeni irade gücümüzü bireysel sınırlarımızı dönüştürmek adına kahraman edasıyla ortaya koyacağımızı işaret etmekte. Her ne olursa olsun hedeflerimiz doğrultusunda savaşmaktan asla pes etmeyeceğimiz bir süreçteyiz. Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay’ın 03.40’ta cesur yürek Aslan’ın cömert doğasına heybetli bir adım atmasıyla; belki başarıya giden yolda her şey mubahtır gibi bir yaklaşımla büyük nitelikte bir kumar oynamaya (manevi/soyut boyutta) bilinçsizce yönelebiliriz, dikkat! (Aslan burcunun yönetici gezegeni Güneş, Ay yönetimindeki Yengeç burcunda konumlanmakta).
Ay, merhametin sembolü Jüpiter gezegenine lütufkar bir tonda dokunmaya doğru yaratıcı bir ritimle ışığını büyütürken, kendimize olan inancımız bizi tam gaz öz gücümüzün sınanacağı olay ve durumlara yöneltebilir. Günün akışında, kendi şarkımızı söylüyoruz. Öz yaşam sahnemizde yeteneklerimizi hayata meydan okurcasına sergileyeceğimiz, kendi şansımızı yaratacağımız; canlı, güçlü, risk alacağımız keyifli bir gün deneyimlemekteyiz.
Hafta sonu; alev alev! Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay, hilal fazında (Cumartesi günü öğleden sonrasından itibaren), yeni bir gelecek yaratma yönündeki motivasyonumuzu Aşk’ın gücüyle harlamakta.
Proaktif bir bakış açısıyla, dış dünya tezahüründe alkış izi bırakacak eylemleri filizlendirme motivasyonumuz ivme kazanıyor.
Haftanın altıncı günü (2 Temmuz Cumartesi): Tanrıların Habercisi Hermes baş rolde! Merkür gezegeni Kova (Saka) burcunda geri hareketini sürdüren Satürn gezegenine lütufkar bir tonda dokunurken, eş zamanlı olarak Balık burcunda geri hareketini sürdüren Neptün gezegeniyle uzlaşma yönünde iletişimin netleştirici, bağ geliştirici sihrinden faydalanmakta (Merkür-Satürn üçgen açı/ Merkür-Neptün kare açı dinamikleri). Merkür gezegeni; İkizler burcunun 3. Dekanında (Güneş yönetiminde) Satürn gezegenin kısmi asalet ışığında konumlanmakta.
Hissetme fonksiyonumuz Ay, özümüzdeki çocuğun simgesi Aslan burcunun cömert, asil, yaratıcı doğasında önce ‘Bilen Kişi’ arketipini ışıyan Kiron’a lütufkar bir tonda dokunuyor ve ışığını biricik dehamınızı ışıyan devrimci Uranüs gezeniyle uzlaşma yönünde öz sevginin ritmiyle büyütüyor. Işığın savaşçısı Ares ise, Yeraltı diyarının adaletli hükümdarı Hades ile “Dönüşüm Oyunu” oynamakta (Mars-Plüton kare açısı). Bu oyunun en önemli unsuru; “niyet”. Bir niyet belirlemeden, nereye varmak istediğimizi açıkça belirtmeden oyuna başlayamıyoruz!
Potansiyelimizi gerçekleştirmek, farkındalık yaratmak geçmişte iletişim noksanlığından doğan birtakım pürüzleri iyileştirmek üzere sevgiyle bağlar köklendirebileceğimiz dönüşüm enerjisinin tetiklendiği sezgisel bilişimizin yaratıcı enerjiyle temasta olabileceğimiz güçlü ve keyifli bir gün.
Haftanın son günü (3 Temmuz Pazar): Doğanın ritimlerini ışıyan Ay, hilal fazında, Aslan burcunun 3. Dekanında (Mars yönetiminde). Venüs ve Mars gezegenleri arasında yarım kare açı dinamiği aktif. Ay, öncelikle Merkür gezegeniyle iş birliği gerçekleştiriyor ardından Mars gezegenine lütufkar bir tonda dokunuyor (Ay-Merkür sekstil, Ay-Mars üçgen açı dinamikleri). Günün ilk bölümünde doğanın yaratıcı sesiyle bütünleşmek, biraz topraklanmak adına açık havada eğlenceli, neşeli süreçler deneyimlemeye zihnimizi, kalbimizi ve bedenimizi açabilir, özümüzdeki çocuğun sesinin izini sürebiliriz.
12.59-15.31 zaman diliminde ışıkları birbirine aktarma sürecine mola veren Ay, Aslan burcunda boşlukta cesurca yol alırken, bizler de iç gözlem gerçekleştirmek, meditasyon uygulamak, derin dinlenme uygulamaları adına yaratıcı bir süreç deneyimliyoruz.
Ay, on parmağında on marifet bulunan Başak burcunun hizmet odaklı, titiz, düzenli biraz da huysuz doğasına mükemmeliyetçi bir tonda adım attığında, nefsimizi terbiye etmek için yaşam döngümüzde neleri kurban etmeye yöneleceğimizi analiz etme vakti! Ne de olsa
haftaya bayram var..
Işık Olsun!
Özge Genlik - Mistikalem
- 26 Ocak 2025
- 14 Ocak 2025
- 19 Aralık 2024
- 15 Kasım 2024
- 01 Kasım 2024
- 21 Ekim 2024
- 01 Ekim 2024
- 18 Eylül 2024
- 03 Eylül 2024
- 25 Temmuz 2024
- 01 Haziran 2024
- 20 Mayıs 2024