Arzu Üzerine

Gerçek arzular ile arzu gibi duran zorlanımlar arasındaki fark nedir?

Bu sorunun tek bir cevabı olmasa gerek, ancak;

Gerçek arzumuz ile hemhal iken, bir karın ağrısıyla sonuç odaklı olmayız. Onun hazırlığı bile keyiflidir. Gerçek arzu için gösterilen çaba mangal yapmak gibidir yani. Hazırlığı gitmesi, kurması pişirmesi, yemesi her bir safhası ayrı keyiflidir. Arzu sandığımız zorlanımda ise (zorlanımı burada istemesek de içten içe istemek zorunda olduğumuza dair zoraki bir itki duyduğumuz şeyler için kullanıyorum) sabırsız ve sonuç odaklı oluruz. Hemen olsun, olmuyorsa da Allah belasını versincilik çalışır yani. Sonra gerçek arzumuz için verdiğimiz emek, hem bize yük gelmez aksine kolaydır hem de zaman genişler, mekân daralır. Yani gerçek arzumuzla uğraşır, oynaşır, ona giden yolu arşınlarken, her dakika bir saat gibi uzun ve yoğun hissedilir ve bu esnada çevremizde olup biten şeyler de dikkatimizi dağıtmaz. Çok sevdiğiniz bir kitabı okuduğunuz o bir saati düşünün. Ancak zorlanımlı olarak peşinden gittiklerimizi yetiştirmeye asla vakitler yetmez, paso dikkatimizi dağıtacak bir şeyler çıkabilme imkânını bulurlar, yani zaman daralır ve mekân genişler. Ama en önemlisi şu ki, gerçek arzumuzun peşinden giderken üretken oluruz. Bizden başka birçok konuda yan üretimler, ana konuda büyük üretimler etrafa saçılır, çiçek açarız yani. Hakikaten emeğimizin sonucunu herkes gözle görebilir. Ancak zorlanımlı arzularda ortaya ya hiçbir şey çıkmıyordur ya da çıkan bir cacığa benzemiyordur.

Bu konudan bahsettim çünkü bu ara ben ne istiyorum sorusunu değerli buluyorum. İnsanı düştüğü kurban deliklerinden, kısır döngülerden, ataletten çıkaracak şey kalbinin arzusudur ve bizi de bu günlerde dengeleyecek en önemli şey, gerçekten ne istediğimizi bulup, ona kalben yönelmek olabilir, şartlar ne olursa olsun. Sevgiler.

Caput Draconis - mistikalem.com

Prof. Yaşam Koçu, NLP ve Öğrenci Koçluğu
Usui-Kundalini Reiki II
Seans/iletişim: [email protected]

www.youtube.com/user/thejenrachelblack