30 Aralık Yengeç Burcu Dolunayı

29 Aralık 2020 Salı
30 Aralık Yengeç Burcu Dolunayı
30 Aralık Yengeç Burcu Dolunayı

Yılın son dolunayı kozmik rahim arketipi Yengeç Burcu sürecinin 1. Dekanında tabiatın içsel ritmini ışıyan Barış Tanrıçası, aşk-sevgi ilkesi, ilişkisel zeminde değerlendirme fonksiyonumuzu sembolize eden Venüs gezegenin kısmi asaletinde 30 Aralık 06:28 itibari ile koşulsuz sevgi ve öz şefkatin tonunda tamamlanıyor. Öz aşk hikayenizi ifade etmeye hazır mısınız?

Venüs gezegeni Güney Ay düğümü ile Yay burcunun zemininde birleşim gerçekleştirirken: “geçmişin ile barış, geçmişi bütünü ile geri kazanarak iyileşebilirisin, yaşamsal deneyimlerinden damıttığın tecrübelerinin ışığında zarafette ile yeni ufuklara doğru ilerle...” diyor. Yengeçlerin evlerini sırtlarında taşımaları gibi bizler de büyük büyük ailemizin genetik mirasını içsel evimizde genlerimiz aracılığı ile ifade ederiz. Bu bağlamda bu dolunay ile birlikte; aile-güvenlik- beslenme-anne- gelenek temalarının hafızamızda oluşturduğu bağ (lar),zihnimizde uyanışa geçerken hikayenin ilk başladığı yere dönmek işlevsel olacaktır.

Hikaye nerede başlıyor?

RAHİM; dünya gezegenindeki hikayemizin başladığı ilk alanımız.

Eril ve dişil enerjinin birleştiği insan varlığının oluşmaya başladığı ilk alan, biricik dönüşüm merkezimiz.

Hamilelik süresince annemizin hissettiği her şeyi bizler de rahimde hisseder ve hissiyatlarımızı, gerilmeler-kasılmalar aracılığı ile beden hafızamıza kayıt ederiz. Sonrasında ilk bağımsız soluğumuzu alacağımız doğum sürecinin nasıl bir alanda tezahür ettiği, dünya ile olan ilk ilişki zeminimizin tonunu belirler, annemiz ile ilk temasınız, dünyanın güvenli ya da güvenli olmayan bir yer olduğunu beden hafızamıza kayıt eder. Tüm dengede olmama hal durumlarının (fizyolojik-mental-ruhsal boyuttaki hastalıklar); yaşama ilişkin algılarımızın uyumsuz enerjiler tarafından gölgelenmesidir. Gölgenin ana kaynağı, rahimde deneyimlediğimiz sürecin ve doğum sürecimizin niteliğine sıkı sıkı bağlıdır. 

Şimdi bu bağı daha yakından gözlemlemek, yeniden anlamlandırmak, mevcut yaşam ritmimize hangi seslerin eşlik ettiğini görmek , özdeşleştiğimiz ailevi ve mesleki rollerin sesinin ilk ana kaynağına yönelmek öz yuvamıza dönmek öz ailemiz ile temas etmek adına güzel zaman kaliteleri ışınıyor.

Hatırlayalım ki; sevgi gölgeyi açığa çıkaran sonsuzluk kuvvetidir. Bizi öz ışığımıza yakınlaştırır. Öncelikle kendimizi koşulsuz sevgi ve şefkatle kucakladığımızda, psişemizin özende red ettiğimiz her boyut güvenle bilinç yüzeyinde ifade bulur ve iyileşme yönünde aşk kapısı aralanır. Aşk, spiritüel bir uyanış süreci, gerçeklik boyutudur.

Gerçekliğimize sadece öz kabul yolunun ışığını izleyerek varabiliriz ve ilişkiler bu yolun eşsiz renkleridir. Şimdi önce kendi kendimiz ile olan ilişkimizi ‘doğum hikayemizi” yazarak başlayım mi? Haydi yeni yıla kendinize bir defter armağan edin ve ilk satırlarınız en özel biricik sürecinizi aktarsın, doğum sürecinizi.

Yazı yazmak; en güçlü psiko-terapi metodolojilerinden birisidir. Yazı yazmak; psiko-noromuskuler sinirleri aktif hale getirdiğinden bilinç-bilinçdışı arasında güçlü bir bağ kurulmasını destekler.

”De ye fabula narratur” yani "anlatılan senin hikayendir" der Horatius...