28 Mart - 3 Nisan astrolojik yorumu
28 Mart -3 Nisan 2022 = “…Ben, biz olduğumuz zaman benim…”
“Acılarımız en değerli yol göstericilerimizdir.
Acının içine doğru yürüyebilme cesareti gösterdiğimizde dönüşür,
Kim olduğumuzu hatırlarız.”
Özge Genlik
2022 yılının 13. Haftasında bir tatlı telaş var! Bilinçdışımızın ritmini ışıyan Ay, yılın dördüncü ayının ilk gününde yeniden doğmaya hazırlanıyor…
Doğuma hazır mıyız? Doğuma Hazırlık Eğitimimize devam ederken bu süreçte Melanie Reinhart’ın deyimi ile; ‘Gökyüzünün Şamanı’nın (Chrion:Kiron) kıymetli bir öğüdü mevcut!
1 Nisan Cuma günü Ay ve Güneş Zodyak çemberinin öncü nitelikteki ilk burcu Koç burcunun sıcak ve kuru atmosferinde, cesur, ilham veren ve mücadeleci doğasında, dodekatemoria olarak cesur yürek ‘Aslan’ burcunun hüküm sürdüğü derecede, ‘Venüs’ gezegenin kısmi asalet ışığında birleşiyor.
Yeniay'ın yönetici gezegeni ‘Mars’ Kova(Saka) burcunda ışığını Satürn gezegeni ile birleştirmeye doğru kararlı ve özgün bir ritimde yol almakta (Mars-Satürn birleşimi-5 Nisan Salı günü). Yeniayın doğum anında dualite bilincini ışıyan “İkizler” burcu yükselmekte, yönetici gezegeni Merkür ise Koç burcunda konumlanmakta, Ay ışığını Güneş ile birleştirmeden önce Merkür ile birleşecek ardından Yeniay’ın doğumunun hemen akabinde ise Chrion(Kiron) ile birleşiyor. Chrion(Kiron); ‘bilen kişi’dir. Kendi yarasına derman olmak için birçok bilgiyi özümsemiş yarı at -yarı insan olan sentor, yarasının acısını ancak ölümsüzlüğünü, ölümlü varoluş ile değiştirerek dindirebilir. Bu bağlamda Kronos’un (Satürn gezegeni) oğlu Chrion (Kiron) ‘acı’ duyumsadığımız yaşam alanımızdan özgürleşmenin o acının içerisinden geçerek mümkün olabileceğini işaret eder, bu da önce kendi kendine hamile olmayı ardından kendini yeniden doğurmayı işaret eden bir şifa sürecidir.
Şimdi orman bizi çağırıyor!
Gökyüzünün bu dinamiği akıllarımıza “Kırmızı Başlıklı Kız” masalını anımsatmakta. Doğum öncesi ilk çevremiz olan rahimdeki varoluşsal dinamiklerimizi ne ölçüde bilinçli bir farkındalıkla fethetmeye niyetli olduğumuz gerçek potansiyelimizi ortaya koymamızın, tohumumuzdaki öz bilgiyi hatırlamamızın en önemli destekçisi. Çocuksu masumiyetimizi, bilgeliğe dönüştürme serüveni yaklaşıyor…
1 Nisan Cuma günü sabahı (09:24) değin Ay, biricik yegane aşkı Güneş ile birleşinceye değin ışığını küçültüyor…Hafta boyunca nefes veriş ritmimizi derinleştirmeye yönelik nefes teknikleri uygulamak, özellikle ruhumuzun ana besin maddesi ‘meditasyon’ uygulamalarını düzenli bir ritimde, meditasyon sürecimize ‘mantra’ ve ‘mudra’ uygulamalarını entegre ederek gerçekleştirmemiz en kıymetli doğum destekçilerimiz olacaktır.
Ormandaki yolculuğumuza başlamadan size küçük bir ipucu: Büyükannemizin evine doğru neşe ile ilerlerken karşımızda belirecek olan kurt bizlere şu soruyu soracak: “Hangi yolu seçeceksin? Dikiş iğnelerinin yolunu mu, toplu iğnelerinin yolunu mu?”*(Bettelheim, B. (2019). Masalların Büyüsü: Masalların İşlenişi, Önemi ve Psikanalitik Anlamları., sy.:220., İnkılap Yay., İst.
Hangi yolu seçeceğiz?...Belki de seçimler çoktan tezahür etti sadece seçimlerimizin özündeki nedenselliği deneyimleyerek anımsayacağız ne dersiniz? Haydi biz doğumumuza hazırlanmaya başlayalım:
Haftanın başlangıç günü (28 Mart Pazartesi): Doğanın ritimlerini ışıyan Ay evrensel kardeşliğin, sezgisel farkındalığın simgesi Kova(Saka) burcunun hümanist doğasında kararlı bir ritimde ışığını küçültürken yaşam döngüsünün ‘acı’ tadını duyumsuyoruz. Kova(Saka) burcunun ‘Mars’ kısmi asaletinde Venüs gezegenin Satürn gezegeni ile birleşimi (Mars gezegeninin de Kova(Saka) burcunda konumlandığını göze aldığımızda) ‘birey olma’, ‘özgürlük’ temalarını ön plana çıkartmakta. Bugünün dinamiği gerçek öz potansiyelimizi ortaya koymamıza engel teşkil eden dinamikleri yeniden değerlendirmek ve dengelemek adına anlayışlı ve güzel bir alan açmakta. Gerçek özgürlük; varoluşsal enerjimizin sınırlarını bilerek bilinçli bir farkındalıkla var olma sorumluluğunu üstlenmektir. Hatırlayalım ki; içsel inançlarımıza uyan dinamikleri yaşam döngümüzün deneyim sahasına çekeriz. Gün genelinde inançlarımızı, içsel bilgimiz ile yer değiştirmek adına düşüncelerimiz ile olan ilişkimizi yeniden yapılandırmaya yönelebiliriz. Bu bağlamda gün boyunca hatta hafta boyunca canımız sıklıkla ‘meditasyon’ çekecek gibi görünüyor.
Haftanın ikinci gününe (29 Mart Salı): Ay, Balsamik fazda, ışık aktarma ilkesine mola vermiş olarak başlıyoruz, haftanın ilk günü duyumsadığımız zihinsel yoğunluk yerini 07:31 de Ay ‘ın hiçlikten beslenen Balık burcunun engin okyanusuna dalışı ile akışa bırakmaya teslim ediyor. Güne başlarken derin dinlenme-derin gevşeme, meditasyon, vinyasa yoga uygulamaları faydalı olabilir. Odağımız gelecek yönünde köklenirken evrensel temalar zihnimizin gündeminde, bırakma ve sonlanma enerjilerinin desteği ile öz benliğimizin ışığına gölge düşüren her şeyden arınmak adına eylemde olmak akıllıca olabilir.
Haftanın ortasına vardığımızda ise (30 Mart Çarşamba): Hissetme fonksiyonumuz Ay, Zodyak çemberinin ‘evrensel sevgi’ boyutunu ışıyan dişil/Su elementi niteliğinde, bizlere sınırsızlığın yaratıcı gücünü işaret eden şefkatli, merhametli, özverili, gizemli, yaratıcı doğası ile ‘insan bilinci’ ile ‘evrenin sonsuz bilinci’ arasındaki yanılsamaları çözümleyen Balık burcunun engin okyanusunda lütufkar kulaçlar atmakta. Şimdi ‘Bir iyilik yap, okyanusa at’ zamanı!. Ay, öncelikle dokunduğu her şeyi büyüten Jüpiter gezegeni hemen ardından ise Dane Rudhyar’ın deyimi ile: “ her seviyede bütünün bütünlüğünün iyileştirici ve destekleyici kudreti”, kozmik antemiz Neptün gezegeni ile ışığını birleştiriyor. Sınırsızlığın, sonsuzluğun değerini nasıl takdir etmeyi seçiyoruz? Sorusunun yanıtını hayal gücümüzün yaratıcı doğası ile araştırabileceğimiz, ilahi sevgiyi derinden hissedebileceğimiz şefkatli bir gün. Meditasyon uygulamalarımızda imgeleme çalışmaları gerçekleştirmemiz bilincimize ait işlevselliğini yitirmiş her şeyden özgürleşmemizi, ruh tohumumuz ile barışımızı destekleyecektir.
“Biz, öğrenene kadar, ders devam eder.”
Haftanın en lütufkar gününde (31 Mart Perşembe): Rahim kasılmalarını derinden güçlü bir tonda hissetmeye başlıyoruz! Kim olduğumuza dair hatıralarımız ile kim olabileceğimize ilişkin potansiyeli nitelendiren su elementinin koruyucu, besleyici doğasından, kendi merkezimizde bir lider bilinci ile öz’e güvenerek var olmayı nitelendiren ateş elementinin ilham verici dönüşümsel doğasına geçişi deneyimliyoruz. Ay, Balık burcunda 09.36 sularında yeraltı diyarının adaletli hükümdarı Hades’in (Ay-Plüton sekstil açısı) doğumu destekleyici sohbetinin ana teması: “zamana saygı duy!” oluyor. Hatırlayalım ki her doğumun ritmi özgündür, her insan varlığı seçtiği zamanın kalitesine kendine özgün bir ritimde ilerleyerek varır. Ve pek tabi doğum süreci boyunca zihinsel-duygusal-fiziksel boyutlarda gevşemenin, rahatlamanın da çok önemli olduğunu hatırlayalım! Bu bağlamda Ay 09.36-12.30 zaman diliminde boşlukta ilerleyerek biraz dinlenmeye çekiliyor. 12.30 itibari ile Ay ın Koç burcunda yol almaya başlaması ile; kendi “ben”imize gerçekleştireceğimiz maceramız başlıyor.
Kahramanın Yolculuğunda Yeni Bir Döngüye başlarken yeni günün ışıkları henüz doğmadan 1 Nisan Cuma 05.00 civarı Ay ışığını Merkür gezegeni ile birleştiriyor. Bu birleşimin dinamiğini sağduyulu bir ritimde bu gece saatlerinden itibaren duyumsamaya başlıyoruz ve rahim kasılmaları düzenli bir ritimde tezahür etmeye başlıyor! Doğum başlıyor… Bu bağlamda nefes teknikleri uygulamalarından verim sağlayabiliriz.
Haftanın en güzel gününde (1 Nisan Cuma): Yılın dördüncü ayına sessizliğin özündeki ses: bizleri ormana çağırıyor! Yeniay doğduğunda henüz ışık yoktur bu bağlamda mahremiyet içeren bu süreçte zihinsel boyutta tohumlar ekme zamanı!. Yazının giriş bölümünde belirttiğim; büyükannemize giderken kurdun sorduğu soruya yanıtımız nedir? Hangi yolu seçtiğinizi duyumsadınız mı? Toplu iğneleri seçerek “haz odaklı” bir bilinç boyutunda ilerlemek mi yoksa dikiş iğnelerini seçerek “hakikat odaklı” bilinç boyutunda acılarınızın içerisinden geçerek öz’de kim olduğunuzu hatırlamaya yönelik cesaretli bir adım mı attınız? Bu süreçte Chrion’un (Kiron) öğüdü ise: “eril” enerjimizi dürüstçe kullanmayı, tohumumuzdaki varoluş enerjimizi hatırlamamız ve iyileşmek için kahramanca bir mücadelede var olmamız yönünde .”
“Ormanda iki yol ayrılıyordu ve ben en az tercih edilen yolu seçtim ve bütün farkı bu yarattı.”
Robert Frost
Hafta sonuna, güçlü ve dinamik bir giriş gerçekleştiriyoruz. Ormanda seçtiğimiz yolumuzda içsel yaratımımızı dış dünya tezahüründe sebatla somutlaştırmak üzere istikrarla, güzel bir ritimde, iz bırakan adımlar ile nefsimizi takdir ederek ilerliyoruz.
Haftanın altıncı gününde (2 Nisan Cumartesi): Hissetme fonksiyonumuz Ay, değerlendirme fonksiyonumuzu ışıyan Venüs ve maddeyi kristalize ederek ete kemiğe büründüren Satürn gezegenlerinin ışığından destek alıyor. İçsel tabiatımızın özgün ritmine sadık kalarak, öz doğamızın ritminin izini sürdüğümüzde nasıl da tüm kainat orkestrasının bizi desteklediğini deneyimleyebileceğimiz, meditasyon uygulamalarında derinleşebileceğimiz anlayışlı bir gün. Ay’ın 16-51 –19.50 zaman diliminde Koç burcunda boşlukta yol alacağı süreçte meditasyon süreçlerimizde derinleşmeyi araştırabiliriz.
Haftanın son günü (3 Nisan Pazar): Ay, yücelim asaletinde konumlandığı, Baharın Güneş’inin simgesi Boğa burcunun verimli topraklarında sebatla biraz da yeniliklere açık bir ritimde yol alıyor. Beş duyumuz ile duyumsadığımız her şeyin keyfini doyasıya çıkarabileceğimiz Pazar günü, doğada olmak daha dingin hissetmemize vesile olabilir. İçsel öz kaynaklarımızın zenginliğini nasıl maddi gerçeklikte bolluğa dönüştürebileceğimize ilişkin bilgi içsel bilişimizde uyanmaya başlayabilir.
- 15 Kasım 2024
- 01 Kasım 2024
- 21 Ekim 2024
- 01 Ekim 2024
- 18 Eylül 2024
- 03 Eylül 2024
- 25 Temmuz 2024
- 01 Haziran 2024
- 20 Mayıs 2024
-
10 Mayıs 2024
"YAŞAMAYA BAK DOYA DOYA" = Boğa Burcunda 'İyimser' Bir Ay Döngüsü
-
05 Mayıs 2024
ŞEYTANIN BACAĞINI KIRMAK =Zeus ile Prometheus un Yeni Yolculuğu
- 04 Nisan 2024