31 Ocak - 6 Şubat haftasına astrolojik bakış

"Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...”
Nazım Hikmet

 31 Ocak- 6 Şubat = Umut Işığı

Yeni bir hafta, yeni bir ay, Yeniay, yeni başlangıçlar… Nereden başlamalı?
İlk çevremizi anlamaya odağımızı yönelterek ve bu çevredeki duygusal motivasyonları düzenlemekten başlamalı. İlk çevremiz neresi? =geçmişi geleceğe eş zamanlı olarak da geleceği geçmişe dönüştüren geçit =’rahim’.

Hafta boyunca tasarım boyutunda öncü, bedeninin kıymetini bilen (beden= bilinçdışı) “Tanrıların Burcu” olarak nitelendirilen Oğlak burcunun ve evrensel kardeşliğin, sezgisel farkındalığın simgesi Kova burcunun ışıdığı arketipsel dinamikleri yoğun bir ritimde duyumsuyoruz. Dolayısı ile her iki burcun yönetici gezegeni, Sümer ve Mısır mitolojisinde uygarlığın temelini atan Tanrı olarak nitelendirilen, ruhsal sağlığımızı en çok gözeten; Satürn gezegeninin ışığı ön plana çıkıyor. Satürn gezegeni daima öz doğamıza uygun bir formda yaşamı deneyimlememiz gerekliliğini vurgular.

Öz doğamızın ritminden başka yollara saptığımızda bize bir çıkmaz sokak sunar ki; engellerin/zorlukların/sorunların öz olarak bizi olgunlaştıracak deneyimler olduğunu göstermektir, niyeti. Önümüzdeki süreçte disiplinli öğretmen Satürn bize yeni bir kapı açıyor; bu zamanın döngüsünde ete kemiğe bürünmemize vesile olan enerji dinamikleri ile yüzleşiyoruz, yaşama bakış açımızın anneannemizin rahminde form kazanmaya başladığını hatırlamamız, birkaç kuşak geri ilerleyerek eş zamanlı olarak ileriye geleceğe doğru yeni tohumlar atacağımız bir yaratım döngüsündeyiz. Bu döngüden içeri girip girmemek ise öğrencinin özgür iradesine mi bağlı?…

Haftanın ilk günü ve eş zamanlı olarak Ocak ayının son gününe “planlama esastır!” diyerek güçlü bir giriş gerçekleştiriyoruz. Ay, Oğlak burcunun disiplinli, planlı, hırslı, sebatkar, derin anlayışlı doğasında Balsamik fazda, bütünleşme-kabullenme-bırakma enerjilerini yoğun bir formda duyumsuyoruz. Güneş ile birleşmeye doğru sabırlı adımlar ile ilerleyen Ay gibi özellikle günün ilk bölümünde zihnimizdeki sabotajcıya dikkat etmemiz önem kazanıyor. Ayın son gününü geçmişin referansları ile geleceğe doğru planlar gerçekleştirmek, düşüncelerimizin yaratıcı gücüne konsantre olarak yarattığımız en önemli sanat eseri yaşamımızın hikayesini iç görümüzün berraklığı ve anlayışın bilgeliğinden destek alarak analiz etmek adına güçlü bir gündeyiz. Ay, ışıkları aktarma sürecine 07:42-12:43 zaman diliminde ara vermiş olacak bu bağlamda; güne meditatif uygulamalar ile , düşüncelerimizi gözlemlemeye alan açarak, yeni yaratımlar adına boşluklar yaratarak başlamak oldukça verimli. 12:43 den itibaren Ay, Kova (Saka) burcunun fütürist doğasında kendine münhasır bir ritimde yol almaya başlarken, yarın doğacak Yeniay döngüsünde başlatma niyetinde olduğumuz süreçlerin zihinsel analizlerini gerçekleştirmeye odağımızı yöneltebiliriz.

Yeni bir ay ve Yeniay; Şubat ayına Yeniayın başlangıç enerjisi ile umutlu bir o kadar da sorumluluk bilinci ile yol almaya başlıyoruz. Bizleri konfor alanımızın dışına davet eden sıradışı deneyimler ile karşı karşıyayız. Evrensel kardeşliğin simgesi Kova burcunda doğan Yeniayın ışığı, Satürn gezegeninin ışığı ile birleşmekte ve Uranüs gezegenine kare açı gerçekleştirmekte. Her birimizi birbirine bağlayan bağların farkındalığı ile özgün ses tonumuzun yaratıcı eylemlerimizi destekleyici yeni bir döngü başlıyor. Yeniayın doğum haritası, “Küçük Deniz Kızı” masalının tadına. Aşk’a düşen Ariel, babasına baş kaldırıyor ve kendi yüreğinin ritmine kulak vererek insan olma deneyimine sesini feda ederek erişiyordu…Umut ettiğimiz yarınlar için nasıl fedakarlıklar gerçekleştirmeye hazırız? Yeniayın enerjisi, eylemlerimizin sorumluluğunun farkında olmamızı, sesimizin iyileştirici gücünün bilincinde olmamızı işaret ediyor. Yeni bir süreci başlatmak için Merkür gezegeninin geri hareketini tamamladığı 4 Şubat sonrası bir tarihi değerlendirmek daha akıllıca olacaktır.

Haftanın ortasını okyanusta lütufkar kulaçlar atarak karşılıyoruz.  Ay, hiçlikten beslenen Balık burcunun yaratıcı doğasında ışığını büyütmeye başlıyor. Olanı ve olmayanı olduğu gibi kabullenmeye, şükretmeye ve her şeyin ardındaki sembolik düzeni sezgilerimiz aracılığı ile okumaya açık olduğumuz gün boyunca hayal gücümüzü besleyici sanatsal ve meditatif uygulamalar gerçekleştirebiliriz.

Haftanın dördüncü günü Ay derin okyanusta yenilikçi, özgün kulaçlar atarak ışığını büyütmeye devam ediyor. Kendimizi adadığımız bir süreçte yeni açılımlar ile karşılaşabiliriz. Daha önce deneyimlemediğimiz bir yoldan ilerlemeyi destekleyici bir enerji hakim. Yaratıcı enerjimizi bizi canlı hissettirecek güzel eylemler ile beslemeye yönelebiliriz.

Haftanın en güzel gününe soğuk bir tonda merhaba diyoruz, bugün enerjimizi yapıcı değerlendirmek adına dinlenmeye, iç sesimizin rehberliğine başvurmaya, her şeye anlayışla dokunmaya özen gösterebiliriz. Gün boyunca içsel dinamiğimizin direnç ve destek noktalarının test edilebileceği bir gündemimiz olabilir. Dirençler /engeller ile karşılaştığımızda bizi en yoğun olarak neyin/nelerin desteklediğini görebiliriz. Günün ilk bölümünde düşüncelerimizin dönüştürücü gücünden güçlü bir tonda fayda sağlayabiliriz. 12:41-17:55 aralığında Ay dinlenmeye çekilirken (Ay boşlukta) , bizler de haftayı tamamlamamız gereken işlerimize odağımızı yönelterek, mümkün ise derin dinlenme, meditasyon uygulamaları gerçekleştirerek değerlendirebiliriz. 17:55 den itibaren Ay lider bilincini ışıyan Koç burcunun sıcak ve kuru doğasına adım attığında, daha taze bir enerji ritmiyle eylemlerimiz ilham verici bir tonda şekillenmeye başlıyor.

Hafta sonu boyunca ateş elementinin dönüşüm gücünde merkezlenerek öz’e güvenerek ilham verici adımlarla cesurca ilerliyoruz. Ancak sakin olmaya ve her eylemimizde merkezimizde olduğumuzdan emin olmamız önem kazanmakta.

Cumartesi günü her eylemimizde (söz de bir eylemdir) ölçülü olmaya özen göstermek önemli. Gökyüzünde kare açılar yoğun bu bağlamda yeryüzünde uzlaşma niyetindeyiz ve gergin hissetmemiz olası. Kare açılar; iki zıt enerjiyi uzlaşmaya davet eder, böylece yaşam döngümüzün bir alanda büyüme deneyimi gerçekleştirebiliriz. Gün boyunca tek başınalık deneyimlerimize daha fazla zaman ayırmayı seçerek bizi merkezimiz dışına itebilme potansiyeli olan dinamiklerin enerjisini daha rahat duyumsayabiliriz.

Pazar günü aklımızın ritmimizi sakinleştirmemiz ön plana çıkıyor. Dilin kemiği yoktur misali; sözcüklerimizi özenle seçmemiz faydalı olabilir. Duygusal boyuttaki yaralarımızın özüne cesaretle edilebileceğimiz gün genelinde hatırlayalım ki; yara açan dinamiğin özü bu yaranın eş zamanlı olarak şifasıdır.