Artık hayata yetişemiyoruz.

27 Ekim 2021 Çarşamba
Artık hayata yetişemiyoruz.
Artık hayata yetişemiyoruz.

Hayat artık bize yetmiyor: yediklerimiz içtiklerimiz almamız gereken vitaminleri veremediği için ilaçlarla açığı kapatıyoruz. Kazancımız yetmediği için kredi üstüne kredi çekiyoruz. İnsan ilişkileri ihtiyaç duyduklarımızı vermediği için kişisel gelişim ve terapi ile açığı kapatıyoruz. Meyvedeki şeker, yemekteki tuz yetmiyor, cipse, çikolataya abanıyoruz. Kendi hikayemiz yetmiyor, bol aksiyonlu, fantastik filmler, diziler izlerken kendimizi kaybediyoruz. Elimizdekiler yetmiyor, daha çok, daha fazla şey satın alıyoruz.

Biz artık hayata yetişemiyoruz çünkü. Daha fazla çalışmamızı istiyor sistem. Daha güzel olmamızı bekliyor. Daha enerjik yaşayalım, daha çok şey başaralım, daha çok şey yapalım, deneyim manyağı olalım diye bekliyor. Sistem diyorum ama yanlış anlaşılmasın. Bir amacı, beyni, çıkarı olan bir sistem değil o. Kör bir döngü. Tepeden aşağı doğru yuvarlandıkça büyüyen bir çığ.

Tüketim ve deneyim arttıkça elbette hepsinin içi de boşalıyor, kalite gittikçe düşüyor. Kalite düştükçe miktar artırılıyor, miktar arttıkça değer düşüyor. Bugün normal bir insan hayatta kalmak için yediği kadar takviye alıyor, uyuduğu gibi meditasyon falan da yapıyor, ilişkilendiği kadar terapiste anlatıyor, bir de orada çözümlüyor, tükettiği kadar alışveriş sitelerinde favori listesini dolduruyor. Kimse durmuyor, duramıyor. Tüm dünya sürece teslim olmuş biçimde sadece bu engellenemez yuvarlanmanın sonunda toslayacağı duvarı bekliyor.

Günümüz direnişinin daha fazla ses çıkarmak, höykürmek, koşmak, eyleme geçmek olduğunu düşünmüyorum. Bence herkes durunca kazanacağız. Herkes, korku eşiğini durmak için aşınca. Herkes ipin ucunu bırakınca. Ölülerin kıpırtısının duyulabileceği mutlak sessizlik, okyanusları bile rükûya getirecek bir hareketsizlik bizi kurtaracak.

Caput Draconis - mistikalem.com

Prof. Yaşam Koçu, NLP ve Öğrenci Koçluğu
Usui-Kundalini Reiki II
Seans/iletişim: [email protected]

www.youtube.com/user/thejenrachelblack