9 Ekim Koç Burcu'nda Dolunay'ın astrolojik yorumu

9 Ekim Koç Burcunda Dolunay = “Ben, ‘ben’ olduğum için Sen, ‘sen’sin.

“Acılarımız en değerli yol göstericilerimizdir.
Acının içerisine doğru yürüyebilme cesareti gösterebildiğimizde dönüşür,
gerçekte kim olduğumuzu hatırlarız.”

                                                   Özge Genlik

Değerli okurlar 2022 yılının 41. Haftasının ilk gününün son dakikalarında (Pazar -23.54) Koç burcunda tezahür eden dolunay, 12 Nisan 2021 tarihinde Ay Ve Güneş’in Koç burcunun Yay dwadında birleşimiyle başlayan Ay Döngüsü “Kendini ‘Oku’maya Hazır Mısın?” diye seslenirken, kahramanın sonsuz yolculuğunda başlayan yeni döngüde ateş kadehinden fırlayan ismimiz neticesinde hayat veren bir iksir keşfetmek adına bizleri sonsuz yaşam labirentinde binbir kılıktaki kendimizle yüzleşmeye davet ediyordu. Şimdi labirentten çıkış anahtarını bulduk, anahtara elimizle temas etmeye cesaretimiz var mı?

12 Nisan 2021- 9 Ocak 2022 tarih aralığında yaşam döngünüzde neleri başlattığınızı ve/veya hangi hususlarda girişimler gerçekleştirdiğinizi hatırlıyor musunuz? Şimdi başlattığınız her şeyin neticesi gözlerinizin önüne serilirken , bu sürecin meyveleri parmaklarınızın ucunda. Dolunayın ışığı , özümüzdeki en derin yaraların öz kaynağını görme ve bu yaraların özünden bir anka kuşu misali yeniden sevginin gücüyle doğabilmek adına gereksinim duyumsadığımız cesareti damarlarımızdaki kanın eşsiz dokusunda bulabileceğimizi açıkça ortaya koymakta.

Hızlı , Güzel ve Bilge Bir Dolunay: Koç burcunun ikinci dekanında (Güneş yönetiminde), Mars gezegeninin yönetiminde, Merkür gezegenin kısmi asalet ışığı altında tezahür eden Ay-Güneş karşıtlığı; Ay’ın ışığı Melanie Reinhart’ın deyimiyle ‘Gökyüzünün Şamanı’ Kiron (Chrion) ile birleşerek, Kova (Saka) burcunda geri hareketini sürdüren Satürn gezegeniyle iş birliği halinde (Ay-Kiron birleşimi -Satürn gezegeni sekstil açı dinamiği) tam karşısında ise Venüs-Güneş birleşimi Satürn’e lütufkar bir tonda dokunmakta (Venüs-Güneş birleşimi -Satürn üçgen açı dinamiği). Dolunay anının doğum haritasında ise ‘İnsanlığa Açılan Kapı’ olarak
nitelendirilen Yengeç burcunun yükselen derecesinde konumlandığını ve Dolunayın tezahür ettiği derecede ’Terazi’ burcunun (dodekatemoria) aromasının hakim olduğunu görmekteyiz.

“Bütün bu yolculuk, kendimden kendime imiş.”

                                    Muhyiddin İbn Arabi

Tüm bu tabloyu kısaca özetlemek gerekirse; öncü burçların ön plana çıktığı bu süreçte izi olmayan kendi biricik bireysel yolumuzda özgün benliğimizin eşsiz ritmine uyum sağlayabilecek yeni bir yuva inşa etme vaktinin geldiği işaret edilmekte, ancak bu sefer bütünüyle tek başımızayız ve bir diğeriyle kurduğumuz ilişki dinamiklerimizdeki tıkanıklıklar, engeller bize yol süresince cesaret aşılayacak en önemli kaynaklarımız. İnsan varlığı ilişki dinamiklerinde yaralanır ve şifanın özü yaranın içinde olduğundan yine ilişki dinamiklerinin zemininde iyileşir. Ve hatırlamak gerekir ki; bir ömür boyunca temas halinde olduğumuz tek bir ilişki dinamiği vardır: kendimiz ile olan ilişkimiz. Dışarıda gördüğümüz her şey bir yanılsamadan ibarettir. Bu bağlamda “biz” bilincinde köklenebilmek adına öncelikle sağlıklı bir biçimde “ben” diyebilmemiz önem arz etmektedir.

“Yarası olmayan şifacı iyileştirici olamaz çünkü gerçek iyileştirici güç; yaranın kendisinden gelir.”

Carl Gustav Jung

Dolunayın ışığının yönetici gezegeni Işığın Savaşçısı Ares (Mars gezegeni), İkizler burcundaki geri hareketine (30 Ekim itibariyle Mars gezegeni İkizler burcunda geri hareketine başlıyor) doğru hazırlanırken ölümlü olan ile ölümsüz doğamız arasındaki bağdaki dengeyi feth etmemizin öneminin altını çizmekte, dolunayın ışığıyla dayanışma içerinde olan (Ay-Chiron birleşimi-Satürn gezegeniyle sekstil açı dinamiği), ruhsal boyuttaki sağlığımızı en çok gözeten Satürn gezegeni ise Şems-i Tebrizi’nin şu sözlerini hafızamızda aydınlatmakta: “Sonsuzluk, sonsuz zamana sahip olmak demek değildir, zamansızlık demektir. Sonsuz aydınlığı yaşamak istiyorsan, geçmiş ve geleceği aklından çıkar, şimdide kal.

Dolunayın kısmi asalet ışığında konumlanan Merkür gezegeninin 2 gün sonra (11 Ekim- Salı) Terazi burcuna geçiş gerçekleştireceğini de göz önünde bulundurduğumuzda özellikle kuşaklar boyu aktarılan travmatik izlerin dönüştürülmesi, yaralarımızın içerisinden geçerek öz benliğimizle ilişkimizi iyileştirmek adına bütüncül bir terapötik danışmanlık sürecine baş koymak, doğum hikayemizi yeniden yazmak adına ideal ve ahenkli bir zaman kalitesinde olduğumuzu söyleyebiliriz.
Evrensel kardeşlik ağacımızın köklerine doğru hafızamızın derinliklerinde yol alabileceğimiz “Aile Dizimi” açılımları da bu süreçte özümüzü okuyabilmemiz adına bizlere ışık olabilir (Aile Dizimi açılımlarını yöneten liderin, bireysel eğitim dinamiğinin alt yapısını dikkatlice araştırmanızı öneriyorum).

Sadece “dinlemenin” iyileştirici gücünü de derinden duyumsayabileceğimiz bir zaman dalgasında sörf yapmaktayız, bugüne değin yüreğimizin derinliklerinde kök salmış ve ifade bulamamış melodileri sanat aracılığıyla ete kemiğe büründürmek ve en çok iletişimin bel kemiği olan ‘dinleme’ becerilerimizi geliştirmek adına, 12 Nisan 2021 tarihinde Ay ve Güneş’in birleşimiyle başlayan Ay Döngüsünü nihayete erdireceğimiz 10 Temmuz 2023 tarihine değin, önümüzdeki 9 ayı en güzel şekilde değerlendirmek bireysel irademizin eşsiz gücüne çapa atmış gibi görünmekte. Şimdi “Sevginin en derin köklerine” doğru dümenimizi kırma vaktii

“Çocukların bana gelmesi için acı çekmesine izin verin.”

                                                                                 Hz. İsa

Işık Olsun! 

Özge Genlik - Mistikalem.com